14

2.5K 241 182
                                    

- Jin.. Gitmem lazım artık.

- Lütfen, 5 dakika daha.

Diyip kollarını daha da sıkı dolamıştı belime.
Yaklaşık 1 saattir Jin'in yatağındaydık. Konuşmuyorduk.. Jin kollarını belime dolamış, ben ise kolum başımın arkasında, elimle ise Jin'in saçlarını okşuyordum. Bu anın her zaman düşlediğim bir hayalden ibaret olacağını düşünürdüm ama her şey gerçekti, mükemmeldi.

-Jin gitmem gerekiyor.

Hafifçe doğrulup oturur konuma geçtiğimde Jin de ellerini belimden çekip karşıma geçmişti.

-Sensiz 1 dakika bile geçirmek istemiyorum.

Jin'i kendime çekip dudaklarına minik bir öpücük kondurup ayaklandım.

-Ben de öyle Jin ama.. iyi haberlerim var. Tüm haftasonu ev boş olacak.. Yani annem arkadaşlarıyla birlikte bir geziye gidiyormuş ve tabiki sen de bizde kalıyorsun.

Jin bana mükemmel gülümsemesini sunup kafasını tamam anlamında sallarken kaş göz hareketleri yapmayı da ihmal etmemişti. Fesat düşüncelere dalarken yüzümdeki kızarıklık da kendini gün yüzüne çıkarmıştı. Hemen kendimi odadan dışarı atıp dış kapıya doğru yürümeye başladım.

-Aklından ne geçti bilmiyorum Taetae ama fesatlığınla zehirleniyorum.

Jin arkamdan yürürken kahkahaları da koridoru dolduruyordu. Hiçbir şey söylemeden dış kapıya vardığımda Jin kolumdan tutup beni kendine çekmişti.

-Her hareketinle sana tekrar aşık oluyorum.

Dediğine gülümseyip Jin'in yanağından öptüm. Tek kaşını kaldırıp bana somurtarak baktığında bu sefer dudağına odaklandım. Geri çekileceğim sırada bana karşılık verip sert bir şekilde öpmeye başlamıştı. Sırtım kapıyla buluştuğunda bacaklarımdan tutup beni kucağına alırken bile birbirimizi açlıkla öpmeye devam ediyorduk. Yavaşça boynuma doğru minik öpücükler bırakırken Jin'in saçlarından tutup yüzünü boynuma iyice bastırdım. Dudaklarım arasından çıkan minik inleme Jin'in gülmesine sebep olmuş ve öpüşlerini derinleştirmişti. Tekrar dudaklarını dudaklarımla buluşturduğunda salondaki koltuğa doğru ilerlemeye başlamıştı.

Sırtım koltukla buluştuğunda Jin'de üstümdeydi. Dudaklarını dudaklarımdan ayırıp kendi tişörtünün eteklerinden tutup çıkardığında geniş omuzlarıyla  ve hafif karın kaslarıyla tamamlanan mükemmel vücudunu süzmeye başladım. Ben Jin'i mest olmuş şekilde izlerken elleri tişörtümün altından tenimle buluştuğunda ürpermiştim. Ne olacağını veya ne yaptığımızı düşünmeden kendimizi zevkin, aşkın içinde bulmuştuk. Utangaçlığımı bir kenara bırakıp sevdiğim adam karşısında cesurlaşmıştım, beni cesaretlendirmişti. Kendimi Jin'e bırakmamla endişeli sesini duymam bir olmuştu.

-Taehyung çabuk kalk annem geldi.

Bir panikle Jin'i itmem  koltuktan düşmesine neden olmuştu. Jin bunu umursamayarak yerdeki tişörtünü alıp üstüne tekrar geçirirken ben de üstümü başımı düzeltip eve gitmek için ayaklandım. Jin kapıyı açtığında annesi güler yüzüyle ikimizi iyice süzmüştü.

-Hoşgeldin Taehyung oğlum. Nasılsın?

-İyiyim Bayan Kim, sağolun. Ben de tam gidiyordum.

-Yemeğe kalsaydın?

-Yok teşekkür ederim. Geç oldu zaten annem beni bekliyordur. Kendinize iyi bakın.

-Tamam o zaman canım. Sen de kendine iyi bak. Jin oğlum arkadaşını geçir sen. Ben de yemek hazırlamaya başlayayım.

LOVE AGAİN ~ TAEJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin