"Projeyi daha fazla erteleyemeyiz."
"Napayım yani?"
Gürültülü bir şekilde oflamıştın. Son günlerde birazcık da olsa sabrını zorladığımı biliyordum ama sonuçta sen sadece varlığınla bile benim sabrımı zorluyordun.
"Bana gelmeye ne dersin?"
Çantamdan gri renkli dosyayı çıkartmış ve önüne koymuştum.
"Sana tahammül edemeyeceğim için ödevin kendi kısmımı yaptım. Bundan sonrası senin işin."
"Ne yiyip ne içiyorsun da bu kadar huysuz oluyorsun?"
"Sana ne?"
"Ma lionne, huysuz hallerini seviyorum."
Kaşlarımı çatarak kafamı diğer tarafa çevirmiştim.
"Ben seni sevmiyorum ama onu ne yapacağız?"
Dudaklarını büzerek yanağını sıraya yaslamış ve bana bakmıştın. Çatık olan kaşlarım istemsizce inerken tavrımı değiştiren tavırlardan nefret ediyordum.
"Hiç mi farklı bir özelliğim yok?"
"Tch, var. Mesela gülümsemen güneş gibi."
Yerinden hızlıca doğrulmuş ve bana bakmıştın.
"Whoa, bana iltifat ettin!"
"Sanmam, güneşten nefret ederim."
Seni şoka uğratmaktan nefret etmiyorum sanırım...
