Başlangıç Tarihi: 22.11.2018
Bitiş Tarihi:
...
Yavuz: Yoruldum be kızım,
Yavuz: Yorulduk.
Yavuz: Sen de ben de.
Yavuz: Hep başkalarının sorunlarını çözmek,
Yavuz: Onları mutlu etmek
Yavuz: Bizi yordu.
Yavuz: Karşına çıktığımda,
Yavuz: Tüm yor...
"Kalk yap bakalım." dedi Mazlum hoca tahta kalemini uzatarak. Aldım, tahtaya kalktım. Cevabı yazıp hocaya döndüm. "Doğru mu hocam?" Gözlerini kısıp tahtayı süzdükten sonra başıyla onayladı. Gülümseyip yerime oturdum.
Zil çalınca Sıla'nın ağlayarak sınıftan çıktığını gördüm. Çantamı sırtıma takıp, hızla sınıftan çıktım. Yanına vardım ve omzuna dokundum. "Anlatırsan rahatlayacağına eminim." Sulu gözleriyle bana baktı ve kısık bir sesle "Bahçeye çıkalım mı?" dedi. Başımla oynayladım.
"Anlat bakalım."
"Oğuz..." Hıçkırık.
"Ne olmuş ona?"
"Ben Oğuz'u çok seviyorum Nil, çok."
Gözlerimi belerttim.
"Bizim Oğuz'u?"
"Evet... Özür dilerim bak elimde değil."
"Niye özür diliyorsun?"
"Kızmadın mı?"
"Sıla niye kızayım?"
"Ya sevgilini seviyorum, kızsana bana."
"Sevgilimi mi?" dedim ve olduğum yerde kıkırdamaya başladım. "Manyak mısın kızım sen, ne sevgilisi?"
"Bir dakika, siz şimdi sevgili değil misiniz? Nasıl ya..?" dedi sırıtarak.
"Sen bunu nereden duydun?"
"Dün Oğuz, Mert ve Kerem oturuyorlardı. Sen içeri girdin sonra Kerem sana bakıp 'Vay yengeme bak be' dedi ve Oğuz'la gülüşmeye başladılar."
"Nasıl ya... Tamam sen bu saçmalığı unutuyorsun. Onlar benim kardeşlerim."
Kafasını salladı ve burnunu çeke çeke yanımdan uzaklaştı. Geçen günki göndermesinden anlamalıydım Oğuz'u sevdiğini. Neyse, gidelim bakalım dertleri neymiş.
°°°
"Kim söyledi onu? "
"Kimse kim. Amacınız ne oğlum sizin? Yanlış anlaşılıyoruz."
Mert ağzında bişeler gevelemeye başladı.
"Hayırdır Mert?" diye tersledim.
"Ne oldu?" dedi şaşkın bir sıfatla.
Oflayarak devam ettim. "Kerem öt." "Evet sana dedim. Öylesine söyledim zaten. Saçmaladığım için de güldük." dedi kafasını yerden kaldırmadan.
"Tamam." dedim uzatmadan. Çok kurcalamaya gerek yoktu. Yanlarından ayrıldım ve sırama geçip kafamı gömdüm. Telefonum çaldı cebimden çıkarıp ekrana baktım. 'Yavuz' sesini mi duyacaktım? Heyecanlandım bak. Beklemeden açtım.
"Alo?"
Ses yok.
"Alo, konuşsana."
Ses yok.
"Yavuz?"
Ses yok. Telefonu kapattım. Çok geçmeden telefon titredi.
Yavuz: Sesin çok güzel.
°°°
Son zamanlar kafam çok karışmaya başladı. Yavuz, Oğuz, Sıla, Mert, Kerem. Ne olduğunu anlamıyorum. Oğuz beni mi... Saçmalıyorum.
Yatağımdan kalktım, elimi yüzümü yıkayıp hazırlandım ve bir şeyler yiyip evden çıktım. Yağmur yağıyordu ama hava sıcaktı. Su birikintilerinde sıçraya sıçraya okula vardım. Sırama geçtim o esnada Oğuz'un bana garip bir şekilde baktığını gördüm. 'Sıkıntı mı var birader' bakışı atıp sırama oturdum. Cebim titredi.
Yavuz: Pişt.
Ben: Ha.
Yavuz: Şey dicem ya
Yavuz: Hani zaten senin tipini biliyorum ya.
Ben: Eee
Yavuz: Zaten bende fotoğrafların var ya.
Ben: Eeeee
Yavuz: Anlık fotoğraf atsan?
Ben: Hee oldu.
Yavuz: Ya hadi ölmezsin.
Biraz düşündüm. Olabilirdi aslında. Zaten fotoğraflarım onda vardı. Anında bir fotoğraf çekip yolladım.
Ben:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.