yirmi iki

45 3 0
                                    

Yixing çelimsiz bedenini banyoya doğru  yürürken, Kris odada kendine sövmekle meşguldü.

Kris, yıllarca babasının baskısı nedeniyle başka bir evde yaşamış, kötü işlere bulaşmış ve lisesi bile bu nedenle uzamıştı.

Ve yine babası yüzünden sevdiği kişi ona yakın olamıyordu hatta ondan nefret ediyordu.

Zor kullanmak ve nazik olmamak Kris'in bir özelliğiydi fakat bunu Sarkık Dudak'a yapmak onu rahatsız ediyordu. Adeta başka birine dönüşüyordu.

Tek isteği Yixing ile İtalya'nın keyfine varmak, onunla olmaktı.

Hatta ömrünün sonuna kadar onunla olmak istiyordu.

Yixing, beyaz havluyu beline dolamıştı. Saçı ıslaktı ve düşen bir kaç damla yüzünden aşağıya doğru gidiyordu.

Kris o çok seksi diye düşündü. Nefes kesiciydi. Bu hiç adil değildi.

Kris doğruldu ve Yixing'in hizasına gelip seslendi: "Yixing!"

"S-sana inanmıyorum Kris. L-lütfen."
Yixing içten içe korkuyordu hala. Kris nasıl kötü olabilirdi? Yalan söyledikten sonra nasıl ona inanabilirdi ki? Seven bir kişi bunları yapar mıydı? Yixing'i daha önce kimse sevmemişti belki de böyle psikopatça.

Kris, kendine lanet ediyordu. LANET! Acınası haldeydi. Yixing'e dokunmak için elini kaldırdığında kaşları çatılmıştı Sarkık Dudak'ın.

"Dokunma!" dedi kızgın bir sesle.

"Seni seviyorum ve inan bana bu olayı çözeceğim tamam mı? Bugüne kadar saklamamın sebebi seni korumaktı. Çünkü bunu kendim çözebilirim. Bu zamana kadar yaşadığım sorunları kendim çözdüm. İyi veya kötü yollarla ama çözdüm. Şimdi n'olur bana biraz olsun inan. Ve burada güzel vakit geçirelim."

Kris Yixing'in elini kavradı ve kalbinin üzerine götürdü.

"Kris b-ben ailemi kaybettim ve bunun kimin yaptığını bildiğin halde sakladın. Beni sevdiğine inanıyorum fakat bu çok ağır Kris gerçekten. Çok ağır. Buraya geldik. Beni zorla getirdin. Ama sordun mu Kris istiyor muyum? Yaşamak istiyor muyum?"
Yixing hıçkırıklarını tutamadığında Kris onu kavradı.

"Yanında olduğumu daha ne kadar anlatabilirim. Lütfen ölmekten bahsetme artık. O kişi en ağır cezayı alacak ve biz burada güzel vakit geçireceğiz."

"Tamam. Sana inanmayı çok istiyorum Kris. Ben sadece korkuyorum. Başıma bir şey gelmesinden korkuyorum. Senden korkuyorum."

"Ben ne yaptığımı bilmiyordum. Sadece seninle olabilmek istiyordum. Hatalıydım. Kabul ediyorum. Ama n'olur beni cezalandırma."

Yixing hala tedirgin olmakla beraber Kris'e sıkıca sarıldı. Daha sonra gidip giyindi.

Duştan çıktığında bedeni biraz daha iyiydi sanki öyle hissediyordu.

Kris hala aynı yerde ona bakıyordu. Yixing, her ne olursa olsun içten içe onun yanında olmaktan dolayı memnundu. Korksa da, zorlansa da memnundu. Sanki en kötü yerde olmaktan daha iyiydi Kris ile olmak.

Okulu, kaybettiklerini unutmaya çalışmalıydı ve buranın keyfini çıkartmalıydı.

"K-kris...dışarı çıkalım mı?" diye mırıldandı çekinerek fakat karşısındaki adamın yüzünde tam anlamıyla güller açmıştı.

Koşarak ona sarıldı.

"Çıkalım tabi ki. Gezelim. Senin bir sürü fotoğrafını çekeceğim!"
-
Beraber odadan çıktılar. Uzun olan yanındakine bakıp gülümsemesini saklayamıyordu. O kadar mutluydu ki.

Geçen gün ki zorba adamdan eser kalmamıştı. Yixing'in eline uzandı ve sıkıca kavradı.

Yixing şaşkınlıkla Kris'in elini tutuşuna baktı.

Bu çok farklı bir histi ve Yixing bunu ilk kez hissediyordu.

"Dondurma almak ister misin?"

Yixing başını salladı.

- FLOPPY LIPS 2 -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin