Saçmalık diye adlandırdığımız bazı şeyler hayatımızda olurdu. Seninle tanışmam ve hayatıma bir şekilde girmiş olman da buna örnekti. Ama tam şu an da başıma gelen şey tam manasıyla saçmalığın daniskasıydı.
Sıra arkadaşım Sun Hee bir önünde oturan Jiyong ile çıkmaya başlamıştı ve zaten teneffüs aralarında birlikte olmaları yetmemiş gibi derslerde de birlikte olmak istiyorlardı. Bu yüzden Hoseok 'u yanıma yollamışlardı.
Bu da yetmezmiş gibi sınıf hocamız bundan sonraki oturma planının bozulmamasını söylemişti. Tanrı benimle uğraşmak istiyor olmalıydı cidden. Ateist birisi sırf bunu görerek dine girebilirdi çünkü buna tesadüf demek akıl kârı değildi.
"Demek tüm yılı seninle geçireceğim ha?"
Kaşlarımı çatarak sana dönebildiğim kadar arkamı dönmüş ve somurtmuştum.
"Sadece... kes sesini."
Senden, Sun Hee 'den, Jiyong 'dan, okul sıralarından ve sınıf hocamızdan nefret ediyorum.
