lucy rose - shiver
"Sehun, yemin ederim öylesine gittim, kaç kere açıklayacağım daha?"
"Öylesine Şeytanın El Çantası'na mı gidilir ulan?"
"Gittim işte, canım sıkıldı gittim, sen de gittin, niye bir tek ben suçluyum burada?"
"Çünkü sen Kim Jongin'sin, sen şerefsizsin."
Sinirle ellerimi boğazından çekip saçlarımı düzelttim, ellerimi çekmemle derin bir nefes aldı.
Kim Jongin, cuma günü eşyalarımı toplayıp eve gittiğimde güneşin batmasıyla soluğu odamda aldı. Bu sefer gelmek için geceyi beklememesine ne kadar şaşırmış olsam da içimdeki sinir üstün gelerek boğazına yapışıp yatağa yatırmama sebep oldu. Yatağa yatmıştı, ben kucağında oturur haldeydim ve ellerim boğazındaydı. Bu nefes kesme taktiklerimin her ne kadar onu etkilemediğini bilsem de hiçbir şey demeyip açıklama yapması hoşuma gitmişti ama sert bakışlarımdan ödün vermedim.
"Ne diye çıkarttın beni oradan?" dedim hızlı hızlı solurken, bakışlarını tavana dikti.
"Öylesine."
Tekrar saçlarına yapışmamla bağırmaya başladı.
"Her şeye öylesine diyorsun, Kim Jongin. Ben bilmez miyim yediğin bokları saklamak için öylesine öylesine diye bozuk plak gibi ötmeni?"
Saçlarını daha çok çekmem ve yüzüne tüküre tüküre bağırmamla daha çok acı dolu sesler çıkardı. Tam olarak bir yerlerini ısırıp da Oh Sehun İşkence Yöntemleri'ni tamamlamayı hedeflerken aşağıdan annemin sesini duydum.
"Sehun! Yaramazlık etmeyin çocuğum."
Annemin seslenmesiyle Jongin iniltilerini kestiğinde, ona bakarak işaret parmağımı yüzüne doğru tuttum.
"Söyle çabuk," dedim yüzüne iyice yaklaşıp aramızda iki parmaklık mesafe bırakırken, "söyle çabuk niye çıkarttın beni oradan?"
İlk birkaç saniye bir şey demeden yüzüme baktı, sonra mırıltı gibi bir sesle konuştu.
"Herif seninle yatmak istediğini söyledi, ne yapsaydım, bıraksaydım da boy boy kurtçukların mı olsaydı?"
Bir süre aptal gibi yüzüne bakmaya devam edince gözlerimi kısıp dişlerimi sıktım.
"Hamile kalan bir cinsiyet gibi mi duruyorum? Ayrıca kurt adam mıyım ben ne kurtçuğu?"
"Sen değilsin tabi." dedi, bakışlarını benden başka her yere dikti.
Biraz bekledim, duyduklarımı algılamaya, sonra da sindirmeye çalıştım. Jongin elini, yatağımın üzerinde çoklu çoklu duran kare yastıklardan birine attı.
"KURT ADAM MIYDI O-"
Jongin eline aldığı yastığı hemen yüzüme bastırıp, sözlerime yastık altından boğuk bir şekilde devam etmemi sağlarken dengemi sağlayamayıp arkaya, bacaklarının arasına düştüm.
Sırtını dikleştirirken yastığı daha çok bastırdı, nefes alamadığımı fark edip ona tekme atarken yastık elinden düştü.
"Sehun! Çıkartmayın beni yukarı!"
Annemin çıldırmış sesini duyarken şokla karışık bağırmalarıma fısıltı ile devam ettim.
"Kurt adam mıydı o?" dedim ağlak bir şekilde.
Jongin başını salladı. Yere düşmüştü, düşündüğümden sert tekme atmıştım.
"En yakın arkadaşım bir vampir ve ben dün gece diğer en yakın arkadaşım ve kuduruk sevgilisi ile gittiğim her türlü kötü kimyasalların, kesinlikle mecazi anlamda olmayan içli dışlı insanların ve en fazla iki saniye temiz kalan yatak örtülerinin bulunduğu bir barda elin kurt adamı ile mi konuştum?" dedim, tekrar başını aşağı yukarı salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my bestfriend is a vampire//sekai
FanficZaman, Jongin ve sivri dişleri ile geçiyordu, basit hayatımda ise basit olmayan tek şey Jongin'di ve o, kesinlikle çocukluk arkadaşımdı.