Artık dayanamayacagımın kanaatine vardım. Olmuyor hiç güvenmediğim bi adama takılıp kaldım. Ona inanmak istiyorum ama olmuyor. Neden böyle? Neden doğru düzgün bir hayatım yok benim? Ama yapabileceğim birşey yok. Bu kader.
Şuan kendimden nefret ediyorum. Hemde baya baya çünkü annemin ve babamın katilinin omuzuna yaslanıyorum. Herhalde yine şu depodayız. Ben bunları düşünürken Fatih araya girdi.
- Ne yapıcaksın?
Aslında bende ne yapacağımı bilmiyorum. Bişiler yapmak istiyorum ama ellerimden birşey gelmiyor. Derken ona cevap verdim .
- Yapıcak birşey yok. Güvenebileceğim,sevip sayabileceğim birileri kalmadı olmuyor.
Bu söylediklerimde çok ciddiydim. Kalbimde koca bir yara var ve ben bu yarayı kapatamıyordum. Ama düşüncelerimi bölen tabiki Fatih oldu. Ve ben bu sözleri ile onun omzunda kala kaldım.
-Bana güven.
Hayır,Asla,olmaz diyecektim ki devam etti.
-Beni sev.Bedenim tir tir titriyordu. Fatih Ateş bana bunu demişti. Ve ben birşey diyemedim. Ona baktığımda kahveleri benim yeşilliklerimle buluştu. Bana öyle huzur verici bir şekilde bakıyordu ki onun bu büyüsüne kapılıp kendimi ona verecektim . Ama olmaz. Bu adam benim aileme zarar verdi. Hâlâ ona bakıyordum ve gözlerimi kaçırmadım. Ama hemen gözlerimi onun kahvelerinden çektim. Ve cevap verdim .
-Ailemi öldüren bi adamı nah güvenirim nah severim anlıyor musun Beni?.
Dedim ve onun omzundan kafamı çekip ayağa kalkarken bileğimi tuttu. Ona bakmak istemiyordum ama o zorluyordu. Ve ona baktım. Bana cevabını verirken yerime çivilendim.
-Ben senin aileni öldürmedim!!
- Ne?
-Doğru duydun ben senin aileni öldürmedim küçük hanım. Onu öldüren benim ağabeyim.
Söyleyecek bir cümle bulamıyordum. Ama şimdi düşünmenin sırası değildi. Sonra düşünürdüm bunları.
-Ah yapma Fatih Ateş! Senin bu yalanlarına inanacağıma ateşin üstüne işerim daha iyi.
-Bak Deniz! Ben yalan söylemek istiyorsan kanıt bile verebilirim.
- Tamam ver hadi bakalım.
Dedim ve hemen koltuktan kalktı ve hemen dibimizde olan masanın bir çekmecesinden kırmızı renkte olan dosya çıkardı. Ve bana uzattı. Bende onunla göz göze gelmemek için ona bakmayıp elinden hemen aldim ve okumaya başladım.Dosyayı açtığımda gözlerimin önüne bir adam belirdi. Nedense Fatihe çok benziyordu. Adamın gözleri siyahımsı bir renk ve saçlarıda karanlık siyahtı. Tam o an diğer fotoğraflara bakarken annemin ve babamın fotoğraflarını gördüm. İkisininde fotoğraflarının üstüne çarpı işareti vardı. Onların fotoğraflarına baktıkça gözlerimde yaşarıyordu. Evet artık ağlamaya başladım. Annemin o kumralimsi saçları pek güzel gözüküyordu. Babamın ise simsiyah saçları parlıyordu. Daha fazla bakamadım. Ve evet benim ailemi Fatih değil abisi olacak o it öldürdü. Elimdeki dosyayı hala ayakta olan Fatihe uzattım. Oda bana boş gözler ile bakıyordu. Uzattığım dosyayı aldı ve söze başladı.
- İnandın mı?
-Evet
-Pekala beni burda bekle.
- Tamam.
Ve hemen kapıyı açıp gitti. Ben ise kara kara düşünüyordum. Keşke şuan beni rahatlatabilecek gazapizm göz bebeklerim olsa diye geçirdim içimden. Huzur istiyordum artık. Kafamı dinlemek istiyordum. Ki Fatih içeri girdi. Elinde bir samsung markalı bir telefon ,kırmızı kulaklık,bir tane beyaz şort,kırmızı tişört ve kırmızı spor ayakkabıları.
-Bunlar Ne?
-Giyin bunları ve bana haber et.
-Peki.
Fatih çıktığında kıyafetleri giyinmeye başladım. Şortu giyindiğimde beyaz zayıf bacaklarım ortaya çıkmıştı. Ama çok güzel gözüküyorum. Veya herhalde. Tam o an Fatih içeri girdiği gibi belimden tuttup beni kendine çekti. Ve sarılmaya başladı. Kalbim güm güm atmaya başladığı an gözlerini açıp bana bakmaya başladı ve soyle dedi.
-Deniz
-E-efendim
-Sana ihtiyacım var.
Derin bi iç çektim ve ona cevap verdim.
-İhtiyaçlar zor durumda karşılanır.
-Hayır ben hemen istiyorum. Dedi.Bana ne ara bu kadar alıştı bilmiyorum.
Ama ben ona alışmak istiyordum. Ve evet yapamıyordum. Şuan Fatih ile göz gözeyiz. Ve ben ona ne kadar bakarsam o kadar ona hapis oluyorum. O gözlerini benden çekmedikçe bende kendiminkileri ondan çekmiyordum. Gözlerinin içi huzur doluydu. Ve sanki sadece gözlerimiz konuşuyor gibiydi. Ve tekrar cümleye başladı.
-Lütfen bana bir şans ver orman gözlü kız.
O an fark etmiştim ki nefesimi tutmuştum.
Ama ben onu istiyordum. Bir yanım evet diyor diyer yanım hayır. Ama ven dayanamayarak ona "evet"anlaminda olarak
başımı onun omzuna koydum. Ve sanki o cevabı biliyormuş gibi bana sımsıkı sarılmaya başladı. Onun o nane kokusunu bayılıyordum. Ki devam etti.
-Teşekkürler..
Ve aniden beni bıraktı, koltukta olan telefonu ve kulaklığı bana uzattı.
- Ne yapıcağım?
-Al bunları ve dışardaki parka çık.
-Peki ama sen?
-Ben burda kalacağım.Birsey olursa ara olur mu? Ha bide tekrar kaçmayı deneme lütfen.
- Tamam.
Dedim ve bir çırpıda elindeki kulaklığı ondan aldım. Tam alıyorken ellerimi tuttu ve bana şunu söyledi.
-Seni koruyacağım.
Cevap siz bıraktım. Ve hemen kapıya doğru yöneldim. Kaplı açtığımda gece olması gerekiyordu. Etrafta kimsecikler yoktu. Acaba Fatih beni niye buraya yolladı?. Herneyse burasının depo olmadığını o an anladım. Çünkü ev grimsi siyahtı. Aslında renkten ev olup olmadığı belli olmaz ama bilmiyorum ben öyle düşündüm. Ve hızlıca karşıdaki parka gittim.Gittiğimde koca bir salıncak vardı. Ve ona binmek istedim. Bindiğimde elime olan kulaklığı telefona taktım. Ve göz bebeklerime girdim. Ama bu telefon benim değildi. Şarki listesine baktığımda adamım gazapizm vardı. Hemen Gazapizm "Sevmedim söylediklerini" şarkısını açtım. Bu benim asıl göz bebegimdi. Gözlerimi kapattım ve düşünmeye başladım. Kaderimde ne şanslar vardı. Ama yine düşünürken telefon titredi. Bir mesaj vardı.
(Gizli numara)
Daha yeni başlıyoruz canım. Seninde intikamını alacağım.Selamm nabersiniz?. Bu bölümü inşallah beğenirsiniz. Şey karakterleri merak ediyorsunuz büyük ihtimal. Merak etmeyin diğer bölümde fotograflarınıda koyacagimmmm.✔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hain(TAMAMLANDI)
Actionİnsan bazen sadece bir tek güvenebileceği olmasını ister.Evet onu bulur ama her hareketinde kaybeder ve bu acı onun için hep fazladır... -Ben sende kayboluyorum Fatih! Ama sen her zaman benden uzaklaşıyorsun! Dayanamıyorum anlıyor musun?Kalbim senin...