İnsan yanlış insanlarda ve yanlış yerlerde aradığı mutluluğu doğru insanda bulduğunda anlar gerçek mutluluğu. Bazen herşeyin bittiğini, sizin için hiç bir çıkış yolu olmadığını düşündüğünüzde karamsarlığa kapılmak yerine neyi nerede yanlış yaptığımızı düşünmek gerekir. Ve böyle bir durumda en iyi yapılabilecek şey Rabb'imize yönelmektir. Sizi yaradan yaşatan size mutlaka bir yol gösterecektir.
Herkesten bol selamla gidiyorlardı Alvina ve Asaf. Uçağa bindiklerinde Alvina'nın heyecanı da Asafın heyecanı da yüzlerinden belli oluyordu. İnşallah çok güzel günler onları bekliyordu. Aradan geçen 4 saate yakın bir zaman sonra Medine'ye gelmişlerdi. Uçaktan indiklerinde havaalanındaki görevliler pasaportlarına Türkiye'dekine benzer bir damga vurmuştu. Oradan da kalacakları otele gittiler. Valizleri otele getirildiği için onları ordan alıp odalarına yerleştiler. Kızlara aldıkları uzun ve küçük elbiseleri giydirmişti Alvina. Sonrada elbiselerinin renginde olan toz pembe eşarplarını da yapmıştı.
Zaten tatlı olan kızlar bu halleri ile daha bir tatlı olmuşlardı. İkisini de yanaklarından öptü. Asaf ise onları gülerek izliyordu . Mira ve Sima ortada Asaf ve Alvina kenarda Mescidi Nebi'ye doğru yürümeye başladılar. Alvina havasında bile o huzuru hissediyordu. Attıkları her adım onları peygamber efendimize doğru yaklaştırıyordu. Ne güzel adımlardı onlar, sevgiliye yaklaştırmaya muktedir olan. Kızlar etraftaki herşeyi inceliyorlardı. Mira ilerideki oteli göstererek
"Baba orada ne yazıyor?"
"Otel Beyza "
"Nasıl yani ama orda öyle yazmıyor ki?"
Asaf ve Alvina gülmüştü.
"Bizim konuştuğumuz ve yazdığımız dil Türkçe,burada yaşayan insanların dili ise Arapça. Oradaki yazan yazı da Arapça. "
"Hımm anladım."
Çocukların meraklı olmasıdır onları çocuk yapan. Onların sorularına elimizden geldiğince sakince ve anlaşılır şekilde cevap vermeye çalışmamız gerekir. Bu onların psikolojik gelişiminde de önemli . Ama onların sorularına tersleyerek cevap verdiğimizde onun güvenini kırar ve kendine olan cesaretini güvenini zedeleriz.
Mescide girdiklerinde biraz daha yürüdüler ve Peygamberimizin yeşil kubbesinin önünde durduklarında içlerinden selamlarımı verdiler. Daha sonra Asaf erkeklerin olduğu tarafa doğru giderken Alvina kızları alıp kadınların olduğu kısma gitti. İçeri girdiklerinde kızlarla birlikte oturdular halıların üzerine. Alvina eline aldığı Kur-an'ı Kerim'i okurken Mira ve Sima onu izliyordu. Okuduğu Yasin, Mülk ve Nebe sürelerini Peygamberimize gönderdi. Ezanın okunmasıyla namaz için durdular. Mira ve Sima babaannelerinden alışkındı. Onu izleyerek yapıyorlardı namazın hareketlerini. Şimdi de Alvina annesini taklit ediyorlardı. Mescidden çıktıklarında Asaf onları bekliyordu.
Geldikleri şekilde otele geri döndüler. Bir hafta Medine de bu şekilde geçerken bir haftanın sonunda Mekke'ye gitmek için hazırlandılar. Asaf ihramlığını dolarken. Mira ve Sima ona gülüyorlardı.
"Alvina anne babam çok komik görünüyor"
dediğinde gülmüştü kızlara Alvina. Küçük bir çocuğa ihramın aslında kefeni anımsattığını, insanlara ibadetlerini yaparken ölümü de hatırlatan bir şey olduğunu anlatamazdı.
Turizm şirketinin otobüsünde yerlerini aldılar. Asaf la Mira ikili koltukların birinde Alvina Ve Sima da diğerindeydi. Görevli hocanın yönlendirmesi ile umre niyetini yaptılar. Daha sonra hep birlikte sesli olarak aşağıdaki telbiyeyi söylediler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİN ADIN MUCİZE "S.A.M."(TAMAMLANDI)
Ficción GeneralAsaf Bedirhan 30 yaşında karısını kaybetmiş, ikiz kız çocukları ile yaşayan daha doğrusu onlar için yaşayan bir adam. Sevmeyi,mutluluğu ve de insanlara güvenmeyi ölen karısı ile çoktan unutmuştur. Bir daha sevmek ya da evlenmek hiç istemediği bir ş...