BÖLÜM 14 : AĞLADIM DELİCE!

86 8 11
                                    

Yağız'a iyice bir sövdükten sonra dolabı açmaya koyuldum. İçeriyi hala bok götürüyodu!

"Ya Yağız insan bi toplar süpürür dimi sen ne odun bir şeysin öyle!"

Bana hiç aldırış etmeden telefonuna bakıyordu. Ne var telefonda bok mu var anlamadım ki!?!?!

"Ya ne var o telefonda? Kaç saattir ne bakıp duruyon aa?!" dedim.

"Seni İLGİLENDİRMEZ!" dedi. Ben de nasıl olsa telefonu elime geçer diye hiç bakmadım bile. İki maydanozlu krep ve iki tane de nescafe yaptım.

Yağız'ın telefonu çaldı ve konuşmasını bitirdikten ve bana baktıktan sonra anahtarı masanın üstüne bıraktı ve dışarıya fırladı.

Ne olduğunu resmen iç sesimden daha çok merak ediyordum.

'NAH!'

dedi iç ses. Tabii ki ondan daha fazla merak edemezdim. Her neyse dedim ve o güzelim kahvaltı sofrasını bırakıp, bir taksiye atlayıp Odunu takip etmeye başladım.

Arabası durunca taksiyi durdurup 20 lira verip üstü kalsın ded-- Hayır tabiki öyle bi şey demedim :P paranın üstünü alıp Yağız'ı takip etmeye başladım. Kafeye benzer ama bar gibi bir yere gidiyordu.

Tam ona yetiştim derken sakarlığım tuttu ve KENDİ AYAĞIMA takılıp yere kapaklandım. Bunu nasıl başarmıştım?

Yağız düşme sesini duymuş olmalı ki aniden bana baktı. Onun bakışlarının ardından Kafeden Alp çıktı ve o da bana bakmaya başladı?!

Ya bu çocuk sürekli yanımda bitmek zorunda mı?

Bana baktıktan saniyeler sonra koştu ve beni kaldırdı. Ama tam kalkarken birbirimize çok yaklaştığımızı fark ettim.

'Uzak dur ibne!!" 3. kez haklıydı iç sesim. O kadar yakındık ki nefesini boynumda hissediyordum.

Yuh la yuh! hemen doğruldum ve Yağızın bize sinir ve tiksintiyle bakmış olduğunu fark ettim.

Hemen sonra hızla içeriye girdi.
"Teşekkürler Alp ama bunu kendim de yapabilirdim." dedim küçümseyici bir edayla.

"Önemli değil UKALA. :)"

'O sırıtışını alır, .............'

Bu sefer bana ukala demesine karışmadım çünkü Kafeye benzer yere girmekle meşguldüm.

Tam Yağız'ın yanına giderken yanında bir kız olduğunu fark ettim ve Yağız onun omzuna elini atmıştı.

O anı ömrüm boyunca unutamayacağım kesindi. İçimde öyle bir his vardı ki... Nefret desen değil, üzüntü değil. Boğazımda bir yumru kalmıştı ve gözlerim dolmuştu.

Alp'e baktım. Resmen o odundan bi bok olmayacağını biliyodum ben der gibi bakıyordu.

Hemen kafeden fırladım, bir taksiye atladım ve eve gittim. Evde Ceren vardı. Odama o kadar hızlı çıktım ki neredeyse Ceren'i ezecektim.

Ama bu umrumda bile değildi. Ağlamamak için kendimi sıkıyordum ve tırnaklarımı avucuma geçiriyordum. Kanadığını fark edince bile durmadım çünkü canım yanmıyordu.

Odamın kapısını kilitledim ve kendimi yatağın üstüne fırlattım. Ceren'in aç kapıyı diye feryat etmesine rağmen yastığıma kapanmış ağlıyordum.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
10:00
Sabahın köründe Ceren'in ağzıma krep sokmasıyla uyanmıştım.-saat 3 olmadan uyanmam o yüzden 10 bana erken.-

"Yağ seğ nağbiyğn heğm seğn odama nasığ girdiğn lağğ" dedim. Tabii ağzım krep doluyken konuşmam biraz zor oluyor.

"Uf ya sanane annenden yedek anahtar aldım git depresyondan çıkar onu dedi ben de krep yediriyom sana hem kötü mü oldu gari?" dedi. -Gari kelimesine şaşırmadım çünkü kendisi egelidir.-

Ağzımdaki krepi yuttum ve yine ağlamaya başladım. "Ya mal mısın dünden beri ne ağlıyon?"

"Yağız başka bi kızla beni aldatıyo!!!!" dedim. "Ne aldatması lan hiç çıkmadınız ki?!" dedi. Gerçekten de öyleydi. Biz hiç çıkmamıştık ve o istediğini yapabilirdi.

"Biz hiç çıkmadık doğru ya!!"dedim ve tekrar ağlamaya başladım. " Ya kızım valla sen kafayı üşütmüşsün var ya!"

"Ben kafayı mı üşüttüm?!" dedim ve yine ağlamaya başladım.

"Kızım küfredicem olmayacak dövücem o hiç olmaycak ben gidiyorum en iyisi o!" dedi ve kapıyı çarparak çıktı.

Bir anda ağlamayı kestim ve Yağız şerefsizinin evine gitmeye karar verdim.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
YAĞIZIN AĞZINDAN

Açelyayı o p*çle gördükten sonra o lanet bara gitmemeli, aksine o şerefsizin ağzıyla burnunun yerini değiştirmeliydim.

Ukalama dokundurtmamalıydım! O lanet kızın yanına sırf onu kıskandırmak için gitmemeliydim. Şimdi gece çok içtiği için benim evimde ve ben utanıyorum. İlk defa utanıyorum.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
AÇELYANIN AĞZINDAN

Bir taksiye atladım ve onun evine gittim. Kapıyı belki de tıklatmalıydım ama bundan vazgeçip Onun bana verdiği anahtarla içeriye girdim.

Karşımda ıslandığımızda bana verdiği kazağı giymiş o bardaki YAVŞAK duruyordu. Tekrar ağlamaya başladım ve kızı koltuğa itekledim! "Ne yaptığını sanıyosun sen?!?! O sadece benim belalım olabilir! Sadece BENİM!" dedim ve bir tekme geçirdim.

Tam o sırada arkamdan Yağız geldi ve kolumdan çekti.

"Bırak onu." dedi soğuk bir tavırla. Gözlerimden akan yaşlar artık tükenmişti. Gözlerim ağlamaktan şişmişti.

"Demek o kızı eve atacak kadar düştün ha! Hani sadece senin ukalan olacaktım? Sadece senin?!" dedim.

"Sana hesap vermek zorunda değilim." dedi.

Gittim. Sadece oradan çıktım, ve gittim. Nereye gittiğimi bilmeden, ne yaptığımı bilmeden. Hani sadece onun ukalasıydım? Hani ondan başka kimse bana ukala diyemezdi?!

Bitti her şey. Artık ben ne onun Ukalasıyım ne de o benim Belalım.

Merhaba arkadaşlar bu bölümü gerçekten çok isteyerek yazdım. Bir süredir yazmıyordum çünkü okuyucu artmıyordu ama okuyucular arttı çok mutlu ettiniz beni teşekkür ederim yb için vote ve yorum plz :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 28, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AÇELYA.🌹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin