Bir sonbahar günü...
Nehir Park'ta, dökülen yaprakların arasında kuş seslerini dinleyerek devam ediyorum yoluma...
Neredeyse hergün geldiğim köprüye baktım. İşte çılgın arkadaşım Ceren de göründü! "Açelyaaaaa" dedi bağırarak.
Kafasının kontak oldugunu söylememiştim değil mi? Her neyse işte.
" Yine ne oldu Cereeeeeen." diye bagırdım alaycı bir ses tonuyla.
"Hadiii çabuk oll yine geç kalacagiz bak geç kalırsak senin suçun."
1 hafta önce bir çiçekçi dükkanında işe girdik. Neredeyse her gün geç kalıyorum. Ceren de beni beklemekten sıkılmış gibi görünüyordu.
"Yine ne düşünüyorsun bilmiyorum ama hemen koşmassan ölümün benim elimsen olacak Açelya Soylu." dedikten sonra iç sesime çenesini kapamasını söyledim ve ikimizde koşmaya başladık.
Usayin Bolt gibi koşuyor birde zalımın qızı. 15 dakika sonra ikimizde çiçekçiye varmıştık. Patron ortalarda görünmediği için derin bir oh çektik.
Ceren hemen güllerin suyunu değiştirdi ve dallarını budadı.
Bende diğer çiçekleri yerine yerleştiriyordum.
Sonunda bizim tek kaş Cemil de geldi.(bu bizim patrona taktığımız isim.)
rla. Ben hiç durur muyum?
" Ya ya ya hasretine dayanamadık Patron." Ceren'in içinden kovulmama duası ettiğine eminim.
"Cemil bey siz aldırmayın buna. Yine erken kalktım diye önüne gelene saldırıyor." Tam karşı çıkacağım sırada ağzımı kapattı ve dışarıya sürükledi.
" Ne yapıyorsun Açelya? Unutma sen burda Kraliçe Elizabet degil ELEMANsın!ELEMAN!" dedi. "ELEMAN" kelimesini heceleyerek ve bağırarak söyledi.
"Üff tamam be şaka yapmaya da gelmiyor." Biz bunları söylerken bir çift bize doğru geldi.
Hemen işimizin başına döndük. O sırada Ceren hemen yerime geldi ve
" Ne vereyim güzel ablama?" dediği anda ben zaten hayattan koptum.
Tuvalete girip onlar gidene dek güldüm. Sonra Ceren kapıyı açtı ve
" Ne oldu salak mısın? Yarım saattir aralıksız gülüyosun. " Brn hala gülerek
" Ahaha Ceren "Ne vereyim güzel ablama?" ne demek ya? Ahaha seni bi an sokakta gül satan roman kadınlarına benzettim agahjahahha"deyince o da gülmeye başladı.
Cemil de geldi...Cerenin kulana egildim ve
"İşte şimdi ya The End... olacak yada Try again..." dedim. Ceren'in bu iş için çok bekledigini biliyordum.
"Ne yapıyorsunuz siz?!" diye gürledi tek kaş.
ti de ttemizllemeye çmak icin agzimi açmamla kapamam bir oldu.
"Tamam. Artık yeter. Eger son bir şey daha yaparsanız kovulursunuz!! Şimdi def olun!" demesiyle sinirlerimin tepeme çıkması bir oldu. T
am ona bagiracagim sirada Ceren yine agzimi kapatti. Elini hışımla çektim. "Ne var ya! Böyle ağız kapamalar bişeyler?!" dedim ukala bir tavırla.
"Kovulmak istemiyorsan kes sesini!" dedi Ceren. Ne yani? Cool mu olmaya çalışıyo bu kız?! İç sesime tekmeler savururken bir yandan da dışarıya çıkmaya çalışıyordum.
"Ceren? Alışveriş merkezine gitmeye ne dersin?! " dedim gülümseyerek.
"Olur." sesi buruk çıkmıştı. Hadi ama? Bu kadar üzülmeye deger miydi? Ben onu nasıl yola getirecegimi biliyorum. Hele bir alis veriş merkezine varalım da...
Multimedya da Açelya var :3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AÇELYA.🌹
ChickLitBoynuna atladım. Yağız'ın elleri yine ceplerindeydi. Ve ne kadar umrunda değilmişim gibi bir hava verse de umrunda olduğumu biliyordum.