Jenny denen kız neredeyse Pietr'ı içine alacak gibi ona yaklaştı.''Yapma bunu Pietr.Bu kızı bana mı tercih ediyorsun?'' dedi,bana omzunun üstünden bir bakış attı.
''Ben kimsenin tercihi değilim,fakat istersen seni Los Angeles'a götürüp bir barın menüsüne adını yazdırıp seni tercih yapabilirim?'' dedim
''Kes sesini minik orospu.''
Bunu bana dedikten sonra yemin ederimki bir anda tüm gücüm parmak uçlarıma doğru toplandı ve bende Jenny orospusuna sağlam bir yumruk attım,''Ah'' diye sızlandı.5 dk kendine gelemedi.
''Yumruğum minik değilmiş,değil mi?'' dedim.Pietr aslında gülmemek için zor duruyordu.Bana göz kırptı ve, ''Ne yaptın sen Heather!'' diye bağırdı.Ya da numara yaptı.
''Her ne kadar gözüne çaksam da,diğer yerlerine çaktıkları gibi acıyamaz Jenny.'' dedim.Yapabildikleri tek şey susmak oldu.Dany,Jenny'i Pietr'ın işaretiyle uzaklaştırdı.Pietr bana yaklaşıp,
''Bunu yaptığın için çok teşekkür ederim.'' dedi, ve cebindeki hiç açılmamış sigara paketini cebinden çıkardı,bana verdi.
''Bu sana benden bir hatıra,olur mu?'' hafifçe güldü.Ben sadece başımı salladım.Ve Pietr arkasını dönüp diğer ikisinin yanına gitti.Kendi sigaram bittiğinden,onun verdiği paketi açmaya karar verdim.Pakette bir kağıt,üstünde bir telefon numarası yazıyordu. 05xxx .. Kağıdı alıp rehbere kaydettim ve buruşturup attım.Eve gitmek istemiyordum.Evin hatıraları beni yıkıyordu.Zaten kollarımdaki izleri gördükçe daha fazla kötü oluyordum.Biraz daha geç gitmeye karar verdim.Hava kararmıştı.
Bu da ne?Mahallede bir mezarlık mı? ... çok ilginç.
Mezarlığın yanında bir park vardı,hiç korkmadan oturdum.Sigara yaktım,tekrar.Pietr işini biliyordu.Bu gece eve gitmemekte kararlıydım.Zaten telefonum bir kez bile çalmamıştı.Hem Nashville'de bana kim zarar verebilir ki?Özellikle bu mahallede.Duman tütüyordu.Oh evet,bunu seviyordum hemde çok!
Sessizliği bir ses bozdu. ''Bu saatte sarışın bir kız mı?Hemde mezarlığın yanındaki parkta?''
''Saatte ne var?'' dedim.
''Her laf atana cevap verir misin sen?''
''Cevap vermezsem götleri kalkıyor.''.Bu çocuğu tanımıyordum.Yanıma oturdu.
''Sigara içmemelisin.'' dedi,
''Dayanamıyorum.'' diye cevap verdim ve kahkahalara boğuldu.
''Hayır aptal.Seni korumaya çalıştığımı mı sandın sen?Sigara içmemelisin çünkü yanında biran yok.'' Bira mı?Sarhoş olmak ve yeni bir bağımlılık istemiyordum.
''İşine git sürtük.'' diye tersledim.
''Adım sürtük değil.Ben Fran.''
''Tamam.'' dedim.
''Adını söylemeyecek misin sarışın?Yoksa sana sarışın demeye devam mı edeyim?''
''Ben de Heather.'' dedim.Başını salladı,gözlerime baktı.Saniyelerce bakıştık..Bir süre sonra,
''Kes şunu.'' dedim.Gözlerini çevirdi.Şişeyi kafasına dikti.Anında bitirdi.
''Evine gitmelisin.'' dedi.
''Hayır,o eve gitmeyeceğim.Bu gece dışardayım.''
''Bizim eve gelebilirsin.'' demesiyle ona tokat atmam bir oldu.Güldü.Sonra bende gülmeye başladım.
''Sinirlenince çok tatlı oluyorsun.''
''Benim asıl sinirli halimi gördüğüne emin misin?''
''Belki bir gün görmeme izin verirsin Heather.Lütfen bana numaranı ver.'' diyince ne yapsam bilemedim.İyi birine benziyordu.Peki.Numarayı söyledim ve kaydetti.
''Senden hoşlandım.'' dedi.Ben susmayı tercih ettim.Tekrar baktı ve aniden öptü.Hemen geri çekildim.
''Fran,yapma bunu.''
''Tamam Heather.Eve gidiyorum ve sende gitmelisin.'' Boşuna ısrar ediyordu!
''Gitmem.''
''Peki,bende o zaman seninle kalırım.Seni yalnız bırakmak istemiyorum.''
''Öyleyse ben burda kalmayacağım için sende kalmıyorsun.'' Elinden tuttum ve yürümeye başladık.Havuzlu,büyük bir park bulduk ve boş bir bank.Oraya oturduk.Konuşurken ben uyumuşum ve o da bana sarılmış.Sabah olduğunda hızlıca eve gittim ve teyzem,eniştem,anneannem evde heyecanla beni bekliyorlardı.Ne Pietr'dan ne de Fran'den haberleri yoktu ve olmayacaktı.Olmamalıydı.Teyzem
''Heather!'' diye bağırdı ve bana doğru yürüyüp kolumdan çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Kesik-
ActionHeather Graice,birden bire kalabalık şehir hayatından kaçıp minik bir kasabaya yerleşir.Henüz 16 yaşındayken,kim olduğunu ve geçmişini öğrenir.Canının çok yanmasına rağmen bu hayatı ona kimin yaşatmak zorunda olduğunu bulmaya çalışır ve hayatına yen...