2.BÖLÜM

287 1 0
                                    

Mektubu okuduktan sonra düşüncelere dalan Osman’ı Murad’ın seslenişi kendine getirdi. Şehzade Murad “baba, ne oldu söylesene” diyebilmişti şaşkınlıktan. Osman kendine gelip şehzadelerine döndü ve “Bizanslı köpekler” Orhan ve Murad kulak kesilmiş bakıyorlardı babalarına. Osman devam etti “gözcülerimizden gelen habere göre Bizans iki ordu çıkarmış. Ordulardan biri Trabzon istikametine doğru gitmiş, diğer ordu da Bursa sınırından bizim topraklarımıza girmiş. Belli ki Bizans’ın düşüncesi hem Trabzon’u alırken bizim mani olmamıza engel olmak, hem de bizi tehdit etmek.” Şehzade Orhan küplere binmiş  “Beyim izin verin ordumla Bizans’ın üzerine bir yıldırım gibi ineyim., saraylarını başlarına geçirmem için bir emriniz yeter”. Osman kararsızdı, Orhan’a tamam anlamında başını sallarken Şehzade Murad girdi söze ve “daha iyi bir fikrim var” dedi. Osman her zaman güvenirdi Murad’a. Yaşı küçük olmasına rağmen fikirleri oldukça iyiydi. “söyle bakalım” dedi Osman.

-         Bence abim Orhan Kayseri’deki ordusuyla Trabzon’a yürüsün, bizden başka bir ordu da aynı zamanda İzmir’e sefere çıksın. Böylece hem Bizans’a Trabzon’u kaptırmamış oluruz hem de İzmir’i alarak Bizans’ın bizim topraklarımıza yayılmasını tamamen engellemiş oluruz”.

 

Osman ve Orhan’ın aklına yatmıştı bu fikir. Osman emir verdi “bu plan doğrultusunda gerekenler tez elden yapılsın”.

Orhan aynı günün akşamı yola koyuldu. Önce Kayseri’ye gidecek, zaman kaybetmeden ordusunu toplayıp Trabzon’a yürüyecekti. Ancak çok hızlı olması gerekiyordu zira Bizans ordusu yola çıkmıştı bile. Aynı akşam Osman Bey ordu komutanına emir verip Konya’daki ordunun büyük bir kısmını alıp derhal İzmir üzerine yürümesini emretti. Şehzade Murad gecenin hiç bitmeyeceğini düşünüyordu artık, zira o kadar çok şey olmuştu ki sanki bir gece değil koca bir yıl gibi gelmişti ona, neyse ki gece bitmiş ve genç Şehzade odasına çekilmişti.

Sabah olduğunda Osman Bey devlet erkanıyla yaptığı görüşmeden sonra Musul’da bulunan Salih paşanın da derhal Bağdat üzerine yürümesini emrettiği mektubunu gönderdi. Osmanlı nihayet üzerindeki ölü torağını atıyor diye düşündü Şehzade Murad.

1 HAFTA SONRA

Şehzade Orhan Kayseri’ye ulaşmış, ordusunu toplayıp yola koyulmuştu bile. Aynı hızla daha yakında bulunan İzmir’e doğru da başka bir Osmanlı ordusu gidiyordu. Osman Bey’in mektubu Salih paşaya ulaşmış, lakin Salih paşa elindeki asker sayısının ve çeşitliliğinin azlığından dolayı acele etmek istemiyordu. Paşanın yanındakiler ise Osman Bey’in “DERHAL” ifadesini hatırlatıp “paşam bir an önce yola çıkmalıyız” diyorlardı. Salih kararsız kalmıştı.

2 HAFTA SONRA

İzmir’e çıkarılan ordu ulaşmış ve hatta kuşatmaya başlamıştı bile. Şehzade Orhan ise Trabzon kalesinin karşısında ordugahını kurmuş, askerlerini biraz dinlendiriyordu, zira askerler günlerdir yollardaydı. Şehzadenin yanındaki devlet erkanından kumandanlar bir an önce kuşatmaya geçilmesini, Bizans tehlikesinin devam ettiğini ve her an karşılarında Bizans ordusunu bulabilecekleri söylediler. Ancak Şehzade kendinden emin bir şekilde  “biz Bizans’tan önce vardık çok şükür lakin askerlerim ziyadesiyle yorgun. Bu halde savaşa girersek kaybetmemiz işten bile değil.  Bahsettiğiniz Bizans tehlikesine gelince ; biz ordugahımızı buraya kurmuşken Bizans karşımıza çıkmaya bile cesaret edemez”.

Şehzadenin söylediği gibi olmuştu zaten. Bizans ordusu Osmanlı’nın kendilerinden önce vardığını görünce şaşırmış, ordu kumandanı hırsından kudurmuştu adeta.

Ertesi gün sabah namazından sonra Şehzade Orhan kuşatmaya başlamıştı.

Trabzon fazla dayanamayıp teslim olmuştu Osmanlı ordusuna. Osmanlı için kolay bir zafer olmuştu. Şehzade Orhan ibret-i alem için esirlerin hepsini idam etmiş ve kellerini Bizans ordusunun beklediği tarafa bakan surlardan sallandırmıştı. Trabzon’da asayişi sağlamak için bir süre burada kalmayı uygun görmüştü Şehzade, zaten Osman Bey de öyle söylemişti kendisine.

 

 ( İlk iki bölüm biraz kısa oldu ancak bundan sonraki bölümler daha uzun ve heyecanlı olacak)

Büyük OsmanlıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin