"Benim aşağı inmem gerekiyor babacığım."
"Nedenmiş o?" dedi tek kaşını kaldırarak.
"Aa, ben söyledim ona. Arkadaşıyla biraz sahilde gezecekler. Git yat sen." dedi annem. Canım annem.
"Çok geçe kalma. Yat uyu sonra sabah kalkamıyorsun." dedi babam ve odasına ilerledi.
"Tamam." dedim ve askıdan montumu alıp aşağı indim.
"Kusura bakma, babama yakalandım da..." demesem de olurdu aslında.
"Yo, sorun değil. Kızdı mı?"
"Hayır, hadi gidelim."
"Pekala."
Ve yürümeye başladık. Yaşadığımız yer sakin, sessiz bir yerdi. Sahile yakın, geceleri serin ve öğlenleri sıcak bir havaya sahipti. Sahilin yanındaki parkta çimlere uzanıp gökyüzünü izlemek Mert'in benim ve Oğuz'un sorunlarımızı çözmek için yaptığımız tek yöntemdi. Oturur saatlerce konuşur, küs veya kavgalıysak eğer, barışana kadar oradan kalkmazdık. Bu yüzden bizim arkadaşlığımız bir başkadır Oğuz ve Mert'le.
Çimlere yaklaştığımızda Yavuz'a döndüm. "Çimlerde oturalım mı?"
Gülümsedi. "Oturalım."Marketten çekirdek aldık ve oturduk. Ben gökyüzüne bakıyordum Yavuz ise bana. Yüzümü ona çevirdim. "Bir şey mi oldu?" Kaşlarını çattı. "Hayır?"
"Öyle bakınca..." dedim kısık bir sesle."Yıldızları izlemekte ne var ki?"
"İyi de sen bana bakı-" Bir dakika. SEN BANA İLTİFAT MI ETTİN?
Utandım.
Ufak bir kahkaha attı ve çekirdeği dudaklarının arasına koydu. Şöyle gülme, yalvarırım.
"Ee, nelerden hoşlanırsın?" dedim.
"Şarkı dinlemekten ve söylemekten, her türlü spordan bi de sen-"
Öksürdüm. Otomotiğe bağlamış bir gayret çekirdek çitliyordum.
"İyi misin?" dedi su şişesini uzatarak.
Başımı salladım ve suyu içtim."İyiyim. Şimdi sıra bende, sayıyorum bak."
Kafasını salladı.
"Çizim yapmaktan..." derken Yavuz sözümü kesti.
"Dans etmekten, müzik dinlemekten , yabancı dizi ve filmler izlemekten, he bir de, Alperen'i dövmekten..."
Ağzım açık bir şekilde ona baktım. Beni benden iyi tanıyorsun mübarek.
"Nereden biliyorsun?" dedim hayretle.
"Söylemem."
"Söyle."
"-meyeceğim."
"Pekala, ben gidiyorum." dedim ve yerimden hızla kalktım. Çok geçmeden bir el beni yüz seksen derece döndürdü.
"Seni çok uzun zamandır tanıyorum. Her şeyini de biliyorum."
Hiç bir şey yapmadan gözlerine odaklandım. Onlar, çok güzeller.
"Saat geç oldu, eve bırakayım seni." dedi.
Kafamı salladım ve oturduğumuz yere gittik. Çöplerimizi toplayıp çöp kutusuna attık. Sonra da evin yolunu tuttuk.
°°°
"Çok güzel bir akşamdı. Teşekkür ederim." dedim.
"Asıl ben teşekkür ederim iyi ki geldin. Hadi git baban kızacak."
Kafamı salladım ve eve girdim. Annem salonda masanın tepesinde dikilmiş, boş boş masaya bakıyordu.
"Anne?" dedim omzuna dokunarak. "Niye uyumadın sen?"
"Neredesin sen? Saat kaç oldu farkında mısın?" dedi kısık ama sinirli bir sesle.
"Ya konu konuyu açtı. Oturduk konuştuk. Geldim işte, saat daha on bir." dedim sessizce.
"Daha?" dedi kaşlarını çatıp.
"Hadi uyuyalım, bak zor duruyorsun ayakta." dedim ve yanağını öptüm.
"Üf hemen konuyu değiştir. Babası kılıklı." dedi ve gülerek odasına doğru ilerledi. Canım annem.
°°°
Yavuz'dan mesaj?
Şu sanal Yavuz'u diyorum. Mesaj atmış.
Yavuz: Çok özledim.
Ben: Hı?
Yavuz: Diyorum ki
Yavuz: Şu görücüye gelen çocuk var ya.
Ben: Ne olmuş ona?
Yavuz: Uzak dur ondan.
Ben: Yoo durmicam.
Yavuz: Beni zorluyorsun.
Ben: BUNALDIM.
Yavuz: Ona karşı bir şey hissetmiyorsun değil mi?
Ben: Hissediyorum.
°°°
MERHABALAR ❣️
SİZCE NASIL GİDİYOR?
İLERKİ BÖLÜMLERLE İLGİLİ TAHMİNLERİNİZ NELER?
YORUMLARINIZI BEKLİYORUM ❣️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NİLYA | Texting
Teen FictionBaşlangıç Tarihi: 22.11.2018 Bitiş Tarihi: ... Yavuz: Yoruldum be kızım, Yavuz: Yorulduk. Yavuz: Sen de ben de. Yavuz: Hep başkalarının sorunlarını çözmek, Yavuz: Onları mutlu etmek Yavuz: Bizi yordu. Yavuz: Karşına çıktığımda, Yavuz: Tüm yor...