05

401 38 4
                                    

Uyku sorunları yaşayan insanların ortak noktalarından biri tüm gece boyunca kendi hayatlarını düşünüp hatalarını gözden geçirmeleridir. 

Jeno, uyku sorununu bilinçli olarak yaşayan biri olarak gece yarısına kadar öylece oturup neden insanlardan nefret ettiğini düşünen biriydi. Baskı onu o kadar boğuyordu ki nefes almasını bile zorlaştırıyordu bazen. Ama asla ağlamazdı.

Jaemin, uyku sorunları olduğunu iki ayda fark edebildi. Gece kendisini uykunun kollarına atamamasının nedeni güvensizliğe bağlanabilirdi belki de. Ama o, her gece ağlardı. Bunu birinin öğrenmesinden de çekinirdi, çünkü neden ağladığını kendisi bile bilmiyordu. 

O gecelerden birinde, yani Jaemin henüz yeni ağlamaya başlamışken ve Jeno pencereden kapının önündeki motoruna bakarken Jaemin'in gözüne bir şey ilişti.

Yaşlı ve içinde acıyı barındıran gözleri, masasının üstüne koymuş olduğu kağıt parçasını seçebildi belli belirsiz. Ve bir umut, kağıdı alıp numarayı çevirdi. 

Burnu akıyordu, gözleri hala ıslaktı ve muhtemelen sesi titreyecekti. Ama ilk kez, ağladığını birine anlatmak istedi. Neden ağladığını öğrenmek istedi, bunun için biraz cesaret istedi.

Ve Jeno, telefonun sesini duyduğunda aslında kayıtlı olmayan  numaranın kime ait olduğunu çok iyi biliyordu. Çünkü tanıştıklarında gözden kaçmayacak bir ayrıntı vardı; mor göz altları.

Bunu bilerek, sesinde tuhaf bir duyguyla, telefonu cevapladı.

"Daha erken ararsın diye düşünmüştüm aslında."

Bir burun çekiş sesi duydu. Telefonun diğer ucundakinin ağlıyor olması, onun da ağlamak istemesine neden oldu. Sadece bastırılmış duygulardı. Onun bastırdığı duyguları, birinin ona göstermesi onu etkilemişti. O da ağlamak istiyordu.

"Neden ağlıyorsun?"

Titrek bir ses duydu, sanki konuşmak acı veriyormuş gibi bir his veriyordu.

"Bilmiyorum."

Kısa bir sessizlik oldu, o sessizlikte Jaemin'in ağlaması şiddetlenmişti.

"Hiç bilmedim ki, neden ağlıyorum? Kaç gece boyunca bilmeden ağladım tahmin edebilir misin?"

Edebilirdi. Çünkü aynı gecelerde, o da ağlamamak için savaşıyordu.

"Ağlamak sana bir şey kazandırmaz Jaemin."

Karşısındakinin kafa salladığını görür gibi oldu. 

"Tek başına bir şey kazanabilen biri değilim."

"Kimseye ihtiyacın olmamalı."

"Yalnızlığın nasıl bir his olduğunu bildiğini sanmıyorum."

Aslında, bilebilirdi. Ama fiziksel bir yalnızlığı değil, psikolojik bir yalnızlığı. Jaemin ikisini de biliyordu.

İkisini birbirinden ayıran en önemli şeylerden biri buydu işte. 

Jaemin hem psikolojik olarak hem de fiziksel olarak yalnızdı. Ama kendisinden tam anlamıyla umudu kesmemişti.

Jeno ise, psikolojik olarak yalnızdı. Çünkü kendisini bile terk etmişti o artık. Ne kendisiyle ne de başka bir şeyle ilgili umudu kalmamıştı.

"Sence yalnız olmak kötü bir şey mi?"

"Değil mi?"

Aykırılıklar her zaman iyi değildir. 

"Neden sana bunları anlatıyorum bilmiyorum Jeno."

Kısa bir gülüş sesi geldi. Acı bir gülüştü Jaemin'in duyduğu. Acı çeken birinin yaptığı her hareketi anlayabilirdi. Çünkü kendisi de acı çekiyordu.

"Sanırım ben biliyorum."

Ve Jeno tam olarak nedeni biliyordu. Jaemin'in kendisini nasıl gördüğünü biliyordu.

"Çünkü acı çeken bir insan, acı çeken başka birini kolaylıkla fark edebilir."

Beş dakika kadar bir sessizlik daha yaşandı.

"Tekrar görüşelim Jaemin, belki yalnızlıkla ilgili konuşuruz seninle."

"Buna hayır diyebileceğimi sanmıyorum."

İkisi de telefonlarını kenara bırakıp kendi gecelerine döndüklerinde her şey aynı ilerledi.

Jeno motorunu izledi ve ağlamamak için kendini tuttu.

Jaemin başını cama yasladı ve ağlamaya devam etti.

opposite | nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin