Jungkook~
Masada yalnız başıma oturup yarım saattir Jimin'in tuvaletten çıkmasını bekliyordum. Demek anonim oydu~
Onu öyle çok kırmışım ki istemeden, öyle çok üzmüşüm ki..
Kim olduğunu öğrendiğimde sadece susmuş yüzüne bakmıştım. Kalkıp sıkıca sarılmak, yanında ağlamak istiyordum. Ama sadece oturdum ve yüzüne bakmakla yetindim. Kırılmış ya da kızmış mıydım anonim olmasına? Hayır çünkü zaten benden bir intikam almasını bekliyordum ama anonim olması beni şaşırtmıştı. İlk tanıştığımız o yerdeydik, gecesi herşeyi berbat ettiğim yerde..
Derin bir nefes alarak kalktım ve tuvalete gitmek için ayaklandım. Fakat gitmemi engelleyen şey kulaklarımı dolduran telefon sesi oldu. Benim telefonum değildi ve Jimin hyung giderken telefonunu alıp gitmişti. Burada bizden başka biri mi vardı? Ayakkabılarımın çıkardığı sesi umursamayarak yürümeye başladım. Burada bizden başka kim olabilirdi görmek istiyordum. Telefon sesi bir süre sonra susmuş ve bu kezde kulağıma derin nefes sesleri gelmeye başlamıştı.
İçime garip bir korku yerleşirken derin bir nefes aldım. Adım atmaya devam ederken bileğime dolanan ellerle korkuyla arkama doğru döndüm. Tanrım bu Jimin hyung'tu. Nefes nefese kalmış yere doğru eğilmişti.
"Hyung ne oldu?"
"T-tuvalette.."
"Ne oldu tuvalette hyung?"
"Tuvalette garip sesler duydum Jungkook. Ç-çok garipti."
"Burada bizden başka biri var mı hyung?"
"H-hayır yok. Yani yoktu?"Elini kavrayıp hemen mekandan çıkmak için hareketlendim. Burada garip şeyler döndüğü kesindi, buradan hemen gitmek belkide yapabileceğimiz en iyi şeylerden biri olabilirdi. Arkamızdan gelen kadın sesini duymamla olduğum yere çivilenmiş gibi durdum. Bu ses Yoora'nın sesiydi. Yavaşça Yoora'ya doğru döndüm fakat Jimin hyung'un elini bırakmıyordum. Elindeki silahı görmemle gözlerim yuvalarından fırlayacak gibi oldu. Aman tanrım burada neler oluyordu? Yoora nefretle Jimin'e bakıyor asla beni görmüyordu. Jimin'i göz hapsine aldığı için Jimin kaskatı kesilmiş bir şekilde duruyor ve elimi sıkıyordu. Güven verir gibi elini tuttuğumda Yoora'nın gözleri önce ellerimize sonra Jimin'in sol göğsüne kaydı. Silah bir anda Jimin'in göğsüne doğru döndü ve ateş aldı. Jimin elimi bırakmadan yere çökerken Yoora aynı şekilde durmaya devam ediyordu.
Bileğime dolanan ellere doğru dolu gözlerimle dönerken Jimin hyung'un bileğimi tuttuğunu gördüm. Az önce tamamen hayal görmüştüm, korkudan olsa gerekti. Gözümden akan yaşlara engel olamayarak Jimin hyung'a sıkıca sarıldım. O iyiydi, ona bir şey olamıştı. Şaşkınlığını arttırmasının ardından o da bana sarılmış ve bir süre öyle durmuştu. Geri çekilen taraf o olduğunda gözleri bir süre yüzümde gezindi. Göz yaşlarımın aktığını hatırlayıp gözlerimin altını sildim ve gülümsemeye çalıştım.
"Neden ağladın?"
"Ne?"
"Neden ağladın diyorum. Ne oldu?"
"Ben sadece.."Nasıl söyleyecektim ona? Kuzenim Yoora seni gözlerimin önünde vurdu mu diyecektim?
Gözlerimi sıkıca kapatıp burnumu çektim ve bana endişeyle bakan yüzüne baktım. Ellerimi eline uzattım ve parmalarımızı birleştirdim. Gerçekten buradan gitmek yapacağımız en iyi şey olacaktı. Onuda peşimden sürükleyerek mekandan çıktığımızda hala sorgulayan gözlerle bana bakıyordu. Onu hızlıca arabaya bindirip bende arabaya bindim ve nereye gideceğimi bilmeden sürmeye başladım. Hiç pes etmeden bana bakıyor ve bir cevap bekliyordu. Söylersem tepkisi ne olurdu? Derince nefes alıp yutkundum, merakı geçmiyordu. Arkada araba olmamasını fırsat bilip el frenini çektim ve arabayı durdurdum.
"Yoora seni gözlerimin önünde vurdu."
Şaşkınlık içinde bana baktı, baktı ve baktı. Sadece baktı. Tepki vermiyor sadece bakıyordu. Arabadan inip onun tarafındaki kapıyı açtım ve önüne çöktüm. Şaşkın gözleri bana dönerken yutkundu.
"Neden?"
Sadece bunu sorguladı, başkada bir tepki vermedi. Yüzüme bakmakla yetindi~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr.Jeon || {Jikook} ✅
Fanfiction"Birbirimizi sevmemiz çokta zor değil" "Her seferinde ilk günkü gibi bakarsak birbirimize." @rossieyl 'e ithafen🌿