Felix elindeki kitapları teker teker dolaba yerleştirdi, ardından yapıştırdığı ufak aynaya bakarak saçlarını düzeltti. Dolabın kapağını kapatacağı sırada gözüne katlanmış bir kağıt çarptı.Etrafına bakınarak kağıdı aldı, katlı yerlerini açtı. İçinde yazan şeyle kaşlarını çattı;
Kimden hoşlandığını biliyorum. Birazdan açıklanacak ;)
Kağıdı yırttı. Kimin işi olabileceğini düşünüyordu, kimse aklına gelmiyordu.
"Felix, ödev için bana kitabını vermiştin, teşekkürler."
Ne zaman yanına geldiğini bilmediği bedenle irkildi.
"Şey... Bir şey değil."
Bang Chan ona gülümsedi, omzunu pat patlayarak oradan ayrıldı. Felix derin bir nefes aldı. Birazdan olacakları düşünmeye başladı.
☆
Chang Bin gerekli olan kitaplarını aldı, oflayarak kapağı kapattı, ders fizikti.
"Gençler! Aldığım nota bakın!"
Sesin geldiği yöne çevirdi bakışlarını, bu o çocuktu, Felix'ten hoşlandığını herkese duyuran o çocuktu.
Tüm dikkatini çocuğa verdi, söyleceği şeyi bekliyordu herkes gibi.
"Hayır, hayır, hayır! Kes sesini!"
Felix sinirli şekilde çocuğa doğru ilerliyordu, çocuğun elindeki notu aldı parçalara ayırdı. Herkes tuhaf şekilde onları izliyordu.
"Felix ondan hoşlanıyormuş-"
Chang Bin kendini tutamadı.
"Kimden?"
Felix, Chang Bin'e döndü, "Seni ilgilendirmez."
Chang Bin'in omuzları indi, çocuk gülerek Felix'in elini ağzından çekti.
"Nota gerek yok ki, öğrendim kim olduğunu."
"WooChul çeneni kapalı tut."
"Tehdit edildim, sence susar mıyım?"
Felix derin bir nefesi bıraktı. "Dışarıda konuşalım."
"Dışarıda konuşmaya gerek yok, direkt söyleyeceğim."
Herkes onları izliyordu, etraf yinede sesliydi.
☆
Hyunjin derin bir nefesle cekedini askılığa doğru fırlattı. Son günlerde fazla stresliydi, anlaştığı şirket ondan izinsiz fotoğraflarını dergiye basmıştı ve işin kötüsü babası market çalışanıydı, her an o fotoğrafları görebilirdi.
Ses çıkarmadan odasına doğru ilerledi, kapısını kitledi. Yatağına oturdu. Uyku için yalvaran gözlerine yine karşı gelerek gözlerini açık tutmaya devam etti. Telefonu titrediğinde irkildi, mesaj Seungmin'dendi.
itsseungmin: Sanırım baban az önce model olduğunu öğrendi.
itsseungmin: Markette karşılaştık, sinirliydi.
itsseungmin: Elinde dergi vardı.
hyunjin××: Onu oyala.
hyunjin××: Babam beni öldürür, bişeyler düşüneceğim.
hyunjin××: Sana haber vereceğim.
☆
Bang Chan saçlarını arkaya doğru yatırdı, nefes kesici gözüküyordu. Ardından ayakkabı bağcıklarını bağladı, artık hazırdı.
Telefonundan Woojin'i aradı, kafede buluşacağı kişinin adını hatırlamıyordu.
"Alo, Chan?"
"Evet, benim, arkadaşının ismini unutmuştum, öğrenebilir miyim?"
"Evet, şey, ismi Lee Know. Ona Minho diye seslenebilirsin, sorun etmez."
"Peki, teşekkürler. Görüşürüz!"
"Görüşürüz..."
İsteksizce kapadı telefonu Woojin, pişmanlıkla kendini koltuğa attı. Herşey için şu an çok geçti.
Bang Chan ile Minho'yu birleştiriyordu...
Saçlarını karıştırdı, en sevdiği şarkıyı mırıldanmaya başladı.
Bang Chan Woojin'in söylediği kafeyi kısa sürede inceledi, tanıdık bir surat göremeyince kaşlarını çattı.
"Sanırım daha gelmemiş..."
Sandalyeyi çekip oturdu, beklemeye başladı. WooJin, Bang Chan'ın en eski arkadaşıydı, onun böylesine yanlız kalması onun canını sıkmıştı. Bir zamanlar eski komşusu olan Lee Know, o zamanlar Bang Chan'a karşı duygular hissetmişti. Bunu ailesine açıkladığında ailesi onu evlatlıktan reddetmişti.
Minho şu an o kafedeydi, gizlice Bang Chan'ı izliyordu. Daha fazla uzatmak istemedi geniş ve seri adımlarla onun arkasına doğru ilerledi.
Arkasında durdu, hazır mıydı?
Derin nefes alarak Bang Chan'ın omzuna dokundu. Gülumsedi, bu suratı özlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't smile | Changlix
HumorThe_Dark:Gülümseme. The_Dark:Gülümseyince gözlerin arasıra kayboluyor. The_Dark:Buruşmuş bir patatese benziyorsun. The_Dark:Buruşmuş patatesleri sevmem. ☆ "Duymamış olabilirsin, istersen tekrarlayayım." Felix gözyaşları bir türlü durduramıyordu. Bu...