Rachel'in Ağzından
Fotoğrafları Y/N'ye gönderip ortalığı karıştırdıktan sonra benim görevim sona ermişti. Artık bundan sonra Kore'de kalmamın bir manası yoktu. Hem Jaebeom bunları öğrendikten sonra çok kızacaktı. Onunla karşılaşmak bile istemiyordum.
Hemen en yakın saatte bir uçak bileti aldım ve eşyalarımı topladım. Maksimum 2 saat içinde uçaktaydım. Benim görevim burada bitmişti. Artık gerisini onlar düşünsün.
Y/N'nin Ağzından
Rachel'in gönderdiği fotoğrafların ardından uykusuz bir gece geçirmiştim. Ama bunu işime yansıtmayacaktım. Bunlar ikisi arasında olan şeylerdi. Ne kadar bu durumdan hoşlanmasam da bu işe etmem gerekiyordu. En fazla Jaebeom ile kişisel olarak problemler yaşayabilirdik.
Hazırlandım ve hemen şirkete gittim. Jaebeom beni görünce selam verdi. Belliydi ki fotoğraflardan haberi yoktu. Ama ben sadece gülerek geçiştirmiştim.
Sadece işten başka bir şey konuşmamamız, ona cevap vermemem bir şeylerin ters gittiğini anlamasına yetmişti sanırım. Bulduğu bir bolsukta beni kenara çekerek neler olduğunu sordu.
Jaebeom: Ne oluyor Y/N? Niye konuşmuyorsun benimle?
Y/N: Ne yaptığını sen daha iyi bilirsin.
Jaebeom: Y/N düzgünce söyler misin acaba? Neler oluyor?
Y/N: Dün gece neredeydin? Bunu düşündüğün zaman cevabı bulabilirsin sanırım, dedim ve oradan gittim.Odama kapandım ve isesizce ağlamaya başladım. Bu durumda olmaktan nefret ediyordum.
Jaebeom'un Ağzından
Y/N'nin dediği şeylerden sonra aklım başıma gelmişti. Hala olayı tam olarak anlayamasam da bir şeyler kafamda canlanmaya başlamıştı. Hiç tanımadığım bir evde, yarı çıplak bir şekilde uyanmam tabii ki normal bir şey değildi. Ondan önce en son Rachel ile birlikteydim. Bu olaylar kesin onun başının altından çıkmıştı.
Hemen Rachel'i aradım ama numarası kullanılmıyordu. Yine ortalığı karıştırıp yok olmuştu. Bir şeyler yapmıştı ama ne yaptığını hala bilmiyordum. Y/N'den kesinlikle öğrenmeliydim bunu. Çünkü görünüşe bakılırsa neler olduğunu sadece o biliyordu.
Ji Yun'un Ağzından
Acilen çıkan bir iş üzerine Y/N'nin odasına gittim. Oraya girdiğimde masasının üzerine kapanmış ağlıyordu. Kim bilir belki benim odada olduğumdan haberi bile yoktu.
Yanına bir sandalye çektim ve elimi omzuna koydum. Benim geldiğimi hissedince kafasını kaldırıp kim olduğuna baktı. Daha sonra kafasını omzuma koyup daha fazla ağlamaya başladı. Sözlere gerek yoktu. Duygularla anlaşabiliyorduk.
Bir süre böyle kaldık. Ne o konuşuyordu, ne de ben. Bu sessizliğe son veren ilk kişi ben oldum.
Ji Yun: Y/N seninle bir şey konuşmam lazım, dediğimde kafasını kaldırdı ve yüzüme baktı.
Ji Yun: İçimde sana karşı, tam olarak anlayamadığım hisler var Y/N. Hem de senin tahmin ettiğinden daha uzun bir süredir. Ama bunu söylemekten ne kadar nefret etsem de söylemeden sana karşı bu şekilde yaşayamıyorum. Birkaç yıl önce çok pişman olacağım bir şey yaptın Y/N. Hem de çok pişman olacağım. Bunu söylemeye korkuyorum ama-
Y/N: Söyle artık Ji Yün. En fazla ne yapmış olabilirsin ki?
Ji Yun: Birisini öldürdüm, dedim. Senin için çok önemli birisini.
Y/N: Ne?! Ne diyorsun sen? Kimi öldürdün?
Ji Yun: Minsung'u. Senin ilk ve tek sevgilini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
boss あ jaebeom
Fanfictionben artık mutlu olmak istiyorum. seninle beraber mutlu olmak. artık sadece bunu istiyorum limsoul7 © •|• lim jaebeom [got7]