Medyadaki şarkıyı dinleyin ~
Jin/Epiphany*01.09.16~
Jimin~
Bulunduğum ortamda sıkılarak gözlerimi gezdirdim. Tae ve Jin hyung birşeylerden bahsederken sesleri tamamen uğultu gibi geliyordu. Yüzümü avuçlarımın arasına aldım ve etrafıma bakmaya devam ettim. Kafenin kapısı gıcırtılı bir şekilde açılırken Tae'nin "işte geldiler hyung! Bunlar onlar~" dediğini duydum. Jin hyung ayağa kalkarak beni dürttüğünde kendime gelmiş ve ikisine bakmıştım.
"Ne oldu hyung?"
"Tae'nin misafirleri geldi işte. Az önce bahsettiği"
İşte yine onlara odaklanamadığım için olaylardan uzak kalmıştım. Tae'nin misafirleri masamıza gelirken gözlerimle 4 çocuğuda inceledim. Biri hariç diğerleri oldukça uzun boylulardı. Önüme düşen turuncu tutamları geriye atarak Jin hyung'a döndüm. Gülümseyerek misafirlere oturmalarını söylüyordu. Adının Namjoon olduğunu öğrendim uzunlardan biri Jin hyung'a farklı bakıyordu. Diğerlerinin isimlerininde Yoongi, Hoseok ve Jungkook olduğunu ve Jungkook hariç hepsinin hyung'um olduğunu öğrenmiştim. Jungkook'u incelemeye başladığımda aslında hiçde küçük durmuyor aksinde hyung'um gibi görünüyordu. Siyah saçları gözlerinin önüne kadar geliyor ve sürekli onları geriye atıyordu. Gözleri ve burnu tam yüzüne yakışır şekildeydi. Dudakları ince ve kiraz rengindeydi. Ve dudağının altında ufak bir ben vardı. Ben hala onu incelerken dudakları kıvrıldı ve o an hala onu incelediğimi fark ederek gözlerine baktım. Kıvrılan dudaklarından eser yoktu hatta yüzü sertti. Çekinerek bakışlarımı kaçırdım. Tae, Namjoon ve Jin hyung koyu bir sohbet içindeyken Yoongi ve Hoseok hyung telefonlarında birbirlerine birşeyler gösteriyorlardı. Oturduğum sandalyeden kalkarak tuvalete doğru yürüdüm. İçeriye girdiğimde boş olduğu için sevinmiştim. Bu karmaşık halimi birinin görmesine gerek yoktu. Suyu açıp avucuma soğuk su aldım ve yüzüme çarptım. Üstümün ıslanmadığına sevinirken peçete alıp yüzümü sildim. Kulaklarımdaki uğultu azalmaya başlarken aynaya doğru döndüm. Jungkook'un yüzü aynada belirirken aklımın tekrardan karıştığını anlamıştım. Başımı iki yana sallayarak ellerimi kenarlara yasladım. Dudaklarımı ısırıp düşünmeye başladım. Evet düz değildim ama Jungkook? Aklımı fazlasıyla karıştırıyordu. Evet yakışıklıydı ama.. Aması neydi? Bu soruyu kendime bir kaç kez sorarken tuvaletin kapısı açıldı. Kimin geldiğini gözlerim kapalı olduğu için göremiyordum ama gelen kişi tam arkamda durduğunda rahatsız olarak gözlerimi araladım. Aynadan kim olduğuna bakarken gözlerimin bana oyun oynadığını düşünerek başımı sağa sola salladım. Nefesini ensemde hissederken bir kez daha rahatsız olarak gördüğüm bedene döndüm. O gerçekti, şu an karşımdaydı. Tamam sakin olmalıyım. Ama neden buradaydı?"J-jungkook?" Kekelediğim için içinden küfürler ederken o sırada dudaklarını yalayarak cevap verdi.
"Jimin hyung?"
"Jungkook burada ne işin var?"
"Sen uzun süre gelmeyince Tae hyung endişelendi ve benden sana bakmamı rica etti."
"Ben şey.. ah tamam iyiyim. Sen git ben geleceğim"Başını sallayarak yanımdan ayrılırken ne ara tuttuğumu bilmediğim nefesimi bıraktım. Elimi ve yüzümü bir kez daha yıkayıp kurulayarak tuvaletten çıktım. Oturduğumuz masaya doğru giderken hyungların ayakta olduğunu gördüm. Nereye gidiyorlardı böyle?
"Jin hyung nereye?"
"Ah Jimin geldin demek. Namjoon, Tae ve ben bara gideceğiz. Sen gitmeyi sevmezsin diye biz gidiyoruz. Sen kendin eve gidebilirsin değil mi?"
"Ah tabiki hyung. Size iyi eğlenceler""Hoseok bizde gidip yarıda bıraktığımız oyuna devam edelim mi?"
"Olur hyung"
"Görüşürüz çocuklar. Dikkat et Jungkook~"
"Görüşürüz hyung. Sizde dikkat edin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr.Jeon || {Jikook} ✅
Fanfic"Birbirimizi sevmemiz çokta zor değil" "Her seferinde ilk günkü gibi bakarsak birbirimize." @rossieyl 'e ithafen🌿