5. Bölüm: Elfida
Aşk anlamadığın bir anda çalar kapıyı,
Yapışır da kalır ya, çıkmaz hiç akıldan.
Kalbe dolar kırmızı ziya,
Mâlik kalbinde derin bir yara açar.Şarkı: KÖFN - Al Aramızdan
ஜ
Hayat bazen hiç acımazdı, sadece içimize acı verirdi.
Gerçekler ve yalanlar, işte asıl önemli olan kısım burasıdır bence. Bugünün önüne geçebiliriz ama geçmişin asla. Yapılan hatalar ve yanlışlar, izin versekte vermesekte bir gün gelir bizi bulur ve peşimizi bırakmazdı.
Kaçıp kurtulmak istediğim her zaman geçmiş olurdu, ben bugün gelecekten de kaçmak istiyordum. Çünkü geleceğini tahmin ettiğim şeyler bende büyük hasarlar bırakacakmış gibi hissediyordum. Bu yüzden bir dilek hakkım olsaydı kesinlikle birkaç saat sonrası hakkında bir çıkış yolumun olmasını dilerdim.
Birkaç defa derin nefesler aldım fakat bir el boğazıma yapışmış gibi bunu yapmamı engelliyordu. Yukarıdan gelen sesleri duymamak imkansızdı şayet biraz daha oraya gitmezsem Araf veya bir başkası gelecek ve berbat halimi görerek şüphelenecekti. Yolun sonu bu olsa gerek diye düşündüm.
Bu kocaman evi az çok incelemiştim, elimi kolumu sallayarak çıkamayacağım kadar çok adam vardı. Şehrin gürültüsünden uzak olması ise aklıma tek bir şeyi getiriyordu; uzakta, kimsenin bizi bulamayacağı kadar umudumu tüketen bir yerdeydik. Telefon hâlâ bendeydi fakat ellerim o kadar titriyordu ki Asel'in numarasını tuşlayan parmaklarım bunu yapmakta zorlanıyordu. Nihayet aklımda yer edinen sayıları tuşlayarak aramayı başlattığımda bilindik melodi kulaklarıma dolmaya başladı. Bu Asel'in her zaman yanında bulundurduğu özel hattıydı ve onu aradığımda açardı. Tekrarlanan çağrı sesinin ardından hat düştüğünde umutsuzca bir nefes bıraktım.
Ölmek kolaydı, Burak'ın söylediklerine baktığımda büyük ihtimalle beni öldüreceklerdi ama ben bu yaşıma kadar verdiğim emeğin çöp olma ihtimaline üzülmüştüm. Asel yoktu, onu anlamak belki de hayatı anlamaktan daha zor olabilirdi ama bu kadar bencil olduğunu tahmin edemezdim. Kalbim büyük bir boşlukla çarpmaya başladı, hayal kırıklığı her yerdeydi.
Herkesi karşıma alırım dediğinde, herkes olabileceğimi bilemedim. Bilseydim şu an bu durumda olmazdım.
Sesler gittikçe artarken bu sefer Sezen'in numarasını tuşladım, bildiğim iki numara vardı ve ona da ulaşamazsam polisi aramaktan başka seçeneğim yoktu. Art arda birkaç çağrıdan sonra telefon açıldığında karşı taraftan gelen uykulu ses içimdeki kor ateşe bir nebzede olsa su dökmüştü. "Alo?"
"Sezen benim, Ma," dediğimde gelen hışırtı sesiyle onun kendine gelmeye çalıştığını anlarken bende kimse duymasın diye merdivenlere en uzak olan köşeye banyoya doğru ilerledim. "Kızım sen neredesin? Çok merak ettim seni evine geldim yoktun, sordum kimse bilmiyor," dediğinde sesindeki telaş içimde bir yerlere dokunduğunda hızla kendime geldim, kaybedecek zamanım yoktu.
"Kaçırıldım," diye kısa ve öz bir yanıt verdiğimde birkaç saniye sesinin kesilmesi devam etmeme neden oldu. "Asel'in bir işi diye düşünüyorum ama bu sefer çok tehlikeli kişilere bulaştım, yardımına ihtiyacım var," dediğimde şaşkınlığı kısa sürmüş olmalı ki telaşlı sesini tekrar duydum. O benim tek arkadaşımdı, bana yardım edeceğini biliyordum. "Biraz bekle, elimden geleni yapacağım Ma." diyerek telefonu kapattığında kısacık bu konuşmanın içimdeki umudu tekrar filizlendirmesi biraz olsun iyi hissetmemi sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLAMA RUHUNU GÖLGENİN AYNASINA
Teen FictionÇocukluğunun sahibi acıların mıydı? Yoksa unuttukların, hatırlayamadıkların mı? Ma, hatırlayamadığı geçmişinin kurbanıydı ve o geçmiş onu pençeleri arasına almaya çalışan yırtıcı bir kuştu. Onun kahramanı, onun için celladı olmaktan çekinmeyecekti...