KAYIP VARİS

5.bölüm

Dr. Anderson en yakın dostu Ammy' nin ölmeden önce kendisine verdiği mektubu defalarca okumuştu, tekrar okuduğu mektubu katlayıp masasının altındaki çekmeceye kilitledi .
" Jane....!"
" Aman tanrım tudor hanedanlığının son varislerinden ...b-bu nasıl olur?"
"Neden Ammy bunu yıllarca gizledi Jane'nin kendi kızı olmadığını? "
"O zaman Jane gayri resmi bir varis,belindeki izden bahsetmiş Ammy , gerçek anne babasının kim olduğunu yazmamış, yaşlı adam kafasında sonsuz sorulara cevap ararken bu soruların cevabının Dük Henry Tudor' da olduğunu biliyordu
" Hemen Henry ' e bir mektup yazmalıyım" diye seslice düşündü. Nasıl olsa bir kaç ay içinde Fransa'ya gidecekti ,Jane ' i
kendi elleriyle teslim etmeden rahat etmeyeceğini biliyordu.
Dr.Anderson zihnini biraz daha zorladı
"Henry Tudorrr...?? Henry Tudor ...?"
Biraz daha dalgınca odasında düşüncelerini zapt etmeye çalıştı.
"Jane' nin bir tudorsa bu kızın kraliyet soyundan olduğunu gösterir.O yüzden İngiltere'ye getirildi,peki ama neden ?"
Galiba bu muamma Fransa'ya gidene kadar devam edecekti.
*****
İan kendi için düzenlenen kır partisinde yaşadıklarını hafızasında tekrar canlandırırken,hayalinde canlanan anılarla istemsizce gülümsedi. Bu kızı daha fazla düşünmeye devam ederse işine odaklanamayacaktı.
Uşağın Brain 'nın geldiğini haber veren uyarısına bir baş işaretiyle
" İçeri gelsin " mesajını alan yaşlı uşağın hemen arkasında bitiveren Brain ' nı görünce sahte bir sinirle ayağa kalktı,
"Senin gibi görgüsüz ve aklı bir karış adamlarla nasıl oluyorda ciddi işler peşindeyim hiç anlamıyorum" diyerek gülümsedi.
"Sanırım leydiler gibi sende benim çekimine kapılıyorsun İan dikkat et " diye munzurca göz kırptı muhatabına .
İan arkadaşının omzuna bir yumruk atarak
" Bunu iyi düşün derim Brain,benim kollarım leydilerinkinden daha güçlü " diyerek kahkahayı patlattı.
Iki arkadaş da gülüşerek viskilerini yudumlarken
Brain lafa girdi arkadaşının meraklı bakışları altında
" İan duyduklarım biraz canını sıkabilir,senin kız hakkında bir araştırma yaptım fakat ilginç olan birşey varki bizim haricimizde başkalarıda fazlaca meraklı bu kız hakkında kontun adamları da bu kızın peşinde sebebini öğrenemedim henüz." bir şeyleri unutmuş gibi yeniden söze girdi
" Ha birde yakında Paris'e gidiyor sevgili leydin ailesindekilerin hepsini kaybetmiş,vasisi olarak tek dayısı varmış."gülümseyerek devam etti
" Şansın varsa dayısından kaparsın kızı ama elini çabuk tut derim,sen fransaya gidene kadar leydini kaptırmazsan ne âla " diyerek kahkahayı patlattı,arkadaşı.
Genç dük öfkeli bakışlarla arkadaşını süzdü "Boğazına yapışmamak için kendimi zor tutuyorum Brain ,zevzekliği kesersen ciddi şeylerden konuşmaya başlayacağım " diyerek elindeki mektubu arkadaşına uzattı.
Arkadaşının elindeki mektubu alıp bir hamlede fransızca yazan mektubu okuduğunda gözleri kocaman olmuştu genç adamın
" Heyy adamım bu Sevimli Louis'in başdanışmanı Fleur mu ? "
"Ta kendisi " dedi muhatabı biraz da sinsice gülerek .
" Ne yani bizden kayıp kardeşini mi bulmamızı istiyor fransa kralı? Bu nasıl olur ? " diyerek masanın üzerinde duran viskisini tek yudumda içti.
" Evet ,kalın kafalı arkadaşım , bu işin sonunda Ocean water'ın kuzey denizindeki etkili ticaretinde bizde söz sahibi olacağız, bu da demek oluyor ki, dünyanın en iyi deniz ticareti yapan şirketin yarı hisseleri elimizi kolumuzu sallayarak bize gelecek "

"Bu işin en başında unuttuğum birşey daha var.Bu varis ayrıca bir tudor "
" Ne...?"
" Dostum sen ne dediğinin farkındamısın ?"
" Hem bourbon ,hem tudor. Bu da kızı iki krallığında varisi yapar." diye mırıldanan arkadaşına
" Adamım sen halâ neyi sayıklıyorsun kız 8.henry'nin soyundan bakire diye bildiğimiz kraliçemiz 1.elizabeth'in hazin aşk öyküsü" dediğinde karşısındaki arkadaşı yeni dünyayı keşfetmiş gibi heyecanlıydı.
" Bu sırrı sadece seninle paylaşıyorum Brain gevşek ağzınla iki ülkeyi savaşın eşiğine getirmezsin umarım "
" Üstelik ülke kraliçeden sonra iyice istihbaratı ilerletti " diyerek göz kırptı.
Arkadaşının heyecanını aslında mektubu ilk okuduğunda kendiside yaşamıştı.Bıyık altından hâla şaşkınlığından mırıldanan arkadaşına güldü.
" Kendine gelmen için bundan daha fazlasını içmen gerek "diyerek arkadaşına bir kadeh içki daha uzattı.
Arkadaşının duyduklarını hazmetmesini seyrederken aklıda hâlâ Jane ' deydi.
" Kontun neden kızın peşine düştüğünü ?bulmalıydı."
" Brain " dedi
Yeniden uyaran bir ses tonuyla
" Kate Anderson' nun bundan haberi olmasın ,arkadaşı hakkında araştırma yapmam pek hoşuna gitmeyebilir."
Hala dalgınca bomboş gözlerle zihnindekileri susturmaya çalışan arkadaşı
" Tamam " diye bir baş işareti gönderip.Aniden elindeki kadehi yerine koydu
" İan eyvahhh..! Kate..! " diyerek bulunduğu yerden fırladı.
" Daha ilk buluşmada geç kalacağım senin yüzünden,Kate canıma okuyacak " diye söylenerek odayı terketti.
İan arkadaşının bu hayat dolu halini çok seviyordu.Brain çocuk gibi oluyordu ama yeri geldiğinde de çok disiplinli bir iş adamıydı ve İan ' nın can dostu.
" Bekle " diyerek seslendiği arkadaşı çoktan malikaneyi terk etmişti bile
" Konu kadınlar olunca tazı gibisin Brain " diye kendi kendine söylenirken aklına gelen düşünceyle uşağa seslendi.
" Sam hemen arabamı hazırlasınlar ,söyle çok vaktim yok " diyerek şapkasını uzatan uşağa gülümsedi.
" Yaşından oldukça fazla hızlısın ihtiyar " diyerek göz kırptı.
Bu adamın bağlılığına ve işini en iyi şekilde yapmasına hayrandı genç adam .
"Jane gitmeden son bir kez daha görmeliyim " diye mırıldandı,çiftliğe giden arabanın içinde
" Neden bu kadar çok düşünür olmuştu bu kızı? Oysa işinden başka hiçbir şeyi ciddiye almazdı genç dük.
" Kadınlar" dedi ona göre kadınlar tam bir baş belasıydı ve servet avcısı.
" Ama bu kız başkaydı,duruşu,dik başlılığı ,zekası diğerlerinden çok başkaydı"
Kızın bu halleri genç dükün dikkatini çekmişti tabiki o insana nefes almayı unutturan menekşe gözleri unutamazdı genç adam ve unutamamıştı da.Araba Addams çiftliğine yaklaşırken genç kızı görmek istediği bahaneyi bulmalıydı hızlıca bahaneler bulmaya çalışırken ,kurnazca gözleri parladı, evet en güçlü bahaneyi bulmuştu.