Ji💕
Felix
Lix lğtfen
Dimle brni
Üzgğnpm
Çok üzgünüm gelix
Lütfen aç kapıyı
Lixie😜
Git buradan Jisung
💔
Lix
Felix yalvarırım
Açıklamama izin ver
Lütfen
Lixie😜
Neyi açıklayacaksın Jisung?
Beni nasıl kandırdığını mı?
Ben senin omzunda onun yüzünden ağlarken gidip nasıl onunla konuştuğunu mu?
Benimle kendine fanlık yaparken nasıl eğlendiğini mi?
Hangisini anlatacaksın?
💔
Felix lğtden
Dinle beni
Sadece bir kere
Lixie😜
Şimdi olmaz Jisung
Git buradan
💔
Sen kapıyı açana kadar gitmeyeceğim Felix
Lğtfen
Lütfen aç
Lixie😜
Hayır
Git.
🔹🔹🔹🔹🔹
Felix akşam yemeği için odadan çıkarken kapının önünde uyuyakalmış olan Jisung'u gördü. Yüzünde buruk bir gülümseme belirirken Jisung'u alması için Minho'yu aradı.
"Sana gerçekten inanamıyorum Ji... Bunu bana yaptığına inanamıyorum. Benim o geceden sonra neler yaşadığımı bilmene rağmen, tekrar eski halime dönmenin ne kadar uzun sürdüğünü bilmene rağmen... Böyle bir şeyi neden yaptın Jisung? Beni nasıl böyle yaralayabildin? Yıllar öncesinden kalan yara izi senin bıraktığın yaranın izini geçemez biliyor musun? O sadece tenimde duran bir iz. İstediğim zaman kurtulabileceğim. Ama senin bıraktığın yaranın izi. O kolay kolay geçmez Sungie."
"Felix? Ne yarasından bahsediyorsun sen? Ne izi? Lix neden bana hiçbir şey söylemedin?"
"S-sen? Sen uyumuyor muydun?"
"En ufak bir seste bile uyandığımı biliyorsun Lix. Uyuyamamıştım zaten. Şimdi bana yara izinden bahset. Ne zaman oldu o yara izi?" Felix şok içinde karşısındaki gence bakarken ne cevap vereceğini düşünüyordu. O yarayı gören sadece iki insan vardı. Başka kimseye bahsetmemişti.
"Lix? Ji? Ne oluyor burada? Jisung ben sana Felix'i rahat bırak demiştim. Ne yapıyorsun burada?"
"Ben-"
"Anlatacağım."
"Ne?"
"Jisung'a o gece olan her şeyi anlatacağım hyung. Her şeyi." Ayakta duran gencin gözlerine bakarak konuştu Felix. Yıllarca saklamıştı Jisung'dan. Kendi ondan böyle bir şeyi saklarken ona kızması çok saçmaydı.
"Ama burada olmaz. Hyung, Woojin hyung'dan rica etsen bu gecelik benim odamda kalsa olur mu? Üçümüzün yalnız kalması lazım."
🔹🔹🔹🔹🔹
Minho'nun odasına girdiklerinde Felix tişörtünü çıkartıp Jisung'a döndü. Daha fazla uzatmanın manası yoktu. Karşısındaki gencin gözlerinin şok içinde açılmasını izledi Felix.
"L-lix. Lix bu ne zaman oldu? Neden, neden bana hiçbir şey söylemedin Felix? Neden tek başına acı çektin? Neden sana yardım etmeme izin vermedin? NEDEN FELIX?"
"Kimse bilmiyor Ji... Bunu senden sakladığım için üzgünüm ama öyle kolayca söyleyemezdim." En yakın arkadaşının yavaşça ona yaklaşıp yara izine dokunmasını izledi sessizce.
"Ne zaman oldu? Nasıl oldu Felix, nasıl dayandın?"
"Bir gecede Changbin hyung'dan nefret etmeye başladığım zamanı hatırlıyorsundur."
"O, o mu yaptı? Changbin hyung mu yaptı?"
"Hayır. O yapmadı. Ama ben tek başıma kendimi kurtarmak için çabalarken o izledi. O adamların beni taciz etmeye kalkışmalarını, beni yaralamalarını. Hiçbir şey yapmadı, sadece izledi. Minho hyung... O gece Minho hyung oradan geçmeseydi, beni kurtarmak için gelmeseydi şu an belki de burada olmayacaktık Jisung."
"Te-tecavüz mü? Felix sen bana bunları neden anlatmadın? Bana neden yalan söyledin Lix? Bana, bana onun seni bir anda terk ettiğini söyledin. Seni ektiğini, seni saatlerce dışarıda beklettiğini... Bunların hepsi yalan mıydı? Felix sen tek başına nasıl üstesinden geldin? Ben, ben nasıl seni tek bırakabildim?"
"Yalan değildi Ji. Sadece her şeyi anlatmadım. Hem tek başıma değildim ki. Sen vardın. Senin sayende üstesinden geldim. Sen beni tek bırakmadın her zaman yanımdaydın Jisung."
"Felix... Özür dilerim çok özür dilerim Felix affet beni. Ben, ben, bana söyleseydin yemin ederim durmazdım yanında Lix. Senin acı çekmene izin vermezdim. Çok özür dilerim."
Felix hıçkırarak dizleri üzerine çöken genç ile aynı hizaya gelebilmek için dizlerinin üzerine çöktü.
"Ji bana bak. Jisung... Gözlerimin içine bak. Senin hiçbir suçun yok, tamam mı? Buradaki tek suçlu benim. Sana anlatmam lazımdı, senin her şeyi bilmediğini bilmeme rağmen seni suçlamamam lazımdı. Asıl ben özür dilerim Ji. Sana söylemeliydim."
Jisung yavaşça sarışının göğsünden karnına doğru inen yara izini takip etti. Ağlamasını durduramıyordu.
"Nasıl, nasıl?"
"Minho hyung. Böyle şeylerde deneyimliymiş. O yardım etti bana. Hastaneye gitmedim. Onun yanında kaldım iyileşene kadar. Yarayı da sadece Minho hyung ve o gördü. Başka kimse bilmiyor."
Jisung kollarını sarışına sardı hızlıca. Uzunca bir süre küçüğe sarılmış bir şekilde yerde otururken telefonun çalmasıyla sarışın gençten uzaklaşıp telefonu eline aldı.
"Felix. Benim şimdi gitmem lazım. Ama yarın. Yarın okula gitmiyorsun ve birlikte bu konuyu iyice konuşuyoruz. Tamam mı?"
"Nereye gidiyorsun Ji?"
"Sadece tamam mı değil mi onu söyle Lix." Felix yavaşça başını salladığında Jisung ufakça gülümseyerek odadan çıkmıştı. Hesaplaşması gereken biri onu bekliyordu.
Bayram şekeriniz geldiii♡ iyi bayramlar hepinize güzel bir gün geçirin!!
