Felix oturduğu minderde biraz daha gerindi, 1 haftalık ceza almıştı. Odasından çıkmıyor, ödev yapıp bazen dizi izleyebiliyordu. Annesi bilgisayarını ve telefonunu elinden almıştı. Odası hep soğuktu, pencere olduğu gibi camsız duruyordu. Buda harçlığından kesileceği anlamına geliyordu."Acaba okulda neler oluyordur.."
Oflayarak başını beyaz duvara yasladı. Turuncu saçları darmadağınıktı, komşu kızı bu zamanı kaçmıyor, durmadan Felix'e bakıyordu.
"Ne kadar eğleniyorlardır.."
Dizlerini kendine çekti, çok sıkıcı geçiyordu.
Aklına ona mesaj atan kullanıcı geldi, telefonu yanında değildi. Bilgidayarıda yoktu. Ama abisinin vardı.
Oturduğu balkondan çıktı, koşar adımlarla abisinin odasına girdi, masada duran pırıl pırıl bilgisayara gülümsedi.
Başlatma tuşuna bastı, ellerini birbirine sürttü. Evde ne annesi nede abisi vardı. Bu yüzden rahattı. Hızlıca uygulamaya girdi. Kendi kullanıcı ve şifresini girdi. Ardından 'Mesajlar' bölümlerine girdi.
Lee_Felix: Selam.
Yaklaşık 10 dakika sonrasında cevap geldi.
The_Dark: Sen beni engellememiş miydin?
Lee_Felix: Demekki engeli kadırmışım..?
Cevap gelmedi.
Lee_Felix: Ne yapıyorsun?
Yine cevap yoktu.
Lee_Felix: İyi misin?
Lee_Felix:
Lee_Felix: Hey?The_Dark: Kes şunu.
The_Dark: Kötüyüm.
The_Dark: Gittikçe berbatlaşıyorum.
Lee_Felix: Sorun ne?
The_Dark: Sensin. (Gönderilmedi)
The_Dark: Dersler.
Lee_Felix: Biraz çalışırsan düzelir.
Lee_Felix: Sıkıntı etme.
The_Dark: Peki.
Chang Bin gözlerini son kez sildi. Ardından hızlı adımlarla sınıfa doğru ilerlemeye başladı.
Koridordan geçerken herkes ona laf atıyordu.
"Şuna bak! Felix'ten hoşlanıyor!"
"O bir ga-"
Sesler kesildiğinde nefes nefese kalmış şekilde sınıftaydı, tek başınaydı.
Sinirle gözlerini kapattı. Bu durumu sadece Chan biliyordu. O öğrenci nereden öğrenmişti ki? Chan'a güveniyordu ama içinde hep bir şüphe vardı.
Sırrını cidden birilerine mi söylemişti?
Ellerini yeni kestirdiği siyah saçlarına geçirdi, hafif hafif yolmaya başlamıştı. Gözlerinin önüne geldi Felix, o an sakinleşti.
Ardı ardına titreyen telefonunu kapattı, sessizlik istiyordu. Sadece birazcık sessizlik. Felix ona gülümsüyordu, onu ilk gün gördüğü gibi... O gün tekrardan canlandı.
☆
Bang Chan bu işin sahibini arıyordu, sanki bir sırmış gibi herkes susuyor kimse ona ufak bir ipucu bile vermiyordu.
"Yani bunu bilen sadece sen miydin?"
WooJin'in sorusu ile duraksadı. "Sanırım, evet."
O an Bang Chan'ın telefonu titredi.
123*****: Olacak şeyler için üzgünüm.
123*****: Hepsi aptal biri yüzünden.
123*****: Lütfen, affedin.
☆
Felix hâlâ camsız olan penceresinden insanları izliyordu, yapacak hiç bir şey yoktu. Yakında cezası bitiyordu, bu onun kendini avutma şekliydi. O gün The_Dark'a mesaj atmış, cevap alamamıştı.
"Yakalanmasaydım iyiydi."
Birde hizmetçiye yakalanmıştı, hizmetçide onu annesine şikayet etmişti. Bu sefer bilgisayar cezası iki katına çıkmıştı, diziyi bitiremeyecekti.
"Okula gitmek istiyorum-"
Nedenini düşündü, yoktu.
Mutsuz şekilde yoldan geçenleri izlemeye devam etti. Ardından biri dikkatini çekti. Siyah şapkalı bir beden hızlı adımlarla ilerliyordu. Elindeki çantayı sımsıkı tutuyordu. Pencereden biraz daha eğildi, bir türlü görememişti yüzünü. Simsiyah saçları alnını kapatıyordu, yüzündeki siyah maske ile görmesi imkânsızdı.
The_Dark: Kapındayım Felix.
The_Dark: Sana birşey bıraktım.
The_Dark: Git ve onu al.
The_Dark: Başkaları alırsa biraz kötü olabilir :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't smile | Changlix
HumorThe_Dark:Gülümseme. The_Dark:Gülümseyince gözlerin arasıra kayboluyor. The_Dark:Buruşmuş bir patatese benziyorsun. The_Dark:Buruşmuş patatesleri sevmem. ☆ "Duymamış olabilirsin, istersen tekrarlayayım." Felix gözyaşları bir türlü durduramıyordu. Bu...