1

2.9K 100 54
                                    

Jungkook

''Nasıl beceremezsiniz lan! Altı üstü adamı alıp gelicektiniz!'' Sıkıntıyla ofladığımda karşımdaki adam tekrar titredi.

''Abi, adam inat çıktı. Bide aptal, saçma sapan cevaplar veriyor! Ne yapacağımızı şaşırdık..'' Kendini savunmaya çalışınca, sinirime hakim olamayıp yakasından tuttum ve duvara yasladım.

''Bak bakayım bana. Ben bunu yer miyim? Şimdi sana neler yapabilirim haberin var mı?'' Sinirle solurken kapı açılıp, yanıma sağ kolumun sevgilisi -Jimin- geldi.

''Ya Jungkook bıraksana! Yine ne yaptı?!''

''Bu salak, o dediğimiz adamı kaçıramamış bile! Olum sen küçük bir işi bile beceremeyeceksen niye buradasın? İstersem senin yerine anında 10 kişi bulurum!'' Karşımdaki genci yere fırlatıp Jimin'e döndüm.

''Ne yapacağız şimdi Jungkook?''

''Başka birisini göndereceğim..''

''Ya o da yapamazsa? İyice dikkat çekmiş oluruz'' Jimin'in dediklerini düşünürken Yoongi içeri girdi.

''Noluyor olum burda? Ne bağırıyorsunuz? Jimin?'' Yoongi hemen o 'minnak' sevgilisinin yanında geçip dudağına öpücük kondurdu.

''Bu adam işini becerememiş, Jungkook'ta ona kızıyordu. Yeni bir adam gönderelim diyor. Ama öyle daha çok dikkat çekmiş olmaz mıyız aşkım?'' Jimin son cümlesini cilveli cilveli sorarken gözlerimi devirdim ve şuan Jimin'i yiyecek gibi duran Yoongi'ye baktım.

''Jimin haklı Jungkook. Direk kendimiz halledelim.''

''Siz birbirinizden başka birşey görebilirseniz, hallederiz!'' Biliyordum ki, ikisi de birazdan sevişecek ve olay yine bana kalacak.

''Haklısın. Sen gidip hallet ve bizde işimizi halledelim!''

Yoongi, Jimin'i dışarı sürüklerken, sıkıntıyla iç çekip masamın başına geçtim. Olay şu; Üniversiteye giden bir çocuk. Bizden borç almıştı. Tam 100.000 dolar. Borcunu ödemeyince de böyle sıkıntı çıktı işte. Bende onu halletmeye gidiyorum.

Dolabımdan malzemelerimi alıp, askıdan ceketimi aldım ve odamdan çıktım.

Özel şoförüme de haber verip, korumalarımla beraber yola çıktık. Kendimi gergin hissediyordum. Ne zaman okul ile alakalı bir yere gitsem olur bu.

Üniversiteye vardığımızda daha dersin bitmediğini varsayarak arabadan indim ve arabanın kaputuna yaslanıp sigaramı çıkardım.

Zilin çalması ile beraber öğrenciler dışarı çıkmaya başladı. Fakat çıkan her öğrenci durup bana bakıp, fısıldaşıp, sırıtıyordu. Ne var yani? Altı üstü okulun bahçesinde çok seksi bir şekilde arabaya yaslanmış sigara içiyorum?

5 dakika geçtikten sonra sıkılmaya başlayıp, yanımdan geçen bir kızın kolunu tuttum ve kendime çevirdim.

''Selaam. Sıkıldın mı? İstersen birşeyler yapabilirizz.'' 'Bildiğin sürtük işte' diye geçirdim aklımdan.

''İşim seninle değil. .... bugün okula geldi mi onu söyle!''

''Sen ... yı napacaksın? Ben varım, çok eğlenirizz..''

''Söyleyecek misin yoksa...'' Belimdeki silahın ucunu gösterip sırıttım ve karşımdaki sürtüğün yutkunmasını keyifle izledim.

''O-Okuldan ç-çıkar biraz-azdan''

''Bende öyle tahin etmiştim''

Kız hızlıca giderken ben yine beklemeye koyuldum. En azından okula gelmişti.

O çocuğu beklerken okulun kapısından bir afet çıktı. Ama görmeniz lazım. Ne afet!

O 'afet' okuldan çıkarken ben suratımdaki piç sırıtmayı atmadan çocuğu izliyordum. Saçlarını savurup sanırım arkadaşının yanına gitti.

Sanırım bu afete sahip olmalıyım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sanırım bu afete sahip olmalıyım.

Mafya?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin