"Ee şimdi ne yapacağım?"
"Dahyun ile yemeğe gideceksiniz. Sıradan bir öğlen yemeği yiyin ama gülümsemeyi unutma."
Üzerimdeki gömleği çıkarıp rastgele bir tişört giydim. Dahyun üyelerin yanına gitmişti sanırım. Twice'ın bekleme odasına gittim.
"Yemeğe çıkacakmışız."
Üyeler Dahyun'a gülümsedi hafifçe ve Dahyun ayağa kalkıp odadan çıktı.
"Şu lanet sevgili işi bitse de gerilim filminden çıksak."
"İnan bana ben de bunu istiyorum."
...
Restorana geldiğimizde cam kenarına oturup yemek söylemiştik. Camda bekleyen insanlar vardı. Onlara bakarken geriliyordum. Dahyun elimi tutup bana gülümsedi.
"Yakın davranmamız gerek şimdiden özür dilerim."
Kafamı sallayıp ona gülümsedim ve elini sıktım. Jackson aklıma geldikçe burası dayanılmaz oluyordu.
"Biraz sakin ol Mark. Gülümse ve bana bak yeter. Zaten dışarıya ses gitmiyor ve yüzümüzde maske var. Anlayamazlar istediğini söyleyebilirsin."
"Üyeler gerçekten çıktığımızı mı düşünüyor yoksa biliyorlar mı?"
"Aslında bilmemeleri gerek ama biliyorlar. Onlardan bir şey saklamak hoşuma gitmiyor."
"Anlıyorum. Ee peki Mark ile sevgili olmak nasıl bir şeymiş?"
"Daha telefon numarasını bile bilmediğim bir sevgilim var. Mükemmel!"
"Ha dur onu unutmuşum."
Telefonumu çıkarıp Dahyun'un numarasını çaldırdım. JYP bana numaralarını vermişti Twice'ın. Dahyun'a benimkini vermemiş demek ki.
"Kaydetsene?"
"Şimdi telefonumu çıkarırsam bir tuhaflık olduğunu anlarlar. Yurtta kaydederim."
Yemeklerimiz gelince iştahımın hiç olmadığını anlayıp yemeği itikledim öne doğru.
"Aç değilim galiba."
"Benden daha zayıf gözüküyorsun. Sana imreniyorum."
Güldüm. Tabi kız gruplar diyet yapıyordu. Hatta çoğu erkek grup da. Ama bizim grup hayvan gibi yiyip kilo almadığı için hayvan gibi yemeye devam ediyordu.
"Abartma Dahyun. Sandığın kadar zayıf değilim emin ol."
Teelfonuma gelen mesajla elimi cebime attım. Menejerimiz mesaj atmıştı.
"Dahyun benim kalkmam lazım. Programımız varmış. Aslında katılmayacaktım ama bilmiyorum valla."
Dahyun ayağa kalkıp bana doğru bir adım attı ve kollarını bana sardı. Alışsam iyi olurdu ama tuhaf geliyordu işte. Ben de ona sarıldım ve el sallayıp restorandan çıktım. Ayol benim bacağım sakat ne diye çağırıyorlarsa. (Yazar erkek birinin iç sesini yazdığını unutur djdndjd)
Arabaya yavaşça binip boş koltuğa oturdum. Üyeler kendi hallerindeydi yine. Bir tek Jaebum biraz gergin gözüküyordu.
"Bir sorun mu var çocuklar? Jaebum?"
"Aslında var. Bu programda her haltı konuşacağız. Senin sevgilinden tut grup içi tartışmalarımıza kadar."
"İyi güzel hoş da. Ben ne anlatacağım onu anlaamdım. Kafadan falan mı sallayacağım yoksa bir kağıt falan alıp onu mu ezberleyeceğim?"
"Mark bu program cidden farklı. Bunda senaryo falan yok. Doğaçlama girecekler sen de direkt cevap vereceksin."
Şimdi galiba cidden atılacaktım.
...
"Üyelerden birinin yakın zamanda bir açıklaması yapıldı. Mark, Dahyun ile nasıl gidiyor."
"Gayet iyi. Hayranlarımız bizi çok iyi karşıladı. Yani çoğu."
"Son günlerde yan yana pek gözükmediğiniz için endişeler vardı. Bununla ilgili söyleyeceğin bir şeyler var mı?"
"Buraya gelmeden önce yemeğe gittik Dahyun ile. Aramızda bir sorun yok. Sadece ayağımdan dolayı biraz rahatsızdım. Ve promosyonlarımız hala devam ediyor. Çözüm bulmaya çalışıyoruz. Bu yüzden sadece şirkette görüyoruz birbirimizi. Sık sık görüşemiyoruz."
"Ne zamandır sevgilisiniz?"
Sana ne lan a*k keli?
"1,5-2 aydır falan."
"Peki ne zamandır tanışıyorsunuz? Çıkışlarınızdan önce mi sonra mı?"
"Dahyun Stop Stop It klibmizde oynamıştı. O zamanlar stajyerdi. Çekimlerde tanıştık."
"Twice üyelerinden bazıları yine oynamıştı kliplerinizde. Onların bir gün çıkış yapacağını düşündünüz mü?"
Ne saçma soru la bu?
"Klipte veya şarkıda sözleri yok. Yani seslerini şarkıyla hiç duymamıştık. Bu yüzden bir fikrimiz yoktu değil mi çocuklar?"
Üyeler beni onaylayan ifadeler ve sözler söylediğinde keltoş adam beni salmıştı artık. Ta ki programın bitişine kadar.
"Mark şimdi senden bir şey isteyeceğim. Dahyun'u arayacaksın ve bir süre konuşacaksın. Onun tepkilerini canlı canlı duyacağız."
Kameranın arkasından telefonumu alıp Dahyun'u aradım ve o konuşmadan ben konuşmaya başladım.
"Alo canım ne yapıyorsun?"
"Şirketteyim. Çekimler bitti mi?"
"Evet bitti. Çıkışta bir şeyler yapalım mı diye soracaktım. Yemeğmiz de yarım kaldı. Seni özledim."
"Çok isterdim hayatım ama kızlarla çok yoğunuz. Sen de yorma kendini."
"Peki. Dinlenmene bak."
Dahyun valla çok güzel idare etmişti beni. Telefonu kapatıp geri götürdüm ve adamın yanina gittim. Adı neydi la bunun?
"Aranızın iyi olduğunu kanıtlamış oldunuz. Peki telefonuna neden ismiyle kaydettin?"
Sana ne lan sana ne?
"Numarası uzun süredir olduğu için ilk kaydettiğim gibi duruyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*Lie* (MarkSon)
Fanfiction"O benim arkadaşım Jackson! Şirket bu açıklamayı yaptı diye beni yargılayamazsın." "Mark daha fazla dayanamıyorum. Şirket istedi diye sevgili gibi davranıyorsunuz, şirket istedi diye aynı arabaya biniyor, aynı programlarda konuşuyorsunuz. Birbiriniz...