2.Bölüm

158 21 51
                                    


2.Bölüm:" Karşılaşma.

Korkut, özenle bakım yapılmış bahçe yürürken bir yandan anın tadını çıkarmaya çabalar vaziyette zevkle olacakları düşünüyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Korkut, özenle bakım yapılmış bahçe yürürken bir yandan anın tadını çıkarmaya çabalar vaziyette zevkle olacakları düşünüyordu. Doğrusu Korkut'un zevk anlayışı oldukça farklıydı.

Bakış açısını lacivert rengine boyanmış, tahta çerçevelere sahip müştemilat girdi.

Müştemilat kapısının önünde durdu Korkut, evden çıkarken beline sakladığı silahını yokladı. Susturucunun takılı olduğu silahı kavradı ve bedeni ile silahı gizleyerek kapının anahtar bölmesine ateş etti. Demir kısım kulakları çınlatarak kırıldı ve kapı kendiliğinden aralandı.

Seri hareketlerle içeriye girdi ve ardından kapıyı ittirdi, tamamen kapanmamıştı ama plan zamanında biterse kapının açıklığı ya da kapalılığı da önemli olmayacaktı. Kapıyı aralık bırakıp arkasını döndü ve ilk defa bulunduğu yere göz gezdirdi.

Odanın bir köşesine ittirilmiş olan yatağın üstünde korkuyla dolup taşmış gözleriyle kendisine bakan adamı gördü ilk önce. Adamın gözlerinin dolu dolu olduğunu görebiliyordu. Silahını adamın üzerine doğrulttu ve nişan aldı.

"Kim gönderdi seni?" dedi yarı titreyen sesiyle.

Haluk gururlu bir adamdı, ağlamak istese bile kendisini tutardı ve şu an ölümle karşı karşıyaydı. Kendine biçtiği güçlü ol kuralı sekteye uğramıştı.

Lakin, kapıdan içeriye girip adamı gördüğü an, ona karşı gelemeyeceğini biliyordu. Emindiki yanında silahı vardı. Silahı yaklaşık iki metre uzağında çekemecenin içindeydi. Şu an ne kadar aciz durumda olduğu gerçeği yüzüne tokat gibi çarpmıştı.

"İşin ucundaki asıl adamı bilmiyorum." Omuz silkti. "Sormam." umursamaz bir şekilde dile getirdiği cümle adamda bir canlanmaya sebebiyet verdi.

"Senin işin para değil mi?" Adamın gözlerinde yaşama dair bir umut oluştu. "Sana daha fazla para veririm, hem devamlı olarak veririm, düzenli bir maaşın olur, beni öldürme."

"Öyle yaparsam bütün bu yaptıklarımız ziyan olur, planlarımız, zehirler, bu silah..."

"Önce dinle beni."

Adamın ölmeme çabası, içindeki insanı güldürmüştü.

Korkut ise adamı dinlemedi, alnının ortasını nişan alanı olarak seçti ve dudaklarını aralayarak bir şarkı mırıldandı. "So beat it..."

*öyleyse vur ona

Haluk ölüm korkusuyla ağzını son kez araladı. "Düzenli bir maaştan bah-" Kurşun adamın alnının ortasında patladı. Haluk, son cümlesini bile söyleyemeden ölmüştü.

Dakikalar önce her hücresindeki yaşamı hissedene adam, gözleri boşluğa dayamış, alnından dökülen kan eşliğinde yaşama evlada deme şansı verilmeden ölmüştü. Hayat işte.

PEYDA |bxb|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin