Jungkook~
Kollarımın arasında uyuyakalan küçük bedene baktım. Bir saat kadar ağlamış daha sonra ise uyuyakalmıştı. Canı yanıyordu, korkuyordu biliyorum ama ben artık onun üzülmesini değil mutlu olmasını istiyorum. Saçlarını yavaşça öpüp onu kucağıma aldım. Zorda olsa araba kapısını açarak onu uyandırmadan koltuğa oturttum ve kemerini taktım. Sürücü koltuğuna geçip kemerimi taktım ve arabayı çalıştırıp eve sürdüm. Çok geçmeden evde olduğumuzda içerden sesler geldiğini fark ettim, müzik sesi miydi o? Hyung'umu kucağıma alıp arabadan indirdim ve evin kapısını çaldım fakat evde kim varsa müzik sesinden kapıyı çaldığımı dahi duymamıştı. Eğer evde dağılmış bir durumdaysa Jimin hyung uyandığında kafayı yiyecekti.
Kapı açılmadığı her an kollarımın arasındaki beden soğuk hava yüzünden titriyordu. Sonunda pes edip arka bahçeye gittiğimde sürgülü cam açık olduğu için şükrettim. Boynuma dolanan kolları içeriye girdikten sonra fark ettim. Jimin hyung iyice kollarımın arasına yerleşirken müzik sesleri kesilmişti. Göz ucuyla etrafa bakıp merdivenlere yöneldim, neyse ki etraf dağınık değildi. Yavaş adımlarla Jimin hyung'u sarsmamak adına merdivenleri çıktım ve odasına girdim. Onu yatağına yavaşça bırakıp ayakkabılarını çıkardım ve üzerini örttüm. O sırada merdivenlerden gelen topluluk ayak sesiyle kapıya doğru istemsiz bir şekilde döndüm. Yoora önde, Taehyung, Seokjin, Namjoon, Hoseok ve Yoongi hyung bana ve yatakta yatak küçük bedene bakıyorlardı. Ellerimi pantolonumun ceplerine sokup kapıya yürüdüm ve odadan çıkarak kapıyı kapattım.
"Ne oldu Jungkook, Jimin yine hasta mı oldu?"
"Ah hayır hyung sadece uyuyakaldı. Umarım ev dağınık değildir de Jimin hyung uyanınca delirmez."
"Ah hayır ev toplu sadece Yoora birazcık şarkı söylemişti."
Hoseok hyung'a gözlerini devirip bakmıştı Taehyung hyung. Yoora ile arasındaki sorun neyse bir an önce anlaşmaları iyi olurdu. İkisininde üzülmesine katlanamazdım.
Aklıma Yoora'nın Jimin hyung'u vurduğu görüntüler gelince sinirler Yoora'ya doğru döndüm ve kolundan tutarak çekiştirmeye başladım. Yoora kolunun acıdığına dair mırıltılar çıkarırken ben onu umursamıyordum.
Sinirle durup ona doğru döndüğümde endişeyle yüzüme bakıyordu.
"Neler oluyor Jungkook oppa?"
"Ben senin oppan falan değilim Yoora! Jimin hyung ile derdin ne?"
Gözlerini devirdi ve sinir kat sayımın artmasını sağladı.
"Ona aşık mısın Jeon Jungkook?"
"Bundan sanane Yoora?"
"Pekala Jungkook senin anladığın dilden konuşacağım. O küçük böceğin etrafında gezmesine izin verir ve itibarını düşürtürsen ibne olduğunu tüm ailemize yayarım!"
Çenesini sertçe tutup kıracak derecede sıkmaya başladım. Beni fazlasıyla sinir ediyordu!
"Bana bak Yoora sen benimle ilgili bir şeyler söylersen tüm yaptıklarını ailemize yayarım. Emin ol senin yanında ben daha masum kalırım!"
"Küçük bir ibnesin. Kabul et!"
Çenesinden boğazına doğru götürdüğüm elimle boğazını sıkarak onu duvara yaslamıştım. Ben var gücümle boğazını sıkarken o ise elimden kurtulmak için çırpınıyordu.
"Senden nefret ediyorum Jeon. Kabul et!"
"Kabul et Yoora ailede dışlanan kişisin. İkizin senden daha üstün, ikimizin üstünlüğüne dayanamıyorsun." Sırıttım, ikizini gözden düşürmek için yapmadığı şey kalmamıştı. Demek sıra bendeydi~ üzgünüm Yoora, elime düştün bir kere.
"Özür dile Yoora, laflarını geri al!"
"Asla, seni küçük ibne."
Boğazını morartacak, nefesini kesecek derecede sert bir şekilde sıkarken sonunda gözlerinden yaşlar akmaya ve sesleri boğuk çıkmaya başlamıştı.
"Senden -ve o-o küçük ibne Jimin'den ne-efret ed ediyorum."
"Sen tam bir sürtüksün Yoora. Özür dile dedim sana!"
"Bende sana d-dilemeye-ceğğim ded- dedim."
"O zaman ailemiz buradan cenazeni kaldıracak."
"S-sen iğren-ç bir insanss-ın Je- Jeon Jungkook."
"Ö. Ö-zür dilerim. J-jungkoo-k dur. Dur nolur! Öl- öleceğim nolur dur."
"Duyamadım Yoora?"
"Özür di-dilerim."
Elimi hızla boğazından çektim, o ağlayarak yere doğru çöktü ve nefes almaya çalıştı. Yoora'dan nefret ediyorum. Ciddi anlamda hemde!
Yoora'yı hızla kolundan tuttum ve sürükleyerek aşağıya indirdim. Eşyalarını alıp onu kapıdan dışarıya doğru hızlıca ittim.
"Siktir git Yoora. Anneme anlatacağım!"
"Jeon Jungkook, tam bir ibnesin!"
Hyunglar cama çıkıp bizi izlerken kapıdan çıkıp yanına adımladım. Sağ kolunu tutup sıkmaya başladım, sinirden gözüm dönmüştü.
"Jiminden.uzak.duracaksın!"
"Küçük ibneye bir şey yapmamdan mı korkuyorsun?"
"Onun hakkında düzgün konuş Yoora."
"Onu korumak sana mı kaldı? Ah pardon Mr Jeon, ona aşıktın değil mi?"
"Siktir git buradan. Defol git yoksa seni acımadan sikeceğim!"
"Aptal ibne! İkinizde ibnesiniz!"
Arkama doğru bakarak el işaretleriyle bağırmaya başladı, duyduklarımla arkama doğru baktım.
"Sen Park Jimin. Sen tam bir ibnesin! Ölmelisin."
Camdan ağlayarak bizi izleyen bir adet Jimin görmeyi asla beklemiyordum. Yoora'ya dönüp saçlarından yakaladım. Onu sürükleyerek bu evden atmazsam bu sinirim geçmeyecekti. Sürükleyerek onu kapıdan dışarıya ittirdiğimde kalçasının üzerine düşmüş ağlamaya başlamıştı. Kapıyı kapatıp evin kapısından içeriye girdim. Basamakları koşarak çıkıp Jimin hyung'un yanına gittim. Ağlayarak bana bakıyordu. Yanına adımladığımda geriye adım attı. Ağlayarak konuşmaya başladı;
"O beni öldürecek Jungkook. Öldürecek!"
•Evett 800 okunmayı geçtik. Çok mutlu oldum doğrusunu isterseniz asla buralara geleceğimizi düşünmemiştim.
•Başta bu kitabı asla yayınlamayacaktım ama cesaretimi toplamam ve paylaşmam için en büyük desteği veren kişi Petek'ti. Okuduğun zaman yüzünde gülümsemeler açar inşallah. Vee en büyük ikinci destekçim Elvan. İkinizede sonsuz teşekkürlerr. Sizi çok seviyorum💜
•Fazla yazdığım bir bölüm oldu. Aslında Yoora kötü bir karakter değildi fakat Jungkook'un hayal olarak gördüğü şeyleri birbirine bağlamak istedim. İlerleyen bölümlerde kavga sebeplerini anlatmayı düşünüyorum ve texting'e geçeceğim. Umarım bir kaç gün içerisinde 1K okunma olabiliriz~
•Kendinize iyi bakın, Jikook kadar güzel ve özelsiniz. İyi geceler~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr.Jeon || {Jikook} ✅
Fiksi Penggemar"Birbirimizi sevmemiz çokta zor değil" "Her seferinde ilk günkü gibi bakarsak birbirimize." @rossieyl 'e ithafen🌿