10

2.5K 236 53
                                    

Zilin çalmasıyla kantine inmek için ayaklanmıştım. Tam sınıftan çıkacakken geri dönüp sıkıntıyla kalemi ile oynayan Hoseok'a baktım.

- Hey, kantine gelsene sen de.

Gülümseyip ayaklandı. Sanırım cidden tek başına olmaktan sıkılmıştı. Daha önce sormadığım için kendime kızmıştım. Hızlıca yanıma geldi.

- Hadi gidelim.

Sohbet ederek yürümeye başladık. Bugün Jin okula gelmemişti. Önceden bilsem ben de gelmezdim çünkü Jin yokken okul zehir oluyordu.

Kantindeki panonun önünden geçerken öğrencilerin bir şeylerle ilgilendiğini gördüm. Merakla panoya baktığımızda bu haftasonu düzenlenecek olan kamp duyurusunu görmüştük. Öğrenciler isimlerini yazdırıyordu. Tam içimden Jin gitmek ister mi diye düşünürken listedeki adını gördüm. Nasıl yani? Bana söylemeden geziye mi gidecekti? Listeye bir kez daha baktığımda hemen Jin'in altında Solbin'in adını da gördüm. Şimdi anlaşılmıştı. Jin Bey kız arkadaşıyla kendine çok güzel bir tatil planlamış ve ayak bağı olmamam için bana söylememişti bile. Hayal kırıklığı içinde listeye bakarken Jimin' in sesini duydum. Soluk soluğa yanıma geldi.

- Hıh, gördün mü geziyi? Ben de onu söylicektim. Biz de geliyoruz.

Bakışlarımı Jimin'den çekip yanındaki Jungkook' a baktım.

- Peki. Size iyi eğlenceler.

Tam yürüyüp gidecekken Jimin kolumdan tutmuştu. Zavallı Hoseok da hiçbir şey anlamamış, bize bakıyordu.

- Nasıl yani ? Sen gelmiyor musun?

- Daha yeni gördüm Jimin. Ve evet gelmeye pek niyetim yok.

Baştan beri sessizce bizi dinleyen Jungkook söze atıldı.

- Ee gezinin açıklandığı gün Jin Tae'ye haber vermeye gidiyorum diyerek yanına koşmuştu. Nasıl yeni haberin oldu?

İşte buna şaşırmıştım. Hafifçe kaşlarımı kaldırıp sordum.

- Hangi gün?

- Geçen salı

Şimdi anlaşılmıştı. Jisoo'yla bizi sınıfta sarılırken gördüğü zaman geziyi söylemeye gelmişti. Sonrasında da aptal bir kavgaya tutuştuğumuz için söyleyememişti. Gülümseyerek yere baktım. Karşımdaki üçlü 'ne yaşıyor bu?' bakışları atarken birden kafamı kaldırdım.

- Hadi biz de yazdıralım ismimizi Hoseok. Hem sen de okulla biraz kaynaşmış olursun hı?

Başta reddedecek gibi olsa da kedi bakışlarıma dayanamayıp kabul etmişti. Sevinçle adımızı yazmıştık. Tabiki Jin'i oraya o kızla yalnız bırakamazdım.

Ellerim cebimde eve yürürken aklım hala 2 gün sonraki gezideydi. Jin'in geziyi duyunca ilk benim yanıma gelmiş olması içten içe mutlu olmamı sağlasa da saçma sapan bir şekilde ettiğimiz kavgadan sonra hemen o kızla gidip adını yazdırması sinirimi bozmuştu.

Kafamı kaldırıp baktığımda Jin'in evinin önüne geldiğimi görmüştüm. Cebimden telefonumu çıkarıp mesaj attım.

- Evde misin?

- Evet, sen?

-  Kapının önündeyim.

Penceresini izleyerek attığım mesaja cevap vermesini beklemeye başlamıştım. Çok geçmeden kapı açıldı. Jin içerden kafasını çıkardı.

- İçeri gel

Hızlıca yürüyüp içeri girdim. Annesi evde yok gibi gözüküyordu. Arkasından takip ederken doğruca odasına çıktı.

LOVE AGAİN ~ TAEJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin