Elim hala sargıdaydı ve evdekilerin ilgisi benim üzerimdeydi.Sanırım elimle duvarı yumruklayıp sonrada camı kırmak benim işime gelmişti.Değere binmiştim.Ben kolktukta uzanıyordum,anneannemde koltukta yanımda oturuyordu ve ağzıma kek,börek tıkıp duruyordu.Teyzem içerde bana yemek yapıyordu vede eniştem tatil planları yapıyordu.
''Heather'ın eli geçince tatile gitmeye ne dersiniz,ha?'' dedi.Kulağa cazip geliyordu ama naz yapmaya karar verdim.
''Zaten size yeterince zorluk çektirdim ama..'' sesimi inceltmiştim.
''Ne zorluğu?Sen bizim kızımızsın.''
''Ama öz değil.''
Sessizlik oldu.Anneannem elindeki keki tabağa bıraktı.Tam o sırada kapı çaldı ve sessizliği bozdu.Sessizlik bozulduğu için içimden şükrediyordum.Teyzem kapıyı açtı,kapıdaki kişi:
''Şey,hatırlarsanız ben Heather'ın arkadaşı Jenny efendim.Onunla konuşabilir miyim?''
Jenny mi?Lanet olsun..
''İçeri geç Jenny,Heather kalkamaz-'' dedi teyzem.
''Yoo,kalkabilirim gelmesin.Elim sargıda bacağım değil ya canım,hihi.'' ve koltuktan kalktım kapıya doğru gittim.Teyzem içeri gitti.
''Oo,elin hırpalanmış,ne oldu?''
''Sanane.'' dedim sertçe.Yüzünü somurttu.
''Tamam be tamam,hal hatır da sorulmaz sana.İyilik yaramıyor.''
''Senden iyilik gelmez.'' diyip tek kaşımı kaldırdım, ''Ne istiyorsun?''
''Dışarı gelmeni.'' sesinde alaycı bir ton vardı. ''Pietr dışarda.'' diyerek devam etti.Pietr mı?Kalbim birden hızlanmıştı.Onun yüzüne nasıl bakabilirdim?
''Nede olsa yüzsüzün tekisin.5 dakika konuşabilirsin,ha?'' Bana yüzsüz demişti.Kolunu sıktım,
''Benimle düzgün konuş sürtük.'' kolunu daha çok bastırdım.Canı yanmıştı,homurdandı ve geri çekildi.
''Hadi gel Heather.Çocuk seni bekliyor..'' Gitmeye karar verdim.Arkamı dönüp,
''5 dakika Jenny'e gidiyorum.Bana yeni elbisesini gösterecekmiş,festival içinmişte..'' dedim ve ikna olsunlar diye sevimlice baktım.
''Tamam.'' dedi teyzem ve Jenny piçiyle dışarı çıktık.Pietr ortalıkta yoktu.
''Nerede o?''
''Arka sokaktaki parkta..''
''Ne garip değil mi,sevdiğin çocuğun yanına onun sevdiği kızı götürüyorsun.Canın yanmıyor mu?'' dedim,moralini bozmayı seviyordum.
''Onun mutluluğu için.Onu seviyorum..Şimdi sus!'' diye tısladı.İçten içe gülüyordum.Sonra Pietr'ın yanına varana kadar hiç konuşmadık.Arka sokağa döndüğümüzde Pietr'ı gördüm.Bana öylece bakıyordu.Jenny:
''Yanına git.''
Çekingen adımlarla ona doğru ilerledim.Ve sonra karşısına dikildim.Gözlerine bakmaktan çekiniyordum.
''Cidden mi Heather,o söylediklerin yalan mıydı?'' Sesinde hiçbir duygu yoktu,soğuktu.Sadece başımı onaylar şekilde salladım.
''Peki Heather.Bir soru daha,Fran'i seviyor musun?'' Ne diyeceğimi bilemedim,sustum.
''Anlıyorum.Onu seviyorsun.O da seni.Mutluluklar.'' diyip gitmek için arkasına döndü,o sırada kolundan tuttum.
''Sende o da arkadaşımsınız.İkinizi de çok seviyorum.'' yüzünü bana döndü.
''Yalan söyleme Heath.Ben üzülmem,unutur giderim.Jenny'e karşıda o kadar boş değilim canım..Senden dün söylediklerinden sonra soğudum.Ses tonumdan fark etmedin mi?Fran'i seviyorsun ve o da seni seviyor.Beraber olun işte.Jenny'le de ben beraber olurum.Sonuçta onunla bir geçmişim var ve 1 şansı hakediyor.Mutlu olacağım.''
Bunları nasıl söyledi böyle?Ben onun için üzülürken,o bana neler söyledi..Bende doğruları söylemeye karar verdim;
''Fran'i seviyorum.Mutlu olacağız.Sizde olun.Hoşçakal..'' Arkamı döndüğümde Jenny Pietr'a doğru yürümeye başlamıştı bile.Yanımdan geçerken bana göz kırptı.Ve gidip Pietr'ın koluna girdi.Öylece uzaklaştılar.Elime baktım,
''Bu elim sen üzüleceğin için böyle olmuştu,mutlusun..'' dedim kendi kendime.Derin bir nefes çektim ve eve doğru yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Kesik-
ActionHeather Graice,birden bire kalabalık şehir hayatından kaçıp minik bir kasabaya yerleşir.Henüz 16 yaşındayken,kim olduğunu ve geçmişini öğrenir.Canının çok yanmasına rağmen bu hayatı ona kimin yaşatmak zorunda olduğunu bulmaya çalışır ve hayatına yen...