Ellerim titriyordu, nefes alamayacak kadar heyecanlıydım, boğazın kurumuştu, gözlerim kıpkırmızıydı. Parmak uçlarım uyuşuyordu, yer yer midem bulanıyordu."Seo Chang Bin!"
İsmim okunduğunda bayılacağımı hissettim, tanrıdan şans dileyerek oturduğum demir oturaktan kalktım, jürilerin bulunduğu odaya doğru adımladım.
Bu şirkette stajyer olmak istiyordum, hayalim bir sanatçı olmaktı veya ona ne deniliyorsa. Tahta kapıyı açtım, önüme zemini tahta olan kocaman bir sahne çıktı birde sanki süs olsun diye konmuş bir mikrafon.
Eğilerek büyük 'X' sembolünün üzerine geldim. Jüriler ellerindeki dosyayı gözden geçirdiler, ardından tüm odayı dolduran müzik ses ile derin nefes aldım. Başlama noktası geldiğinde biraz titreyen sesimle söylemeye başladım.
Şarkı bittiğinde gözlerimi açtım, beni kabul etmelerini beklemiyordum nede olsa rap söylemiştim.
Jüriler sessizce aralarında konuştular ben onlara bakarken.
"Biz seni arayacağız."
Sahte şekilde gülümseyip orayı terk ettim. Omuzlarımı düşürdüm, bu kadar basit olacağını düşünmemiştim.
"Nasıl geçti? İyi gözükmüyorsun, iyi geçmedi mi?"
Merakla sorularını döken bedene baktım. "Hayır... iyi geçti. Tek diyebileceğim birşey var; umarım ben de seçilirim."
"Umarım..."
Sırtımı sıvazladı. Seçimlerin yapıldığı mekândan çıktık birlikte, bir kafeye geçtik. Bana tuhaf bir şekilde davranıyordu... sanki onun sırtından bıçaklamışım gibi, ama ben hiçbirşey yapmamıştım.
Elime telefonumu aldım, binbir emekle bulduğum kullanıcı adını arama motoruna yazdım; Lee_Felix.
Derin bir nefes aldım, gözlerimi onun gülen suratı ile buluşturdum. Kafama koyduğum şeyi yaptım, ona mesaj attım.
The_Dark: Gülümseme.
☆
Felix kafası karışmış şekilde ona şaşkınca bakan gözlere dikti gözlerini.
"T-tekrardan söyle, sen ne yapmıştın?"
"Sana teklif ettim, sende kabul ettin-"
"Tanrım..."
Gondol durmuştu. Felix kıpkırmızı olmuş suratına el yardımıyla hava gönderiyordu.
"Sen iyi değilsin Felix."
Felix'in suratında ufak bir tebessüm oluşmuştu, bu utanç tebessümüydü.
The_Dark: Gülümseme.
The_Dark: Ona tebessümde etme.
The_Dark: Buruşmuş patates.
Felix'in telefonu titriyordu ama Felix bunu fark etmiyordu. Yanındaki genç adam Felix'in kucağında ki telefonu aldı.
"Telefonumu geri ver!"
Ayağa kalktı, Hızlı adımlarla gondoldan ayrıldı, Felix hâlâ suratından eksilmeyen gülümsemeyle o adamı takip ediyordu.
"Bu kim?"
"Kim kim?"
"The_Dark kim?"
"Aaa o mu? Tanımıyorum. Mesaj atıyordu, eskiden konuşmuşluğumuz var. Engellemiştim en son."
"Ama o sana hâlâ mesaj atabiliyor?"
"Cidden mi?"
Genç adam oflayarak gözlerini kapattı. "Ah Felix! Seninle bir ömür geçirmek cesaret ister."
Felix yüzünü düşürdü. Genç adam gülerek Felix'in kulağına eğildi.
"Ve o cesaret bende var."
☆
"Hyunjin yaptığım rezilliği duysan benim yerime ölmek istersin."
Chang Bin gülerek bira bardağı ile oynuyordu.
"Ne yaptın?"
Chang Bin kahkaha attı, hatırladıkça sinirleniyordu kendisine.
"Sevdiğim kişi yerine ona edilen çıkma teklifini kabul ettim."
"Nasıl!"
"Ya ben bir arkadaştan Felix'in telefonunu hacklemesini istemiştim. Oda sağolsun hackledi. Bir baktım biri Felix'e mesaj atmış, o an sarhoştum, salladım birşeyler. Tanrı birşey yapsaydı abuk sabuk birşey yazsaydım keşke, kendimde bile değilken 'evet' yazmışım."
Hyunjin de Chang Bin'e katılıp kahkaha atmaya başladı.
"Sonuç?"
"Şu an çıkıyorlar."
Hyunjin dirseklerini bar masasının üzerine koydu. Onunda yaşadığı bir rezillik vardı, ama o an ne sarhoştu nede kendinde değildi. Anlatıp anlatmama arasında kaldı. İlk önce derin bir nefes verdi.
"Bende çok rezil bir an yaşadım."
"Sende ne oldu?"
"Seungmin ile buluştuğumuz gün biraz hastaydım. Ayrıca çok stresliydim, midem çok fenaydı. Bir anda onun üzerine kusuverdim."
Chang Bin kocaman bir kahkaha attı. Aynı anda ellerini dizlerine vuruyordu.
"Cidden mi?"
"Evet. Sonrasında her görüştüğümüzde 'merhaba' demek yerine, 'bugün iyi misin?' diye soruyor. Anlarsın ya... Sevgili olma oranımız %5'ten %0'a düştü."
Chang Bin sustu. Kötü hissetmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't smile | Changlix
HumorThe_Dark:Gülümseme. The_Dark:Gülümseyince gözlerin arasıra kayboluyor. The_Dark:Buruşmuş bir patatese benziyorsun. The_Dark:Buruşmuş patatesleri sevmem. ☆ "Duymamış olabilirsin, istersen tekrarlayayım." Felix gözyaşları bir türlü durduramıyordu. Bu...