İyi okumalar dilerim!
Alec sabah uyandığında acıyla başını tutarken yatağının kenarında duran komodini eliyle yoklayarak sigarasını aradı. Bulamayınca kanlanmış gözleriyle sinirden deliye dönmüş bir şekilde doğruldu ve dağınık saçlarının içinden ellerini geçirdi. "Jace Herondale! 10 saniye içinde bana sigaramı getirmezsen sen ölüsün."
Jace'den ses gelmeyince içinden küfürler yağdırarak ayağa kalkmak zorunda kalmıştı. Onun o geniş boynunu tutacak, sarı yüzü renk değiştirip mor olana kadar sıkacaktı. Evet, yapacaktı bunu.
Çalışma odasına girdiğinde yerdeki halıda üst üste çıplak bir şekilde yatan Simon ve Jace'i görmeyi bekliyordu aslında, etrafa dağılmış ders notlarına bakılırsa ders çalışma ayağına çocuğu güzel yürütmüştü.
Masaya ilerleyip en üstünden sigarasını aldığı sırada yanından mırıltılar geliyordu; kapıya baktı, kaçmak için artık çok geçti. Hemen dolabın kapağını açarak ustalıkla arkasına saklandı.
Simon uyanmış, Jace'in sarı saçlarına bir öpücük kondururken Jace'de gülerek uyanmıştı. Jace'in üstünden halıya uzanıp gözlüğünü alacağı sırada Jace onun kolunu tutup kol kaslarını öpmeye başlamıştı. Simon nazlı bir edayla gülerken Jace onu nazikçe altına almıştı. "Günaydın..."
Dudaklarına yaklaşıp sakince temas ederken Simon'un eli Jace'in saçları arasına karışmıştı bile. Birbirlerinin dudaklarıyla yavaşça savaşırken Alec belki de tam ŞUAN çıkmak zorunda olduğunu hissetti ve ikisininde gözleri zaten kapalıyken sessizce odadan sıvışmayı başardı.
Oturma odasına geçip sigara paketinden bir tane sigara aldı ve dudakları arasına yerleştirdi. Tam çakmağı yaktığı sırada içeriye giren ve üzerinde yalnızca baksırı olan Jace ile göz göze geldi. "Biliyorsun, kapıyı çalman yeterdi Alec."
Alec gözlerini devirip sigarasını yakarken derin bir duman çekti içine. Jace de yanındaki kanepeye otururken Alec'in elindeki sigarayı alıp kendiside aynısını yaptı.
Alec sinirle sigarasını geri alırken Jace'in heylemesi fazla umursamadı. "Erkek arkadaşınla ilgilensene Jace."
Jace gururlu bir edayla kanepeye yayılırken omzunu silkti. "Duş alıyor."
Alec sigarasından daha kuvvetli bir duman çekerken telefonunu cebinden çıkardı ve banka hesabına girdi. İşte! Tam tamına 300$ yazısı öylece duruyordu. "İşte bu!"
Kahkaha atarken ağzındaki sigarayı çıkarıp Jace'in ağzına koydu. "Artık encounter'i alabilirim!"
Jace'in saçlarından tutup kendine çekti ve alnına kısa bir öpücük kondurduktan sonra odasına yöneldi. "Yemin ederim şu okların kadar bir şey daha mutlu edemez seni!"
Alec hala aptalca sırıtırken tişortünü üstünde geçirdi. "Haklısın!"
Kapıya çıkıp ayakkabılarını zorlansada hızla giydi ve asansörü es geçip merdivenleri ikişer ikişer inmeye başladı. Çok sık bu ruh haline girmiyordu ve şuan mutluluktan uçabilirdi. Oysa daha oklar için yeteri kadar para biriktirememişti bile. Yalnızca yayını alacaktı. Yine de bu ona yeterde artardı. Jack's Wife Frida'da bu tempoyla çalışmaya devam ederse oklarını da alabilirdi.
Sonunda talim malzemelerinin satıldığı merkeze geldiğinde hızla içeri girip encounter'ların olduğu kısıma ilerledi. Hepsi mükemmel bir şekilde öylece asılı duruyordu. Hangisi alması gerektiğine karar veremiyordu bile.
Ve o anda dün akşam göz göze geldiği adam aklına geldi; gözlerinde simler vardı ve bu onu inanılmaz derecede çekici yapıyordu. Gözlerini o zaman inceleyememişti ama şimdi aklına geldiğinde mükemmel bir kahverengiliğe sahip olduğunu hatırladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
if youre not gay
Fanfictionçok zarifti; dokunsan kırılacak gibiydi... kısacası çok güzeldi işte. S: [05.01.2019] F: [21.07.2019] tw/// anxiety childhood love