Sabah 8 gibi uyandım ama bi 15 dakika yatakta öylece yattım. En sonunda yataktan kalktım ve duşa girdim. Çıkınca hızlıca giyindim saçımı kuruttum ve salaş bir şekilde ördüm. Sonra da aşağıya indim. Otelin Restaurant bölümüne girdikten sonra bir masada bizimkileri ve dünki çocuğu gördüm yanında başka bir çocuk vardı o da Senayla konuşuyorudu . Ben tam onlara görünmeden gitmenin derdindeydim ki Sena beni fark etti ve göz göze geldik. Gelmez olaydık.
"Dilaraaa!" Hay ben senin.. Sena nın bağırmasıyla pardon cırlamasıyla herkes bana doğru döndü. Ilk başta duymamış gibi yapacak oldum ama çocuk korktuğumu düşünecek diye tabağıma biraz birşeyler koyarak yanlarına oturdum. Patatesten bir tane almıştım ki Sena çocukları tanıtmaya başladı.
"Bak bu Çağatay onunla İstanbul'da tanışmıştık. Bu da Acar, Çağatay ın kuzeni." Umursamaz bir şekilde başımı salladım ve tabağıma geri döndüm. Masmavi gözleri d aha uzaktan 'Ben tehlikeliyim! ' diyordu. Onun bana baktığını hissettim ve kafamı kaldırdım. Kaldırır kaldırmaz da göz göze geldik çünkü karşı karşıya oturuyorduk. Ben ve Acar dışında herkes muhabbete dahildi.
"Aynı Dilara da senin gibi Acar çok iyi anlaşırsınız ." dedi Sena . Ona sinirli bir şekilde baktıktan sonra önüme döndüm. Zaten sürekli bana bakıyor olan Acar yine bakışlarını üzerimden çekmeden konuştu
"O konuda hiç şüphem yok . " dedi ve sapık bir sekilde gülümsedi.Bense tepkisiz bir şekilde onlara bakmaya devam ettim.Şu an aklından neler geçtiğini tahmin edebiliyordum. Tabağım bitince ayağa kalktım ve birşey demeden oradan ayrıldım.
Kayak kıyafetlerini giydim kayağımı ve batonumu aldım ve piste doğru ilerledim. Diğerleri de biraz sonra hazır bir şekilde geldiler . Acar yanıma geldi.
" Bir yarışa hayır demezsin umarım?"
" Kendine güveniyorsan neden olmasın? "
dedim ve Sena nın saymasıyla yarışa başladık.
Ona bakmıyordum çünkü kafamı çevirirsem kontrolümü kaybedebilirdim. Ama arkamda kaldığını biliyordum. Bir süre daha böyle ilerledik o sağa gidiyorsa sağa gidiyor , o sola giderlerse ben de sola gidiyordum böylece önüme geçemiyordu.
Babasıyla kartopu savaşı yapan küçük sarışın bir kız vardı . Onları görür görmez ister istemez yavaşladım ve sonuç olarak Acar beni geçti. Kendime gelip hızımı arttırdım . Aynı benim yaptığımı yapıp onun önüne geçmeme izin vermiyordu. Çok fazla ilerlemiştik ve pistten de çıkmıştık. Artık ağaçlık kısıma gelmiştik , kaymak da zorlaşmıştı ayrıca da yorulmuştum. Madem o birşey demiyordu ben de demeyecektim. Büyük ihtimalle dün akşam için intikam almaya falan çalışacaktı. Ama umrumda değildi.. Gerçi ne benim umrumdaydı ki ? Zaten intikam zayıfların işiydi.
" Hey nereye gidiyorsunuz ?!" Ege bizi takip etmişti. Acar kafasını çevirip sesin geldiği yere baktı ve kaşlarını çattı. Ben de yavaşlamasından faydalanıp onu geçtim ve durdum.
"Nerede olduğumuz konusunda bir fikriniz var mı ?" diye sordu Ege . Haklıydı biz neredeydik ? Soru soran bakışlarımı Acara çevirdim. O da ellerini havaya kaldırıp,
"Kendimi yarışa kaptırmıştım bilmiyorum." dedi.
"Kendini saçma bir yarışa kaptıracak kadar aptalsın." dedim.
"Ozaman neden peşimden geldin ?"
"Saçma bir yarış olsa da ben kaybetmeyi sevmem ve ayrıca bu yarışı başlatan sensin ."
" Tamam tartışmayı kesin sanırım kaybolduk."
" Bunu anlaman çok zamanını aldı mı sarışın ?" diye sordu Acar .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Kötü Kız•
Novela JuvenilHep iyi kız kötü çocuğa aşık olur. Peki ya iyi çocuk kötü kıza aşık olursa?