Chapter 21

245 10 5
                                    

Bir haftadan kalan günler evi toparlamak, uyumak ve akşamları Dylan ile beraber yemek yemek dışında hiçbir şey yapmadan geçip gitmişti. Şimdiyse yanıbaşımda umarsızca çalan alarmımı duvara fırlatabilmem için birinin gelip beni yataktan kazımasını bekliyordum.

Sızlanarak yastıkların arasında doğruldum ve telefonumu susturup yavaş hareketlerle banyoya girdim. İhtiyaçlarımı giderip yüzüme soğuk sular çarparak ayılmaya çalışıyordum ama pek işe yaradığı söylenemezdi.

Esneyebilmek ve biraz da dinçleşmek için birkaç kez bacaklarımın üzerine kapandım. Baleye hazırlanırken yaptığım ısınma hareketlerinden yalnızca birkaç tanesi bile bana yetmişti, şimdi çok daha iyiydim.

Aynada kendime gülümsedim, bugün kalan hayatımın ilk günüydü ve güzel geçmesini istiyordum.

Bir melodi mırıldanmaya başladım ve süzülerek alt kata indim. Salonun ortasında parmak uçlarımda yükselip etrafımda dönüyor ve kafama göre bir koreografiyle dans ediyordum.

Bir süre oradan oraya zıpladıktan sonra mutfağa yöneldiğimde kapı eşiğine yaslanmış Dylan'ı görerek yerimde sıçradım. Gülümseyen suratı korktuğumu görünce kıkırdamaya başladı. Nefes verip ben de gülmeye başladım ve ona yaklaştım.

"Günaydın."

"Günaydın," dedi. "Bu neşeyi neye borçluyuz?" Omuz silktim.

"Yüksek ihtimalle.. Sana." Dudaklarında hafif bir tebessüm belirirken bedenimi kolları arasına aldı ve dudaklarıma hâlâ olmasına alışamadığım minik bir öpücük kondurdu.

Zihnimde birden bire onu her an öpebileceğime dair bir düşünce belirdi. Gerçekten de her an, her saniye ona sarılabilir, dudaklarımı dudaklarından ayırmadan yaşayabilirdim. Artık ondan uzak duramayacağımı biliyordum. Durmak da istemiyordum zaten. Hayatımın geri kalanının her gününü onunla geçirebilirdim.

"Destiny.." dedi fısıldayarak. "Bu günleri o kadar uzun zaman bekledim ki." Yanağımı yanağına yaslayarak gözlerimi kapattım. Saatlerce böyle kalabilirdim ama bu imkansızdı. Yavaşça geriye çekilip ona baktım, derin bir nefes aldıktan sonra "Bir şeyler yedin mi?" diye sordu.

Başımı iki yana sallarken bir şeyi yeni fark ederek durdum. "İçeri nasıl girdin?" Kollarını birbirine dolarken bilmiş bir sırıtışla arkasındaki duvara yaslandı.

"Kapı komşusunun yedek anahtarının yerini tek bilen sen değilsin." Tepki vermeden mutfağa ilerlerken arkamdan seslendi.

"Bir şeyler atıştır. Dışarıda bekliyorum."

Arabadan inmek için emniyet kemerimi çözerken dudaklarımı kemiriyordum. İçeriye nasıl girmemiz gerektiğinden hâlâ emin değildim ve etrafımda daha fazla ilgi istemiyordum. Eh, Dylan'ın ilgisini çektiği çok fazla kız vardı ve bu en başından beri beni rahatsız eden bir durumdu. Şimdiyse hissettiklerimin açıklığa kavuşması bunu daha da olası bir hâle getirmişti. Dylan'ı kıskanmıyordum, ya da başkalarının "onu nasıl kafeslediğim" hakkında yapacakları dedikoduları da umursuyor değildim. Tek istediğim etrafımda daha az olumsuzluk olmasıydı.

"Destiny," dedi Dylan. Öyle bir tonlama yapmıştı ki bir an için düşüncelerimi okuduğunu sandım. "İnsanları umursamaya başlamışsın, eskiden bunu yapmıyordun." Camdan dışarıdaki kalabalığı izlerken, söylediği cümleyle derin bir farkındalık hissettim. Evet, bu doğruydu. Ben insanları umursamazdım. Kimsenin ne düşündüğü hiçbir zaman umurumda olmamıştı ve şimdi de olmamalıydı. Aylar önce kaybettiğim özgüvenin damarlarımda yeniden dolaşmaya başladığını hissederken son bir kez Dylan'a bakıp kapıyı açtım. Duruşum dikleşmiş ve beni ben gibi göstermeye başlamıştı.

Kilit sesinin ardından Dylan yavaşça yanıma yaklaştı. Benden bir hamle bekliyordu. Gülümsemem dudaklarımdaki yerini bulurken yavaşça elimi uzattım. Önce uzattığım elime, daha sonra da gururlu bir gülümsemeyle yüzüme baktı ve parmaklarımızı kenetledi.

Birkaç kafanın bize döndüğünü biliyordum, ama onlarla ilgilenmek yerine Dylan'la konuşmak daha eğlenceli geliyordu. Neden bahsettiğimizi bilmiyordum ama, yalnızca normaldik işte.

Bölümün koridorları boyunca el ele yürürken hiçbir şey düşünmemiştim. Ama görünen o ki asıl düşünmem gereken şeyi bu kadar çabuk unutmam, birilerinin öfkesini katlamaya yetmişti.

Sellam!

Bölüm çok kısaydı çünkü planlarıma göre burada bitmesi gerekiyordu. Bu bölümü iki kısımdan oluşuyor gibi düşünebilirsiniz. Devamı üzerinde çalışmaya devam ediyorum, onu da çok ara vermeden atacağım. Benimle kalın! 💕

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 30, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FLAWLESS||O'brien.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin