*
"Benim adım, Dave Crossland. Ailem ben daha küçükken öldü ve öldürüldü. Benim hikayem ise 5 Eylül de yani doğum günümde başlamıştı.. 5 Eylül 1998! Babam 7 katil tarafından öldürüldüğünde henüz 5 yaşındaydım. Bryan, Mike, Jim, Paul, Benny, Jeremy ve Robert! Andım bu 7 katili öldürmek oldu. Aylar, hatta yıllar süren çabamdan sonra, ilk kez hedeflerimin arasında birisinin adresine eriştim. Bu akşam, birini öldüreceğim ve kendime verdiğim ad altında yapacağım ilk temizlik bu.
Ben, Temizleyici Dave Crossland!.. "
5 Eylül 2013
*
Dave, arabasını yavaşça ilerletirken soğukkanlı yüzü ateş basmıştı. Yaz aylarında olmalarından mı yoksa intikamının ilk adımını atmaya yaklaştığından mı bilinmez, terliyordu. Önünde ki jip boş cadde de hızlandığında o da vitesini arttırarak uzak takibe devam etti. Yan koltukta bulunan silahı hızından ve virajlardan dolayı kayıp dursa da ilgilenmiyordu. Kafasını yukarıya kaldırıp, aynadan kendi gözlerine baktığında, o kararlılığı görmek istemişti. Onu öldürmek içindi tüm uğraşları ve artık dönüş yoktu. İki yola ayrılmış caddeden sağa yönelirlerken elleri kısa saçlarında dolanıyordu. Aklında kısa kısa, babasının nidaları belirirken, ustasının verdiği taktikle, hızlı hızlı nefes verip, kafasındakileri geçirmeye çalıştı. Cadde de devam ederken kaldırımlarda ki insanların da seyrek olduğunu fark etmişti. Saatten dolayı herkes evlerindeydi ya da şehrin bu tarafı böyleydi. Genel de bir festival havasında eğlenen insanlar, onu farklı bir moda iterdi. Arabasını kenara çeker, bir kahve ile onları izlerdi. Hayatın akışını, insanların gülüşünü seyrederdi. Bir hayli uzun süren takipten sıkılıp "Hadi, Bryan!" diye mırıldandığında, artık daha sığ mahallere girmeye başlamışlardı sonunda. Yaklaşık 15 dakikadır takip ediyordu onu. Şehrin kuzeyin de ki, çinlere ait mahallede ki bir bardan çıkmıştı ve ondan sonra kameralardan aldığı bilgilerle yola koyulmuştu. 10 blok önce ise karşılaşmıştı onla. Caddeden caddeye geçip duruyordu. Belki de ondan şüphelenmişti ama bu karanlıkta ve bu kadar uzaklıkta ki takipte Dave'in onu takip ettiğini anlayamazdı. Yaklaşık birkaç dakikanın daha sonunda farklı bir caddeye çıkışı olmayan mahallede ki geniş bir sokağa girdiklerinde, Dave yavaşlayarak farlarını kapatmıştı. Villalarla çevrili bir yere gelmişlerdi. Zaten onun gibi parası olan bir adam, böyle yerlerde yaşardı. Her villa da ki güvenlik kamerası sebebiyle dikkat çekmemesi gerekiyordu. Bryan arabasını yavaşlatıp beyaz bir villanın sağ tarafında ki garaja yönlendirdiğinde, Dave ondan biraz uzakta durmuştu ve yan koltuktaki namlusunda susturucu takılı silahını beline sokmuştu. Diğer silahı araba sürerken zorluk çıkarmadığı için sol belinde durmaya devam ediyordu. Arabadan ağır ağır inip, sessiz şekilde kapıyı kapattığında, kitlememişti bile. Çıkaracağı bir ses veya büyük ışık, tüm bu gizliliği yok edebilirdi. Sonuçta öldürmeye çalıştığı adam, gizli gizli büyük operasyonlara katılmış birisiydi. Fark edebilirdi. Bryan garajının kapısını kapatarak evine yürüdüğünde villasının önünde ki lambadan onun birkaç tel dışında saçı olmayan kafasını görmüştü. Siyah kravatını sıkıştırıp etrafa bakmaya başladığında villanın arasında sadece bir tane kör nokta olduğunu görmüştü. O da çalılıklar arasıydı. Gene de tehlike içeriyordu. Sol tarafta, şuan da görüş açısının dışında olduğu bir direğin üstünde iki kamera ise, evin tüm girişini gösteriyordu. Dave yavaş adımlarla tek bir direkte olan 2 kamerayı etkisizleştirmeye giderken caddenin ucundan gelen sert bir rüzgar oluşmuştu. Gecenin geç saatlerine geldiklerini anlıyordu. O sırada sağ belinde ki silahını çıkartıp Bryan'un evinin önünü gösteren kameralara isabetli iki kurşun atarken hafif etrafa saçılan ışıkla, başardığını anlamıştı. Silahını indirmeden işini garantiye almak için evinin önünde ki büyük direğin üstünde olan ve tüm sokağa turuncu bir ışık saçan lambaya da bir kurşun sıktığında sokağa karanlık düşmüştü. Sokağa bir göz atıp, kimsenin olmadığını fark ettiğinde, yavaş adımlarla evinin yanında ki çalıya doğru yürümeye başlamıştı. Çalıları gösteren, fakat sokağa arkası dönük olan kameraya da ateş ettiğinde şuan için başka kamera görmüyordu. Ama gene de çalıların arasından geçmek zorundaydı çünkü sol tarafında kalan, Bryan'ın evinde bir ışık belirmişti. Gölgesinin perdeye düşmesini göze alamazdı. Pantolonuna sürten ve arada hafif bir acı veren çalılıkların arasında ilerleyip kısa bir zaman sonra evin arkasına geçtiğinde cam pencereye doğru adımlar atmaya başladı. En ufak bir ses bile çıkartmaması gerekliydi. Az önce yanan ışık sönüp, evde başka hiç bir ışık yanmadığında, içinde biraz olsun kuşku oluşmuştu. Fark etmiş olabilirdi. Silah da susturucu takılıydı ama gene de belli olmazdı. Keskin kulaklara sahip olabilirdi, Bryan. O sırada cam pencereyi biraz itelemeye çalıştığında açık olmadığını anlayıp kilitini açmak için cebinde ki maymuncuğu çıkartmıştı. Anahtar deliğine yerleştirip biraz uğraştan sonra kilidini açtığında pencereyi yukarıya doğru itip usulca eve doğru adımını attı. Eve girdiğinde sadece karanlıkla karşılaşmıştı. birkaç saniye sonra gözünün alışmasıyla, içinde bir yatak ve kapağı açık bikini dolabı olan bir odaya girdiğini fark etti. Etrafta ki diğer saçma objelerle ilgilenmeyip yürüdüğünde, evin salonuna açılan kapının kolunu usulca çevirererek Dave'e geniş, evin girişinde olan salona geçiş sağlamıştı. Salona girdiğinde gerçekten geniş bir ev olduğunu görmüştü. İki katlıydı ve etrafta lüks eşyalar, tablolar vardı. Halılar ise bordo renkliydi. Evin salonunda tek bir ışık vardı ki bu da televizyonun ışığıydı. Televizyonun yansıttığı ışık ile anladığı kadarıyla karşısında bir tane deri, siyah koltuk vardı. Buraya baktığında gözü ışık gördüğü için süzemiyordu etrafı. Koltuğa baktığında, üstünden kel olduğu anlaşılan bir adamın kafasıyla karşılaşmıştı. ''Yani, insanlar ne düşünmeli? Roberts Walsh'ın şirketi bu ihaleyi kazandı ve evet, belli bir hisse artışı olacak ama.. '' Bir ekonomi programına bakan adama Dave yavaş adımlarla yaklaştığında, Bryan televizyonun sesini kapatmıştı. ''Bir şeyler var, '' diye mırıldandığını anlayabiliyordu. Silahını ona doğru doğrulttuğunda Bryan'da ayağa kalkıyordu. ''Merhaba, Bryan Carver!'' dedi geldiğini bildirmek için. Bryan bir küfürle arkasını döndüğünde, siyah geniş bir pantolonun üstüne, rahat bir beyaz gömlek giymiş bir adamla karşılaşmıştı. ''Sen de kimsin?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Temizleyici
Aksi''Öksüz, yetim, sessiz, kimsesiz, psikopat, katil. Bunlar benim isimlerinden bir kaçı, yalnızlığımın sıfatları. Ama beni tanımıyorlar. Ben bir katil değilim... Temizleyiciyim. Kendini intikamına adamış bir temizleyici. Benim adım, Dave Crossland!..'...