5.BÖLÜM

3.8K 179 18
                                    

karşımda bana en içten tebessümünü gönderen kıza şakınlıkla baktım.

"merhaba. ben Yiğit'in kardeşi Zeynep. görümcen oluyorum."

tebessümüne karşılık verdim.

"merhaba. Mehir bende"

dedim elimi uzatırken.

"biliyorum duydum adını. ayrıca güzel olduğunuda söylemişti annem ama bu kadar beklemiyordum"

söyledikleri utanmama sebep olurken başımı önüme eğdim. bütün kan akışı yanaklarımda toplandığını hissedebiliyordum ve bu durum beni fazlasıyla rahatsız ediyordu.

"abim... abim gelemedi yenge."

Zeynepin dedikleriyle yerde olan bakışlarımı gözlerine sabitledim. gözlerindeki mahçubiyeti anlamamak zor değildi.

"ne... neden?"

sanki kimsenin duymasını istemiyormuşum gibi fısıltı halinde çıktı sesim.

"üzgünüm ben... şirkette işleri vardı gelemedi"

onaylar anlamda başımı salladım. ne diyebilirdim ki? zaten istenmeyen bi evlilikti bu yüzden hiç birşey demeye hakkım yoktu.

"Mehir hadi canım yüzük takmak için çağırıyorlar"

"tamam. geliyorum yenge"

derin nefes alıp geri verdim. Zeynep'in kolumu sıvazlamasından destek alıp içeri yürüdüm. kadınların oturduğu odaya girdiğimde Fatma hanım eliyle işaret etti. Zeynep'e kaş göz yaparak bişeyler deyip bana döndü.

"Yiğit gelemedi kızım. şirketi bırakıp gelemedi kusura bakmasınlar dedi. üzülme sakın"

sanki kimsenin duymasını istemiyor gibi kulağıma fısıldadı.

sözümde tek başımaydım. bunun kadar komik birşey yoktu. tek başıma yüzüğün takılmasını beklerken gözlerimi tek bir noktaya sabitledim.

etrafa bakmak istemiyorum. çünkü bütün rahatsız edici bakışların üzerimde olduğunu fark ediyorum.

gizemli beyimizin adını öğrenebilmiştim en azından. Yiğit...

küçük bi yüzük fastından sonra kalkmışlardı. yengem ile ablam sürekli çay, meyve gibi servis yapmaktan yorgun düşmüşler salondaki koltuğa birlikte yatmışlardı. bu görüntü gülümsetmişti beni.

"iyi geceler anne çok yoruldum"

"iyi geceler kızım" dedi en içten tebessümünü gönderirken. elimle öpücük gönderip odama girdim. lavaboda rutin işlerimi halledip pijamalarımı giyindim.

Günün yorgunluğu yavaş yavaş göz kapaklarımda ağırlık yapmaya başlamıştı. yatağa girip gözlerimi tavana diktim.

herkesin bi hayali vardı. her şeyiyle ilgili bir hayal...

benimde vardı elbette her kız gibi ama malesef gerçek, hayallerdeki gibi olmuyordu. mesela istemeye geldiklerinde heyecandan ölüp gebermek isterdim. yada sözümde eşim olacak adamın varlığıyla heyecanımın geçmesini. gözlerine bakıp gülümsemek, elini tutmak yada yüzüğümü düğün alışverişini eşimle yapmak ve birçok şey...

tam şuramda kaldı bunlar. daha evleneceğim adamı bile görmemiştim. kendi sözümde tek başımaydım. bu hissin hiçbir kitapta tarifi yok.

içim buruk...

içim kırık...

içim paramparça...

allahım sen yolumuzu hayret... daha fazla gözlerim bu eziyete dayanamazken onun isteğini yerine getirip gözlerimi kapattım uykuya...

MEHİR -yazımı Durduruldu-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin