Belli belirsiz gelen sesleri duydu Felix gözlerini açmaya çalışmadan önce. Boğazını yakan sıvıyı geri yutmaya çalışsa da başaramayınca öksürmeye başladı.
"Uyanıyor!" Etrafındaki sesler netleşmeye başladığında gözlerini açmaya çalıştı. Gözlerini açtığında karşısında aşina olduğu yüz belirdi.
"Minho hyung?"
"Aman tanrım Felix. Sana bir şey olacak diye çok korktum. Bir daha böyle bir şey yapmaya kalkışmayacaksın. Duydun mu beni." Elini kaldırarak karşısındaki gencin gözyaşlarını silmeye çalıştı Felix.
Minho elini tutarak indirdi yavaşça. "Yorma kendini. Ambulans birazdan burada olur biraz daha bekle."
"Üzgünüm."
"Olmalısın. Sus şimdi. Hastaneye gidene kadar konuşamazsın." Minho yavaşça küçüğün başını alıp dizlerine yerleştirirken gözlerini kapattı Felix.
Her ne kadar kimsenin onu bulmamasını istese de büyük olan onu bulduğu için mutluydu. Onun kimseyi yanına yaklaştırmayacağını biliyordu.
🔹🔹🔹🔹🔹
Ji💕
Felix
Felix bana kızgın olduğunu biliyorum ama lütfen dinle beni
Gerçekten sana söyleyecektim
Hepinize söyleyecektim
Ama sen Changbin hyung'dan nefret etmeye başlayınca
Söyleyemedim
3Racha'yı bırakamazdım
Chan hyung da bırakamazdı
Bunu sen de biliyorsun
Lütfen yanına gelmeme izin ver
YalvarırımLixie😜
JisungJi💕
Felix?Lixie😜
Minho.
Şu an nerede olduğumuzu merak ediyor musun Jisung?
Felix'i nerede bulduğumu?Ji💕
Minho hyung?
Neler oluyor?Lixie😜
Felix
Kendini öldürmeye çalıştı Jisung
Sizin yüzünüzden
Sen ve Chan hyung yüzünden
Changbin yüzünden
Ona yalan söyleyen herkes yüzünden
Woojin ile Han Nehrine gitmeseydim
Felix'in nehir kenarındaki eşyalarını görmeseydim
Neler olacağını tahmin edebiliyor musun Jisung?"Hayır. Hayır hayır hayır hayır. Felix yapmamıştır. Felix öyle bir şey yapmaz. Felix beni bırakmaz. Bana söz verdi. Yapmaz."
"Jisung? Neler oluyor?" Chan karşısındaki koltukta titremeye başlayan küçüğe baktı.
"CHANGBIN HYUNG!" Jisung'un bir anda ayağa kalkıp bağırmasıyla Changbin'in içeri girmesi aynı anda olmuştu.
"Sorun ne Jisung?"
"SENİN YÜZÜNDEN! HEPSİ SENİN YÜZÜNDEN! SENİ ASLA DİNLEMEMELİYDİM! FELIX! Felix..." Gözyaşlarıyla dizlerinin üstüne düşen küçüğe baktı odadaki diğer iki genç.
"Jisung?"
"YAKLAŞMA BANA!" Küçüğün bağırmasıyla adımlarını durdurdu Changbin. Anlamayan gözlerle Chan'a baktı.
"Jisung? Ne oldu?"
"Felix... Felix kendini öldürmeye çalışmış..." Mırıldanmasına rağman diğerlerinin onu duyduğunu biliyordu.
"Aman tanrım..."
"Ne? Jisung ne saçmalıyorsun sen? Felix öyle bir şey yapmaz."
"Bizim yüzümüzden... Her şey bizim yüzümüzden. SANA YAPMAYALIM DEDİM. FELIX'E HER ŞEYİ ANLATMAMA İZİN VER DEDİM. O... Tanrım!" Chan yüzünü ellerine gömerek ağlamaya devam eden gence sarıldı sıkıca.
"Hiçbir yere gitmiyorsun Seo Changbin. Buraya gel." Sesini kontrol altında tutmaya çalışan Chan Changbin'e seslendi.
"Hyung... Ben... Benim onu görmem lazım hyung. B-ben, o, o yapmamıştır değil mi?"
"Gidemezsin Changbin. Şimdi olmaz."
"M-minho hyung. Minho hyung'u aramam lazım. O nerede olduklarını bana söyler." Kollarının arasından ayrılan küçüğü dikkatlice izlemeye başladı Chan.
"H-hyung? Hyung neredesiniz? Hyung lütfen söyle. Yalvarırım hyung. Onu görmem lazım. Lü-lütfen." Kulağındaki telefonu yavaşça indirirken gözyaşları tekrar akmaya başladı.
"Jisung?"
"B-beni görmek i-istemiyormuş. Söylemedi... Nerede olduklarını söylemedi... Felix..."
"Şşş Jisung. Sakin ol. Ona bir şey olmayacak. Tamam mı? Ben bir şekilde giderim yanına. Sakinleş."
🔹🔹🔹🔹🔹
"Lix?"
"Hyung..." Küçük olan hastane yatağından gülümsedi yavaşça. "Teşekkür ederim."
"Neden teşekkür ediyorsun Lixie?"
"Beni bulduğun için." Minho ellerini küçüğün boşta olan eliyle birleştirdi sıkıca.
"Böyle bir şeyi neden yaptın Felix? Ne kadar korktum haberin var mı? Sana bir şey olsaydı ne yapardım ben. Jisung, Chan hyung. Sana bir şey olsaydı onlara ne olacaktı." Büyüğün Jisung ve Chan'dan bahsetmesiyle elini çekmeye çalıştı Felix.
"Felix? Sorun ne?"
"Her şeyin sorumlusu onlar hyung. İkisi de bana ihanet etti. İkisi de neler yaşadığımı bilmeme rağmen onun yanından ayrılmadılar ve bana yalan söylediler. Hepimize yalan söylediler. İnanamıyorum gerçekten. Jisung benimle birlikte kendine fanlık yaptı. Şaka gibi."
"Dur biraz. Kendine mi? Ne?"
"3Racha... Chan hyung ve Jisung... Ve benim aylarca konuştuğum SpearB... Seo Changbin..."
"Felix sen ciddi misin? Jisung sana bunu yapmış olamaz. Yanlış görmüş olmayasın?"
"Hayır, hyung. Kendi gözlerimle gördüm. Bunca yıl, bana yalan söylediler. Ben onun yüzünden acı çekerken onlar onun yanındaydı. Bunun ne kadar acıttığı hakkında bir fikrin var mı hyung?"
"Bokkie... Üzgünüm."
"Sen neden üzgünsün hyung?"
"O an senin yanında olamadığım için."
"Senin bir suçun yok hyung. Senin hiçbir suçun yok." Yavaşça yatağın yanındaki sandalyede oturan Minho'nun yanağını okşadı Felix. Bundan sonra ne olacağı hakkında hiçbir fikri yoktu.
Ehe. Okulum bitti, eve dönüyorum o yüzden SÜRPRİZ! Büyük ihtimalle diğer bölüm bayramda gelir o zamana kadar changlix'le kalın💗💗