7. Bölüm: "Acı."
"Planımız Oğullar'ı öldürmek yani öyle mi?" dedi ve güldü Kamer. "İnanın bunu isteyen ilk kişiler değiliz, amacımız da o kadar kolay değil."
"Bunu akıl edebilmiş olman çok güzel bir şey." dedi ve Kamer'e baktı Asaf sinir bozucu bir gülümsemeyle. "Denemek yerine evde oturup bizi öldürmelerini bekleyebiliriz, değil mi? Bu daha kolay olur."
"Onu demek istemediğimi biliyorsun." dedi Kamer iyiden iyiye sinirlenerek. "Oğullar'a ulaşmak zor, ava giderken avlanmayalım."
"Hayallere kapılmayın." dedi Korkut oturduğu yere yayılarak. "Bizden haberleri yokken onlardan birini öldürmek kolaydı ama şimdi bizden haberdarlar, arkamızı kollamamız yerde kaşınmayın."
"Fyodır'a ulaşabiliriz ama." dedi Sarp yere bakarken. Birden tüm gözler ona dönünce başını kaldırarak odadaki her bir insana baktı. "Adam belalı olabilir ama sonuçta tüm düzeni Yunanistan'da. Oradaki gücü burada yok, onu bulabiliriz ve bizi Oğullar'a yönlendirebilir."
"Fyodır'ın onları satacağını düşünmüyorum." dedi Kamer boş bakışlarla.
"O zaman onu öldürürüz." dedi Sarp kendinden beklenecek bir rahatlıkla. Asaf kötü bakışlarını Sarp'a çevirince Sarp bu bakışların yoğunluğundan rahatsız oldu.
"Bana öyle bakma, o adamla bir geçmişimiz var, tabi ki ölmesini isteyeceğim."
"Onu öldürürsek bilgi yolumuz kapanır."
"O yaşarken de bir bilgi yolumuz yok."
Korkut sıkıntıyla içine derin bir nefes aldığı sırada kapı çaldı, tembelce ayaklandı genç adam. Hâlâ tartışma içinde olan ortamdan uzaklaşarak kapıyı açtı, Nihat ve Alperen'i karşısında gördü.
"Hoş geldiniz."
"Gelmişsin arkadaş, nasıl, kazançlı bir iş miydi?" dedi ve cevap beklemeden içeriye girdi Alperen. Nihat Alperen'in arkasından girdi fakat direk içeriye ilerlemek yerine dikkatle Korkut'a baktı, arkadaşının yüzü asık gibiydi.
Başını hafifçe sallayarak 'ne oldu' demeye getirdi.
"Bir şey yok." dedi ve içeriye ilerledi Korkut, salonun kapısının önünde duran Alperen içeriye girmesine engel oluyordu. Korkut'un arkasında olduğunu fark eden Alperen, "Baya kazançlı bir gün olmuş." dedi yüksek sesle.
"Zevzeklik yapma da otur şuraya Alperen." dedi Asaf şakaklarını ovarken.
Alperen, Korkut ve en arkada Nihat salona girip otururken, "Bunlar kim?" dedi Alperen fısıltıyla.
"Sarp ve Kamer." dedi Korkut kısaca. "Siz Sarp'ı Hayalet olarak tanıyorsunuz." diye devam etti.
"Hadi oradan," dedi Alperen yüksek sesle, ardından gözlerini büyüterek dudaklarını birbirine bastırdı. Ondan habersiz ani bir tepki olduğu aşikârdı ve Sarp ile Kamer dışında kimse garipsemedi bu tepkiyi.
Nihat ellerini kaldırdı, "Neden buradalar?"
Sarp kaşlarını çatarak Nihat'a baktı. Konuşamadığını anlamıştı fakat nedenini merak ediyordu. Çatık kaşlarını ve sorar gözlerini Korkut'a çevirdiğinde Korkut Sarp'a uyarıcı bir bakış attı. Bu mevzu bu ortamda açılmamalıydı.
"Dün gelen müşteri sahteymiş."
Nihat anlamadığını belli eden gözlerle Korkut'a baktı. Bazı şeyleri idrak etmede zorlanıyordu. Nihat'ın nasıl bir karmaşada olduğunu anlayan Asaf girdi devreye, Nihat'ı ve Alperen'i aydınlattı.
