2.BÖLÜM

39 11 0
                                    

Gözlerimi açtığımda karşımda Urası gördüm hastane odasındaydım
"Uras ne oldu bana"

"Ben doktor çağırmaya gittiğimde bayılmışsın"

Gözlerim tekrar kapandı en son duyduğum
"Hadi uyu küçük hanım, uyu ki toparlana bilesin."

Uras kahverengi gözlü, hafif uzun boylu siyah saçlı, yeni çıkmaya başlamış sakallarıyla çok tatlı duruyordu.

İyi birimiydi o yoksa kötü birimi ?

Kimdim ben ailem varmıydı, belkide çok merak etmişlerdi bu işin içinden nasıl çıkacaktım .Ya birdaha hatırlayamazsam nerede kalacaktım ben , içimde Karadenizin hırçın dalgaları gibi hiç durmayan bir fırtına vardı.

3 saat sonra

Artık tamamen uyanmıştım ama oda boştu üzülmedim zaten bana yardım etmişti hatta fazlasını yapmıştı böyle iyi insanlar varmıydı bu devirde?

Bu düşüncelerden çıkıp odaya giren hemşireye ;

"Hemşire hanım durumum nasıl bilgilendirebilir misiniz?"

"Birazdan doktor hanım gelecek Maral hanım"
Hemşirenin dediği isimle şok olmuştum ismim Maral mıydı? peki bu hemşire beni nerden tanıyordu?

"H-hemşire hanım beni nerden tanıyorsunuz adım Maral mı?"

"Evet Maral hanım babanız bu hastanenin Başhekimi"

"Ben hiç bir şey hatırlamıyorum bana babamı getirebilir misiniz?"

"Tabi hemen haber veriyorum"

Hemşire odadan çıktıktan sonra, gözümden düşen bir yaş mutlu olduğumun belirtisiydi kapı aniden açıldı ben ayağa kalkmaya çalıştım ama kolum ağrıyordu babamın geldiğini sandım ama gelen Uras'tı
"Oo küçük hanım uyanmışsınız"

"Evet uyandım Uras adımı öğrendim ve babamı buldum"

"Nasıl buldun birden"

"Babam hastanenin başhekimiymiş ve adım da Maral"

"Sen...sen Orhan amcanın kızısın"

"Babamı nerden tanıyorsun sen"

"Baban babamla yakın arkadaş"

Konuşmamızı devam ettirirken kapı açıldı ve içeri babam girdi.

"Kızııım, bize Betüle gideceğini söyledin ve bir daha haber alamadık çok merak ettim"

"Ş-şey ben iyiyim" neden tepki veremiyordum neden hissiz gibiydim.

"Orhan amca Maral'ı ormanda buldum karın altında kalmış yaralı ve hafızasını kaybetmiş"

"Ne diyosun sen Uras bu olamaz"

Korkmuş ve bir o kadar da telaşlı bir şekilde Bana dönerek;
"Kızım hadi hepimizi hatırladığını söyle nasıl gittiğini söyle oraya kim götürdü Maral"

Hiç bişey bilmiyordum ve onlar böyle yaptıkça ben daha da hissizleşiyordum. Sulanan gözlerim yanaklarımdan süzülmeye başladı ellerim titremeye başladı, sanırım Uras farketmiş olmalı ki babama dönerek ;
" Hadi Orhan amca biz çıkalım hem Maral biraz dinlensin bizde seninle konuşalım"

Odayı derin sessizlik kaplamıştı. Canım neden yanıyordu içimde bilmediğim bir sızı vardı, kalbim paramparça gibiydi...gözlerimi kapadım ve kalbimin götürdüğü yere gittim...

"Maral dur gitme Maral Özür dilerim herşey için nolur gitme yalvarıyorum bırakma beni zorundaydım bırakıp gitmek zorundaydım"

"Yeter artık onca sene nerdeydin neden ? Neden o kızı seçtin , senin yüzünden neler yaşadım ? Haberin var mı git istemiyorum Allah'ın cezası git artık "

Bir yandan da omuzlarına vuruyordum gözlerimden akan göz yaşlarım yanaklarımın acımasına sebep oluyordu burnum sızlıyordu...

Arkamı dönüp oradan hızlıca uzaklaştım koşuyordum sadece ağlaya ağlaya koşuyordum geri dönüp onunla konuşmak için gücüm yoktu...

Bu çocuk kimdi? Sarıyı andıran hafif uzun saçları, yeşil ve mavi karışımı gözleri vardı adı neydi ve benim neyimdi...

Beynimde yavaş yavaş kurulan bişeyler vardı kimdi bu, bu kimdi neden biz böyle bir diyalog yaşamıştık.

bu düşüncelerden ayrılıp kendimi uykunun kollarına teslim ettim...

Yavaş yavaş aralandı gözlerim buğulu buğulu etrafımı süzmeye başladım koltukta oturan bir genç adam gördüm , siyah saçları vardı birazda esmerdi yüz siması tanıdık geliyordu acaba kimdi benim neyimdi?

"Siz kimsiniz napıyorsunuz burada?"

" Maral ahh canımın içi" birden ayağa kalkıp yanıma geldi saçlarımı okşamaya başladı;

"Maral'ım canım kardeşim ne oldu sana benim ben, abin Yiğit korkma ben sana bişey yapmam"

Benim abim mi vardı, aslında yüzü tanıdık geliyordu. Acaba başka kardeşim varmıydı bu düşünceleri bırakıp yattığım yerden doğruldum abim olduğunu öğrendiğim kişiye dönerek sarıldım.

Gözleri kızarmıştı sanırım çok ağlamıştı veya uykusuzdu. O sırada odanın kapısı açıldı içeri Uras ve babam girdi ikisininde yüzü gülüyordu babamı anladımda Uras ne alakaydı .

"Baba ben iyiyim çıkmak istiyorum"

"Kızım polisler geldi senin ve Uras'ın ifadesini alacaklar zaten yarında çıkışını yapıcaz"

Uras babama dönerek;

"Orhan amca polisleri alalım içeriye zaten Maral kalkamaz".

Babam kapının önünde bekleyen iki polisi çağırdı.İlk önce Uras'ın sonrada benim ifademi aldılar. Bütün olayları anlatmıştım aynı şekilde Uras saate baktığımda akşam olmuştu ve bende çok yorulmuştum hepsinden rica ederek dışarı çıkmalarını söylemiştim.

Biri kalmıştı odada sabaha kadar başımda beklicekti o da Uras'tı, neden bu çocuk burda tamam anladık yardım etmiş olabilir ama benim abim ve babam vardı sonuçta. Bunları düşünürken bitkin ve yorgun düşerek kendimi uykunun kollarına teslim...

KAHVERENGİ GÖKYÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin