"Cidden Ukala? Sana önüne bakmayı öğretmediler mi?"
Dedi alayla sırıtarak. Tam da o sırada Kaan geldi ve elini uzatarak beni kaldırmaya çalıştı.
"Teşekkürler Kaan."
Ona bir omuz attı ve "Demek Kaan bu, Ukala?" dedi sinir bozucu sırıtmasını bozmadan.
"Evet ben Kaan sende şu sarışın serseri olmalısın?" dedi iddalı tavırıyla.
Yağız onu boğazladı ve duvara yasladı. Ben hala yerdeydim çünkü ikinci düşmeyle kıçım fena yanıyordu.
"Birdaha seni onun yanında görmeyeyim yavşak." dedi ve acı bir kahkaha patlattı.
Elini yumruk yaptı ve ona doğru uzattı.
"Bunu görüyor musun? Eğer birdaha seni onun yanında görürsem bu yüzüne inebilir." dedi ve yumruk yaptığı elini Kaanın yüzüne iyice yaklaştırdı.
Kaan onun elinden kurtuldu ve ortadan kayboldu. "Kalkmaya ne dersin, Ukala?" dedi ve elini uzattı.
Bunu reddedecek değildim. "Aman tanrım!! Yağız centilmenliği öğrendi" dedim sırıtarak.
Sonunda yerden kalkmıştım. Aynı anda zil çaldı. Direk konferans salonuna indim.
Yağız zil çaldıktan sonra ortadan kaybolmuştu. Merdivenlerden inerken karşıma Ceren çıktı.
"Çok kötü şeyler olacak bu hayattaaa" dedi ve kaçtı. Tescilli mal.
Konferans salonuna vardım. O sırada bir kızın Yağızı ittirdiğini gördüm.
Sonra arkamda iki el hissettim. "Ceren? WTF!??" dememle Yağızın yanına sürüklenmem bir oldu.
Mecbur yanına oturdum. Ceren'e döndüm pis pis sırıtıyordu. Bunun cezasını mutlaka alacaktı.
"Naber,Yağız?" dedim sırıtarak. "Şu takip etme huyundan vazgeçsen diyorum?"
Dedi ve devam etti. "Herkes seni peşimde dolanan küçük bir köpek yavrusu zannediyor." dedi.
Somurtarak önüme döndüm. Ders çoktan başlamıştı bile. Yağız arada sırada bana bakıyor, sırıtıyor ve sonra önüne dönüyordu.
Bende bazen ona karşı yapıyordum. Sonunda ikimiz de aynı anda birbirimize dönünce "Çok mu güzelim ne yani?" dedim alayla.
"Belki. Ama daha çok ukalasın." dedi. Uzuun bir tekrar yaptıktan sonra (her ne kadar bişey anlamamış olsamda) konferans salonundan çıktık.
"Ceren kankaların enn tatlısı neden yaptın bunu?" dedim.
"Çok yakışıyosunuz biliyo musun?" dedi ve kaçmaya başladı.
"Salaklığın onay aldı biliyo musun Ceren?" dedim ve yoluma devam ettim.
Birkaç sıkıcı dersin sonunda herkes teker teker okuldan çıkmaya başladı. Kaan yanıma doğru geldi.
"Merhaba Açelya." dedi gülümseyerek. "Merhaba Kaan. İyisin değil mi? Olanlar için özür dilerim. Bak..."
sözümü kesti. "Şşşt. Sorun senin değil. O sarışın pislikte." istemsizce arkama döndüm.
Yağız gözlerinden ateşler fışkırarak bize doğru geliyordu. "Kaan. Şuan hiç zamanı değil..." yanağımı öptü.
Yağız şuan cidden iyi değildi. Kaan'ın arkasına geçti ve tişörtünü çekiştirerek onu duvara yasladı.
"Selam, yavşak." dedi sırıtarak. Kaan'ın dili tutulmuşa benziyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AÇELYA.🌹
ChickLitBoynuna atladım. Yağız'ın elleri yine ceplerindeydi. Ve ne kadar umrunda değilmişim gibi bir hava verse de umrunda olduğumu biliyordum.