Hikayeyi yarıda bıraktığımın farkındayım. Hayatımı yaşarken bazen benim bile elime çekirdek alıp kendi hayatımı, kendi koşturmacamı, kendi delirmelerimi izleyesim, o odaya girme salak diye bağırarak çekirdek kabuğu dolu olan tabağı ekrana fırlatasım geliyordu. Ama sorun şu ki ben bütün o koşturmaca yaşadığım kısımda komadaydım, yani aslında hâlâ basit bir hayatım var. Basit bir hayatım, Byun Baekhyun adında çıldırmış bir oda arkadaşım ve ondan daha da çıldırmış sevgilisi Chanyeol var. Evet, ben komadayken ikisini de size sevgili diye kakalamıştım ama şu an gerçekten sevgililer ve hay sevdasına sıçtığımın çocukları hiç ayrılmıyorlar. Yine orada burada fingirdeşip gülüşüyorlar, buluşmalarına beni de çağırıp yine beni yok sayıyorlar ya da durduk yere öpüşüp kızışıyorlar. Her şey aynı ama Park Chanyeol takım kaptanı falan değil, normal bir üniversite öğrencisi. Yakasına yapışıp ulan sen takım kaptanısı mısın diye dişlerimi sıktığımda, yok ya ben daha kendi hayatımın kaptanı değilim diye çıkışmasından anladım bunu. İçim rahatladı, kafasının bir kurtadam tarafından ayrılmasından daha iyidir çünkü normal olması.
Bunun yanı sıra, artık normal olmaktan şikayet etmiyorum. Yani edersem ağzımı burnumu kırsınlar ama dört aylık bir komaya girip hayatınızda hiç görmediğiniz birisini bebelik arkadaşınız, sevgiliniz, en büyük derdiniz olarak görürseniz ve bu kişi vampirse ve oyunun sonunda kalbinizi söküp perdeleri kapatıyorlarsa o zaman siz de normalliğin ağzını yüzünü öpersiniz. Öpmelisiniz. Çünkü şu an tam olarak normal bir hayatla baya mutluyum, tuhaf bir şekilde. Baekhyun, Chanyeol ve barda tanıştığım Jongin ile kafa koparmaca olmayan bir hayatın içindeyim.
Jongin ile herkesin düşündüğünün aksine sevgili falan değilim. İster miydim? Tabii ki. Gözlerinizin içine baka baka saçma sapan teorilerini size anlatırken, derslerine iyi çalışmış mı diye her şeyi size anlatıp kendini denerken, sevdiği yemekleri yapmayı denerken ama mutfak işlerinde rezil olduğunu fark edip iç çekişlerini izlerken, çimlerin üzerinde birlikte uzanıp şarkı mırıldanışlarını dinlerken herkes Jongin ile sevgili olmayı isterdi. Şu an arkadaşız, barda numaramı aldığı günün gecesinde mesaj atmış olmasıyla beraber sabaha kadar konuşmamızla birden bire yakın olduk. Aynı okullarda olmamız fazlasıyla işimize gelmişken Jongin'in kankalık görevi olduğunu düşünüp her gün benimle yemek yemesi ne kadar kendimi mutluluktan yerden yere vurmama sebep olsa da bunu kankalık görevi olarak yapması üzüntüden yerden yere vurmama da sebep oluyor.
Genelde Baekhyun ve Chanyeol de yemeklerimize katılıyor, bazen püre savaşı oluyor ya da Baekhyun'un durduk yere ağlayası ya da öpüşesi falan geliyor, bu yüzden Jongin benimle beraber çimlerde yemek yemeyi daha çok sevdiğini söylüyor. Bazen gitarını eline alıp tıngır tıngır kafamın içine ediyor ama çok güzel çalmıyor muyum ya diye gözlerinden ışıklar falan çıkardığında aynen ya diye kafanızı aşağı yukarı sallayıp salak gibi gülebiliyorsunuz.
Bazen size barda onu bunu karıştırıp kokteyl de yapabiliyor çünkü kendisi bizzat karşılaştığımız barda çalışıyor. Onunla karşılaştığımız gün gayet de bir müşteri gibi olduğunu söylediğimde ise insanları tavlamak için bazen şekil değiştirmesi gerektiğini söylüyor. Bu yüzden bazen ağzını yüzünü dağıtmak istiyorum çünkü bu şekil değiştirme işini hâlâ yapıyor."Bence yolları karıştırdı." dedi Baekhyun, elindeki soslu fıstığı her yere dağıtmadan yemekten gerçekten çekinmiyordu.
"Yoluna sıçayım onun." dedim elimdeki tişörtleri dolabıma tıkarken. Yurttan evime göçüyordum, mutluluktan ağzımı yüzümü öptükten ve popomu şaplakladıktan sonra elmalı turta yapmak için mutfağa giden annemden sonra soslu fıstık faciası Baekhyun ile Jongin'e olan dünya ahiret sevdam hakkında konuşuyorduk. Jongin'in bilmediği dünya ahiret sevdam hakkında. Yaz geliyordu ve evime göçüyordum, benim için ev yemekleri katsayısı dışında hiçbir şey değişmezken bu Baekhyun için daha fazla rahat dedikodu yapabilme alanı demekti. Çünkü dediğine göre yurttaki yan komşularımız duvarlarına bardak dayayıp bizi dinliyorlardı. Baekhyun ile genelde Jongin ile yaptığımız şeyleri, Jongin ile olan konuşmalarımızı, Jongin'in gülüşlerini, Jongin'i ve Jongin'i konuşurduk. Kendisi hakkımda her şeyi, komadan öncesini, koma anını ve sonrasını bildiği için onunla her şeyi rahatça konuşabiliyordum ama o, dünya ahiret yavşak olan Jongin'in bana yavşamak amaçlı aldığı numaramı kankilik amaçlı kullanmasına yol sapması diyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my bestfriend is a vampire//sekai
FanfictionZaman, Jongin ve sivri dişleri ile geçiyordu, basit hayatımda ise basit olmayan tek şey Jongin'di ve o, kesinlikle çocukluk arkadaşımdı.