Veeee 12.sınııffff!! ^
Aslında zeki kızımdır övünmek gibi olmasın. Derslerim çok iyi. Neredeyse bütün derslerde derecem var. (Sanırım iyi olduğum tek şey bu) Herkes lise 4 te çok daha fazla çalışman gerekiyor diyor, bana vız gelir. Derslerden korkmuyorum. Bazı kişiler her ne kadar ödevlerden, okuldan,sınıftan kaçsa da ben okulu seviyorum. Bu nedenden dolayı da alay eden de oluyor tabii. Ama zaten alıştım ben hayatım boyunca hep dalga geçilmeye..
Kahvaltımı yaptıktan sonra çıktım. Gül desenli küçük pembe sırt çantamı da aldım. İçinde param, kulaklığım, birkaç küçük lazım olan eşyalarım ve telefonum vardı. Üzerime pembe gömleğim ve siyah pantolon giymiştim.
Servis geldi ve sonunda okula vardık. Şubem ' B ' idi. 12-B sınıfına girdim ve girmez olaydım kendimden utandım. Taş gibi kızlar ve erkekler vardı. Sınıfa girince anında kafalar bana çevrildi tabiii doğal olarak. Yüzler buruşturmalar, kafayı çevirip gözü devirmeler falan.. Allah'ım ne gıcık bi sınıfa düştüm ben dedim içimden. 12. Sınıfa gelmişler saygıyı terbiyeyi bilmiyorlar!
Kafamı öne eğerek ortada bi yerde sıraya oturdum. Küçük pembe sırt çantamdan kalem ve ufak not defteri çıkardım. Kalemim tüylü, neon renkliydi. Neon çok severim aslında. Ayakkabılarım da bugün pembe neon renkti. Sonra kafamı kaldırdım. Kapıdan biri girdi. Tatil havasını üzerinden atlatamamış, sarı uzun saçları, kavruk teniyle resmen beni büyülemişti. Çok cool tavırları vardı. O da yeni gelmiş duruyordu benim gibi. Saçlarını savurup çantasını fırlatarak arkadan bir sıraya oturdu. Gözümü alamıyordum. Ne yani çirkinim diye çocuk da mı kesemeyeceğim? Hem ayrıca ben Yüce Rabbimin yarattığı şaheseri izliyorum.. Diğer kızlarda ona ağzının suları aka aka bakıyordu. Derken omzumda bir el hissettim.
- "Burası boş mu? Müsaitse oturabilir miyim?"
Çok sevimli, turuncu saçlı, çilli suratıyla bana bakıyordu. Birden silkelendim.
- "Ta-Tabii boş oturabilirsin. "
Şaşırmıştım. Çünkü neredeyse kimse benimle konuşmuyordu. Hiç arkadaşım olmadığından böyle diyaloglara giremiyordum. Utangaç tavırlarımdan sıyrılmaya çalışarak sırada birazcık kaydım. Malum koca gövdem tüm sırayı kaplıyordu.
-" Adın ne? " diye sordu.
-"Güneş. Senin?" dedim gülümseyerek.
- "Ben de Elçin. Hoşgeldin" diyerek elini uzattı..
Bende -"Hoşbuldum" dedim ve elini sıktım.
O anda içim kıpır kıpır olmuştu. Kelebekler uçuşuyordu sanki. Biliyorum abartıyorum sanacaksınız ama hiç arkadaş çevrem olmadığından böyle tatlı bir kızla tanışmak beni sevindirmişti.
10 dakika oldu olmadı genç, sarışın bir öğretmen sınıfa girdi.
-" Günaydın çocuklar " diye söze başladı. Kendini tanıttı, bu sene umarım iyi anlaşırız gibisinden o malum sıkıcı ilk gün konuşmalarını yaptı. Bizimle sırayla tanıştı. Bahçede 2 saat ayakta diktikleri yetmemiş gibi bir de sınıfta dinliyorduk.
Sıra bana geldiğinde suratlar bana çevrildi. Ayağa kalktım.
-" Adım Güneş." dedim hocaya bakarak. Bana sevecen gözlerle bakıyordu. Hayret. Arkadan gelen kıkırdama seslerini duyabiliyordum.
"25 yaşında bi abim var, Annem ingilizce öğretmeni, Babam da mühendis. Buraya Ankara'dan geliyorum, bu okulda ilk senem." dedikten sonra sırama oturdum. Benden sonra birkaç kişi daha kendini tanıttı. Sırada cool tavırlı çocuk vardı. Saçlarını yana doğru savurarak,-"Ben Özgür, annem avukat, babam mütercim tercüman. 6 yaşında küçük kız kardeşim var. Antalya'dan geliyorum, ben de okulda yeniyim" diyerek gülümsedi. Hafif sırıtarak önüme döndüm. Çocuğun hareketleri, gülümseyişi, ses tonu bile harikaydı. E tabi Kızlar da ona haliyle hayran hayran dibi düşerek bakıyordu.
Sonra hoca alınacak defter kitap listesini yazdırdı. Ufak not defterime not ettim. Her neyse kafamı kaldırıp etrafıma hafif göz gezdirirken bir kaç suratla karşılaştım. Adlarının Betül, Merve, Ceyda olduğunu öğrendiğim üç gıcık kız bana doğru bakarak gülüşüyorlardı. İşte bundan nefret ediyorum. Bi bok varsa gelin konuşun ben gülecek bir şey göremiyorum. Tamam çirkinim biliyorum bunun ben de farkındayım ama insan edepli olur en azından belli etmez. Ne o şımarık şımarık hareketler, gülüşmeler.. Gözlerimi devirip önüme döndüm.
Sonunda zil çaldı. Neredeyse herkes dağıldı. Elçin yanımda bana doğru parıldayan gözlerle bakıyordu. Yanında 2 kız 1 tane de erkek vardı.
"Biz bahçeye çıkıyoruz sende gelmek ister misin?"
"Şeyy ben dışarıda dolaşmayı pek sevmiyorum daha sonra belki gelirim" dedim çekinerek. Şaşkındım. Yine dışlanacağım sanıyordum ama bu kez öyle olmamıştı. Elçini çok sevmiştim.
"Olmaz hadi şimdi lütfen lütfen" deyip yerinde zıplıyordu. Derken arkadan Özgür geldi. Anlaşılan Elçinle önceden tanışmışlardı. Ama bu onun da ilk senesiydi nasıl karşılaşmışlardı acaba diye düşünüyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Farklıyım (Tamamlandı)
Teen FictionDiş telli, şişman, kısa saçlı, gözlüklü bir kızın hayatı boyunca dalga konusu olması.. Alay edenler, dışlayanlar hatta yumurta domates fırlatıp okulumuzda senin gibi çirkinleri istemiyoruz yazılı pankartlarla aşağılama... Güneş, kendisiyle dalga...