Alışverişi yapmıştım ve eve dönmüştüm.Hala sinirliydim,içeri girip poşeti yere fırlattım.
''Ne fırlatıyorsun poşeti?'' diye bağırdı anneannem,
''Merak etme,ağda kutusu camdan değil.''
Arkadan teyzemin kahkasını duydum,bende gülmeye başladım.Bir daha eğilip poşeti verdim,
''Ağdayı ne yapacaksın ki?''
''Un mun var işte kek yapıcam.''
''Unlu ağda mı ağdalı kek mi?'' Diyip yine gülmeye başladım.
''Ay amaan,sen ne anlarsın.'' diyip odasına çıktı.
15 Eylül Sabahı
Lanet girsin ki,alarmım ötmeye başlamıştı.Gitmek istemiyordum ama birden aklıma Fran geldi.Işık hızıyla giyindim.Her zamanki gibi şort ve tişörttü giydiklerim.Çantamı da alıp sırtıma taktım,aynaya baktım.
''Zombiye benziyorum.'' Zaten geç kalmıştım, ''...amaan banane.'' diyip çıktım.Herkes uyuyordu.Fran'i aradım, ''MEŞGUL.'' Meşgul mü?Bir daha aradım, ''MEŞGUL.''Sinirden çıldıracaktım.Sanki biri ''Seni sevmiyor...'' dedi.Arkama döndüğümde kimse yoktu,
''Kafamın içindeki sesler.''
Belki Fran'i 50 kez aramıştım ama hep meşguldü,son kez aradım ve bu sefer farklı bir cevap aldım,''ARADIĞINIZ KİŞİYE ŞUANDA ULAŞILAMIYOR.'' İyice delirmiştim.Neden açmıyor bu salak?Sesli mesaj atmaya karar verdim,
''Nerdesin sen?!!'' Eminimki bu mesajı duyduğunda ödü bokuna karışacaktı.Servis gelmişti ve bende hemen binip gittim.
Tenessee Lisesi
Kampüste gözlerim Fran'i yokluyordu.Ama göremiyordum,ne oldu buna?Artık sinirli değil meraklı ve üzgündüm.Ya başına bir şey gelmişse?Etrafa bakmaya devam ediyordum.O sırada tanıdık bir yüz gördüm,fazla tanıdıktı.Ve birden bana doğru dönüp baktı.Bana doğru yürümeye başladı;
''Heather?'' dedi şaşkınlıkla.Bu Aiden'dı.
''Burada ne arıyorsun sen?'' Şuan şok geçirmiştim sanki.
''Artık Nashville'da yaşıyoruz.'' dedi, ''..kader.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Kesik-
ActionHeather Graice,birden bire kalabalık şehir hayatından kaçıp minik bir kasabaya yerleşir.Henüz 16 yaşındayken,kim olduğunu ve geçmişini öğrenir.Canının çok yanmasına rağmen bu hayatı ona kimin yaşatmak zorunda olduğunu bulmaya çalışır ve hayatına yen...