Final Part-3

35.3K 1.4K 167
                                    

''Amcamı arayıp teklifini kabul edicem. Aşiret onun olabilir ben karımı istiyorum'' amcam Mehmet abi aracılığıyla aşireti ona satmamı söylemişti. Yüklü miktarda para veriyodu ama tabiki 2 milyon vermiyordu. Şirket hisselerini de satabilirdim. Tek istediğim Lara'ydı. Onun kokusu, elleri, sesi, kendisiydi.

''Az önce polisler konuşurken duydum uçmakdere tarafında olduklarını düşünüyolar''

''Orası nerde?''

''Tekirdağ'dan ilerde, Naip tarafında. Eylül'le gitmiştik. Benim arabanın navigasyonunda kayıtlı sen anahtarı al ben içerde telefonumu unuttum hemen geliyorum''

Anahtarı bana uzatıp karakola girdi. Tabiki onu bu tehlikeye atamazdım, o her zaman benim küçük kardeşimdi ve onun bu kargaşada işi yoktu. Otoparkta arabayı bulup bindim ve hemenarabayı çalıştırıp karakoldan uzaklaştım. Çok geçemden telefonum çaldı.

''Bende ne zaman fark ediceğini düşünüyodum'' dedim telefonun ucundaki Azad'a.

''Olduğun yerde kal ve beni bekle''

''Asla Azad''

''Umakdere tahmin ettiğin kadar küçük değil, deponun adresi bende. Eğer beni beklemezsen polislerin Lara'yı bulmasını beklersin'' Kahretsin.

Yerini söyledikten sonra dönüp onu aldım ve tekrar yola çıktık. Bana aylar geçmiş gibi geliyodu ama sadece 4 saat geçmişti. Dağlık bi yere gelmiştik, kaçıran adamlar zekiydi, hayatta aklıma gelmezdi burası hatta buranın varlığından bile habersizdim.

Lara'dan;

Elimi lavobonun kenarına koyup yüzümü ve ağzımı yıkattım. Kaçırıldığımdan beri kusuyordum, başım dönüyordu ve kendimi halsiz hissediyordum.En kötüsü de hala adet olmamıştım, günüm geçeli 1 hafta olmuştu ama ben hala adet olmamıştım. İçimdeki korku her geçen gün katlanıyordu. Tepemde dikiln adam boğazını temizleyince yavaşça doğruldum ve lavobodan çıkıp odama geçtim. Krem renge boyanmış sade bir odaydı. Beni neden burda tuttukları hakkında hala en ufak bi fikrim yoktu. Çift kişilik yatağa oturup camdan dışarı baktım. Yemyeşil ormanlar ve dağlar... Hep aynı manzara. Birisinin boğazını temizlemesiyle irkildim.

''Korkutmadım umarım'' dedi sakin ve yatıştırıcı bir şekilde. Onu ilk defa görüyordum, üzerindeki takım elbiseden tutun saçının taranışına kadar hat ta sesine kadar karizma akıtıyordu. Susmayı tercih ettim. Yavaşça yaklaşıp yanıma oturdu. Yana kaydım ama pek faydası olmadı, hafif bir tebessüm ettiğini gördüm.

''Miray'a o kadar çok benziyorsun ki...'' duraksadı ve yüzüme bakıp konuşmaya devam etti.

''Miran'ın zevki hiç değişmemiş. Hala saf ve masum kızları kurban ediyor'' dediğinde ne demek istediğini anlamamıştım ama sonraan fark ettim ki Miray ölmüştü ve kurban sayılırdı, peki ben?

''Miran'ın beni kurban ettiği falan yok'' umarım yoktur diye eçirdim içimden. Kahkaha attı, histerik bir kahkaha. Biraz olsun ürkmüştüm belki birazdan fazla.

''Sen o piç kurusu hakkında ne biliyosun ki?! O kendinden başka kimeyi düşünmeyen ve sevmeyen bir orospu çocuğu!'' çarşafı avuçlarımın arasına alıp ellerimi sıktım. Bu adam beni fazlasıyla ürkütüyordu.

''Sen Miray olayıyla ilgili ne biliyorsun ki böyle bilmiş bilmiş konuşabiliyorun?'' biraz daha sakin gibiydi. Gözlerimi el dokuması kilimden çekip yüzüne baktım.

''Miray'ın evlenmemek için intihar ettiğini'' dedim sessizce. Sinirdendi sanırım bu gülüşleri.

''Miran olmasaydı biz Miray'la olabirdik, beni sevebilirdi. O şerefsiz herif Miray'ı hiç haketmedi'' kafayı Miray'la bozmuş bir pislik. Miran'ın neden sevgilisi olmadığını şimdi daha iyi anlıyorum aslında. Biri intihar eder, öteki kardeşiyle yatar...

Death Note (M6)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin