Felix geceleyin sabahlamıştı, bu yüzden gözleri kıpkırmızıydı. Sıcacık yatağın içinde dönüp durdu, burası onun için cenetten farksızdı. Camından gelen taş sesi ile irkildi, yatağında oturur pozisyona geçti. Tekrardan cama taş atılınca kaşlarını çatarak yatağından ayrıldı. Soğuk hava bedenine temas edince birazcık titredi.Cama yaklaştığı an atılan kocaman taş ile cam paramparça oldu.
"Kahretsin!"
Bağırma sesi duyduğunda adımlarını hızlandırarak camsız pencerenin yanına vardı, soğuk havaya aldırmadan aşağı doğru baktı. Tek gördüğü şey bir silüet gibi koşan bedendi.
"Hey!"
Arkasından seslendiğinde silüetin hızı daha arttı ardından yok oldu..
Felix hâlâ çatılı olan kaşlarıyla tuzla buz olmuş cama baktı, annesinden iyi azar çekecekti. Sinirle camını kıran yok olmuş bedenin arkasından bağırdı.
"Senin ben-"
Lafı odaya annesinin girmesi ile yarım kaldı. Annesi gözlerini onun suratında dolaştırdı ardından gözleri kırılmış olan camın arta kalanlarına kaydı.
Felix yavaşça yutkundu, "Anne?"
Annesi Felix'e bir süre baktı. Aklından binbir türlü teori geçiyordu.
"Lee Felix, cezalısın!"
☆
"Sevgilerle, Chang Bin. Bu nasıl?"
Bang Chan tatmin olmamışçasına suratına baktı.
"Bence sen bu mektup işini unut. Gram duygu içermiyor."
Chang Bin sinirle Bang Chan'ın suratına baktı, tepki olarak sadece bir omuz silkme görünce siniri biraz daha arttı.
''Sen yaz o zaman!"
"Felix'e karşı duygular besleyen ben miyim?!"
Chang Bin oflayarak kaçıncı olduğunu bilmediği kağıdı yırtıp çöp kocasına doğru attı.
"Bugün okula geldi mi?"
Bang Chan başını okul sırasına yasladı. "Sanırım hayır. Otobüste yoktu çünkü."
Chang Bin kaşlarını çattı. Omuz silkerek yeni bir kağıt çıkardı. Ardından tekrardan yazmaya başladı.
Sevgili Lee Felix,
Sana karşı tuhaf şekilde duygular besliyorum.
Başını salladı, bu berbattı.
Sevgili Lee Felix,
Seni seviyorum.
Tiksinircesine dudaklarını büzdü.
"Umarım birdaha birinden hoşlanmazsın. Çok berbat seviyorsun çünkü."
Bang Chan'ın lafını duymazdan geldi, çünkü bu onun ilk kez yaşadığı bir duyguydu. İlk defa birine karşı böyle şeyler hissediyordu.
İlk ve tek..
Yeni bir kağıt daha çıkardı. Sadece düşünüyordu. Ne yazsa tüm duygularını anlatabilirdi ki? Veya tüm duygularını hissettirebilirdi ki?
Başını yana yatırdı, bu kadar düşünmeyeli uzun olmuştu.
"Hadi, öğle yemeği vakti."
Chang Bin oflayarak ayağa kalktı. Bang Chan'ın takılarak sınıftan uzaklaştı.
"Hadisene!"
"Sessiz olsana kızım! Bağırma."
SeoNa yavaşça sınıfa girdi." Hangi dolap onunki?"
Yuqi dudak büzdü, "Hiçbir fikrim yok."
SeoNa gözlerini devirdi. Sıralı olan dolaplarının hepsine göz attı, onun olduğunu düşündüğü istenilen notu bıraktı.
"Böyle bir ise hiç karışmayacaktık. Başımıza patlayacak!"
Yuqi kollarını birbirine kenetlemiş sinirle ayağını yere vuruyordu. SeoNa memnun şekilde Yuqi'ye döndü.
''Hiçbirşey başımıza patlamayacak Yuqi. Sadece bir not bırakmamızı istediler. Onların başına patlayacak."
Yuqi yinede arada kalıyordu.
"Ya bizi suçlarlarsa?"
SeoNa tekrardan gözlerini devirdi." Hiçbirşey olmayacak. Sadece bir not! Hadi çıkalım bu sınıftan. Yemek vakti geçiyor."
Yuqi dudağını büzdü. Arkasını döndü, SeoNa ile sınıftan çıktı.
☆
Bang Chan ellerini birbirine sürttü, en sevdiği yemek karşısında duruyordu. Chang Bin ise onu izliyordu.
"O zamanlarda buruşmuş patatese benziyor muydu?"
"Nasıl?"
"Hani Felix senin komşundu, çocuktunuz. Küçüklüğünden bahsediyorum!"
Bang Chan anlamışçasına sesler çıkardı. "Çirkindi ya. Buruşmuş patatese bile benzemiyordu."
Ağzına ekmek attı. Tuhaf şekilde Chan'a bakış atıp yemeğine döndü.
"Sizinle oturabilir miyim?"
Chang Bin başını başında dikilen bedene çevirdi.
"Tabiiki dostum!"
Chang Bin yanına oturan bedene çevirdi yönünü.
"WooJin, hiç sana 'Goblin' e benzettiler mi?"
Ayağına atılan tekme ile sustu Chang Bin. Chan gülümseyerek WooJin'e döndü.
"Gençler!Burada yazana inanamayacaksınız!"
Herkes bağıran öğrenciye döndüğünde öğrenci elindeki notu tekrar tekrar okuyordu. Chang Bin arkasını döndü.
Ardından duyduğu cümleler ile olduğu yerde sabit kaldı, şoktan ne yapacağını bilemiyordu.
Chan '0' şeklini almış ağzı ile olduğu gibi Chang Bin'e bakıyordu.
Onunla birlikte yemekhane'deki herkeste Chang Bin'e bakıyordu.
Herkes susmuştu, en ufak bir tepki bekliyorlardı. Ama o sadece gözlerini kapamış olacak şeyleri tahmin etmeye çalışıyordu. Fakat öğrenicinin söylediği şeyler kafasında dönüp duruyordu.
"Chang Bin, Felix'i seviyormuş!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't smile | Changlix
HumorThe_Dark:Gülümseme. The_Dark:Gülümseyince gözlerin arasıra kayboluyor. The_Dark:Buruşmuş bir patatese benziyorsun. The_Dark:Buruşmuş patatesleri sevmem. ☆ "Duymamış olabilirsin, istersen tekrarlayayım." Felix gözyaşları bir türlü durduramıyordu. Bu...