What A Nightmare!

1.5K 108 17
                                    

Hermione, Gryffindor masasındaki balkabağı sürahisini iki-üç bedenin üzerinden eğilerekten kavradı,

"Şey - özür dilerim, sürahiyi - tamam aldım."

Yapmacık bir şekilde gülümsedi. Agresifliğini hemen karşısıdanki somutan iki kişiye bağlıyordu. Draco Malfoy'a saldırdıklarından beri araları limoniydi, kızla göz teması kurmaktan kaçınıyorlardı.

Kendi binasının masasında ilgi çekici birşey bulamayınca, karşı masaya çevirdi bakışlarını.

Erkek öğrenci başkanı büyük salona indiğinden beri yoğun bir ilgi içerisindeydi, bütün masalardan -Gryffindor'da dahil olmak üzere, bir kaç kişi kalkıp 'geçmiş olsun' demeye gitmişti, özellikle kızların yanından ayrılmaya hiç niyetleri yokmuş gibiydi. O da rahatsız olmuş gibi gözükmüyordu zaten.

Sıkıntı dolu iç çekip gözlerini devirdi, parmaklarını kadehine sarıp camı ağzına götürdü, iki büyük yuıdum alıp geri masaya koydu.

"Hermione!" kolundan birinin dürtüklemesiyle soluna döndü, en yakın kız arkadaşı ona mahmur bakışlarla bakıyordu.

"Ya, o ikisi ile küs olduğunu biliyorum ama benimle de öyle gibisin?" diye sordu dudaklarını sarkıtaraktan tek Weasley kızı.

"Saçmalama Gin," elini her iki yanına doğru salladı, "tabiki de öyle değil!" gülümsedi, içten olanından.

Kızıl saçlı olan kafasını eğip kıza cevap arayan tedirgin bakışlarla sordu,

"Dalgın görünüyorsun?"

Şuan onun yanındaki sülük gibi yapışan kızları ölene kadar yumruklamak istiyorum.

"Hayır, yok birşeyim, iyiyim cidden."

Ginny, omuzlarını silkti ve yumurtasını dişlemeye devam etti.

Belki de gözünün bakmasa-iyi-olur olan yerlere kaymaması için onunda birşeyler yemesi gerekiyordu. Tabağına sosis doldurdu ve birini küçük parçalara ayırıp ağzına koydu.

Plastik yiyor gibiydi, zorlukla yutkunup çatalını masaya geri koydu.

Oysa ki Harry ve Ron onu umursamıyordu bile, somurtuyorlardı ama yaşamlarına eskisi gibi devam ediyorlardı işte.

Gryffindor masası gerginliği farkedip, sessiz kalmayı tercih etmişti, hepsi yemeğiyle ilgileniyordu.

Hermione, gerçekten bunaldığını farkedip, başını profesörlerin bulunduğu tarafa çevirdi.

Hepsi halinden memnun gülümsüyordu.

Aman ne güzel.

Yalnızlığını örtbas edebilmek için çantasından Biçim Değiştirme notlarını çıkartacakdı ki, bir anda artan mırıldanmalar dikkatini çekti, kafasını kaldırdı.

Baykuşlar.

Derin bir soluk vererekten, parmaklarını birbirine kenetledi.

Lütfen bakanlıktan olmasın, lütfen bakanlıktan olmasın. Belki ona da ailesinden bir baykuş gelmiştir.

Önündeki sosislerin içine kabarık tüylü bir puhu baykuşu atlayınca, sıçradı.

Kahretsin!

Soluğunu düzene sokup, saçlarını gözünün önünden çekti. Kabarık baykuşun ayağına iple bağlanmış hiç abartısız onlarca mektup görünce afallamadı.

Ailesinden değildi bunlar, bakanlıktandı.

Her pazar kıza seherbazlık teklifi içeren mektuplar gönderme alışkanlıklarını bu hafta da kaybetmemişlerdi demek.

Diary Of SecretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin