✳️4✳️

630 57 12
                                    

Lixie😜
JI
HEY
HAN JISUNG

Ji💕
Felix?
Neler oluyor
Bu saatte neden mesaj atıyorsun

Lixie😜
UYUYAMIYORUM
YARIN SPEARB'Yİ GÖRECEĞİM
NASIL UYUYABİLİRİM Kİ

Ji💕
Lix lütfen
Çok uykum var
Tüm gün oradan oraya koşturdum
Bırakta biraz uyuyayım
Hem yarın için enerji toplaman lazım senin
Büyük ihtimalle yarından sonra doğru düzgün uyuyamayacaksın

Lixie😜
Haklısın Ji
Uyumaya gidiyorum ben o zaman
İYİ GECELER

Ji💕
İyi geceler Felix
İyi geceler

🔹🔹🔹🔹🔹

Bulundukları sınıfın penceresinden dışarı baktı Jisung. Kurulan sahnenin etrafında toplanan yüzlerce kişiyi görünce sessizce geri çekildi.

"Hyung... Korkuyorum." Chan'a sarılırken konuştu sessizce. Chan, abi edasıyla saçlarını okşadı Jisung'un.

"Korkmana gerek yok Ji. Hiçbir sorun çıkmayacak."

"Felix..." Mırıldandı yavaşça. Chan bir şey diyemedi. Ne demesi gerektiğini bilmiyordu. O konuda olacaklardan kendisi de korkuyordu.

"Özür dilerim geciktim."

"Neredeydin sen!?" Jisung geri çekilirken sesini yükseltti Changbin'e, Chan.

"Felix'in geldiğinden emin olmak istedim."

"Tanrım!" Sinirle elini saçlarının arasından geçirirken söylendi büyük olan.

"Sakın saçma bir şey yapma Changbin. Sakın! Bu gösteriyi bozamazsın."

"Yapmayacağım hyung. Sadece sahneye çıkıp şarkımı söyleyip geri ineceğim."

"Sahneye geçebilirsiniz." Bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki görevlinin odadaki üçlüye seslenmesiyle söyleyeceği şeyleri yuttu büyük olan.

"Gidelim hadi." Jisung sessizce konuştu yine. Kapıdan çıkarken çalan telefonunu eline aldı Jisung.

"Özür dilerim."

Sahnenin en önünde duran Felix elindeki kapanan telefona çatık kaşlarıyla baktı bir süre. Tekrar arayacaktı ki çığlıkları duyunca telefonu hemen cebine koyup başını kaldırdı.

Önce en yakın arkadaşıyla, ardından hayatı boyunca nefret etmeye yemin ettiği insanla göz göze geldi. Ağzı yavaşça açılırken gözlerindeki yaşları tutmaya çalıştı.

Jisung ona bunu yapmış olamazdı. En yakın arkadaşı ona ihanet etmiş olamazdı. Birkaç saniye önce duyduğu ses yankılandı kulaklarında.

Jisung sarışın gençten çekemedi gözlerini Changbin eline mikrofonu bırakana kadar. Kendini tanıttıktan sonra etraftaki bağırışmaları umursamadan mikrofonu yanındaki hyunguna bırakıp gözlerini tekrar Felix'e dikti.

Felix'in gözleri ise yeni duyduğu sese kaydı yavaşça. Yıllardır ona yardım eden kişiyi, abisi yerine koyduğu kişiyi görünce bir damla gözyaşının akmasına izin verdi.

Bunca yıldır hepsi Felix'e yalan söylemişti. Hepsi arkasından iş çevirmişti. Chan ile göz göze geldiğinde daha fazla dayanamayacağına karar verip orayı terk etti.

Sahnede öne doğru atılan Jisung'un kolunu tuttu Chan. Yavaşça yanına çekip kulağına fısıldadı.

"Şimdilik bırakalım yalnız kalsın. Tamam mı? Yarın gider konuşuruz."

Kalabalıktan biraz uzaklaşmışken Changbin'in konuşmaya başlamasıyla olduğu yerde kalmıştı.

"Bugün, burada benim için gerçekten kıymetli olan biri var. Zamanında onun canını çok yaktım. Ve beni hiçbir zaman affetmeyeceğinden de eminim. Ama yine de üzgün olduğumu bilmesini istiyorum. Çok üzgünüm."

Kalabalık etrafına bakıp Changbin'in bahsettiği kişiyi ararken Felix her şeyi bağırarak ortaya dökmemek için kendini zor tutuyordu.

Avuç içine batan tırnaklarını acıyı hissedene kadar fark etmemişti. Ellerini yavaşça serbest bırakıp okulu terk etti.

Gözlerinden yaşlar akarken nereye gittiğinin farkında bile değildi. Adımları yavaşladığında gözlerini silip başını kaldırdı.

Karşısında onunla her zaman buluştuğu parkı gördüğünde etrafındakileri umursamadan bağırmaya başladı. Bu Felix için çok fazlaydı. Felix bunu kaldıramazdı.

Yavaşça dizlerinin üzerine çökerek bağırmayı bıraktı. Daha fazla dayanacak gücü kalmamıştı. En yakın arkadaşı ona ihanet etmişti. Gerçek abisi yerine koyduğu kişi ona ihanet etmişti.

Gözlerinden tekrar akmaya başlayan yaşları umursamadan nehrin kenarına yaklaştı. Aklına gelen düşünceyle gülümsedi hafifçe. Şimdi kendini buradaki suya bıraksa ve çıkmak için çabalamasa kimse onu bulamazdı. Bütün acıları son bulurdu. Her şeyi unuturdu.

Önce ayakkabılarını çıkarttı ve toprağa bastı. Biraz oturdu nehrin kenarında. Sonra cüzdanını, saatini ve ceketini bıraktı.

Gözlerini yavaşça kapatarak gülümsedi ve kendini suya bıraktı. Her şey bu kadardı işte. Bir daha kimse onu üzemeyecekti. Hiç kimse onu bulamayacaktı.

Hehe gaza geldim galiba. Asıl hikaye şimdi başlıyor bebeklerim, öpüldünüz😘

Love U Hate UHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin