"Lee Jeno, asla beni bir yarışa götüremezsin."
"Lütfen! Ben kazanırken orada olmalısın!"
Jaemin onaylamaz bakışlarının bir işe yaramadığını fark edince kendini daha iyi ifade etmesi gerektiğini anladı. Bu sefer de, hızlıca kafasını iki yana sallamaya başladı.
"Yarışlarda kimseyi öldürmüyoruz Jaemin, sana söz veriyorum."
Yüzüne yaklaşan ellerle geri kaçan Jeno, ne yazık ki karşısındaki çocuğun yanaklarını sıkmasına ve onu çocukmuş gibi davranmasına engel olamamıştı.
"Böyle tatlı ve güzel bir yüzün birini öldüremeyeceğine adım gibi eminim zaten."
Siyah saçlı, diğerinin elinden kurtulmaya çabalasa da aslında ona bu şekilde davranmasını çok sevimli buluyordu.
Jaemin aynı bir çocuk gibiydi. Hem herkesi sevimli buluyordu, hem de kendisi de çok sevimliydi.
"Bana bebek gibi davranma. Bebek olan sensin!"
Kıkırdamalar eşliğinde ellerini geri çekti Jaemin. Dizinin üstünde duran deftere geri döndü.
Bu, ikisinin birlikte yapmak istedikleri şeyleri yazdıkları bir defterdi. Ve bu fikir, Jeno'dan çıkmıştı. Şimdiden altı madde olmuştu ama yedinci madde konusunda anlaşamıyorlardı. Çünkü, Jeno onu bir yarışta yanında görmek istese bile Jaemin, böyle şeylerden hoşlanmıyordu.
Motor tehlikeli bir şeydi, motordan düşüp de ölen birine şahit olmak istemiyordu. Herhalde psikolojisi bunu da kaldıramazdı.
"Hayır, bu konuyu kapatıyoruz."
"Rafa kaldırıyoruz!"
Jaemin, yazdıkları maddelere göz gezdirirken Jeno da onun güzel yüzünü izliyordu.
Neden bu kadar güzel olduğunu düşündü Jeno. Birinin bu kadar güzel olabileceğini bilmiyordu hiç. Birini aşık olmayı kendisi kontrol edebiliyor olsa, kesinlikle bu kişinin Jaemin olmasını isterdi. Elleri istemsiz olarak çenesine destek olunca ona daha derin bakmaya başlamıştı. Onunla ilgili her şey kusursuz görünüyordu.
Ama Jaemin, kusursuz değildi. Muhtemelen çok fazla hata yapmıştı. Diğer insanlar tarafından kabul edilmeyen ve yanlış görünen şeyler hataydı sonuçta. Bu nedenle, sevilmiyordu çevresi tarafından. İnsanların duygularıyla oynayan biriydi gözlerinde. Oysa ki Jaemin sadece hissizleşmeye çalışıyordu. Tuhaftı ve hatta saçmaydı ama o, birilerinin duygularını yönettiğinde daha iyi hissedeceğini düşünüyordu. Jeno böyle bir şeyi asla yapmazdı. Jeno, insanların duygularından çekinirdi.
"Pekala, yarışa gelmiyorsan benimle başka bir yere gelmelisin..."
Jeno onu bir yerlere götürme konusunda ısrarcıydı. Çünkü Jaemin'i hayatında bir yerlere yerleştirmeye çalışıyordu. Onun uyumlu olacağına, hayatına yakışacağına fazlasıyla emindi. Hatta, orada olması gerektiğini düşünüyordu.
"Nereye?"
Önce, söylemekten çekindi biraz. Belki sürpriz olsa daha iyi olurdu. Ya da belki söylerse Jaemin gelmek istemezdi. Yine de, söylemeyi tercih etti. Bilmediği yere gelmek istemeyeceğini düşündü.
"Bir hastaneye."
Bu teklif aslında ikisinin de beklemediği bir şeydi.
Jeno, onu hayatında istiyordu ve en kısa yolunun bu olduğuna inanmıştı birdenbire.
Jaemin, ilk defa birinin hayatının bu kadar içinde olacağını fark etti. Ve aslında, bundan bir parça mutluluk bile duydu.
"Kimi ziyaret edeceğiz?"
"Erkek kardeşimi."
İkisinin bir ortak noktaları daha olmuştu.
İkisi de ilk defa birine, kendisiyle ilgili her şeyi göstermek istiyordu.
Çünkü bu bir ihtiyaçtır. Birilerinin onları oldukları gibi kabul etmesini istiyorlardı. Eh, ikisi bunu beceremezse kim becerebilirdi ki zaten?
![](https://img.wattpad.com/cover/156108762-288-k896639.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
opposite | nomin
Fanfiction"zıt ama aynı zamanda bu kadar yakın iki ruha inanamıyorum"