au pt.10

779 73 35
                                    

y/n : in this ep malec just *in matt daddario's voice* doin' some loviiiiin' bc everybody fucking need it

Alec daha kapıyı tıklatmadan içeriden gelen müzik sesini duyuyordu ve zaten karmaşık olan duyguları iyice birbirine geçmişti. Yalnızca biraz kafa dağıtıp erkek arkadaşıyla takılmak istiyordu ama dürüst olması gerekirse ne yapması gerektiğini de bilmiyordu. Şuanda onun söylediği tüm yalanları gözardı edebilir ve saatlerce onunla vakit geçirebilirdi.

Kapıyı korkakça tıkladığında içerden gelen birkaç sesten sonra önüne çıkan saçları dağınık ve gözlerinden belli, oldukça içmiş adama baktı. Uzun zamandır ona bu kadar yakından bakmadığını fark etti ve gözlerine bir ziyafet çektirmekte sakınca görmedi. Uzunca sarhoş adamı süzerken adam nazlı bir eda ile gülümseyip aşık gözlerle bakan adamın kendisini izlemesine izin verdi.

Alec, kasvetli ama bir o kadarda pozitif duygularla yoğurulmuş gözlere bir süre daha bakarken Magnus'un esmer teninin git gide kızarmasına karşılık ona doğru bir adım attı. Ne kadar onu böyle görmeyi sevsede mesafesini koruması gerektiğini hissetti, geçerli bir bahanesi olduğuna inansa da kendisini kolay teslim etmeyecekti. "Senin için endişeleniyorum ve sen burada kafa mı buluyorsun?"

Magnus bu yoğun bakışmadan sonra gelen sert soruya şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. Sarhoştu ve duygularını kontrol edebileceğini düşünmüyordu ama Alec ona sinirliyken fazla bir şey yapabileceklerini zannetmiyordu. Mutlu aurasını yavaşça kaybederken Alec'i içeriye davet etti ve sessiz adımlarla onu salona doğru giderken takip etti. "Ah, benim tatlı Alexander'ım... Benim için endişelenmeye gerek yok. Gördüğün gibi ben iyiyim."

"Benimle flört etme." Alec sertçe karşı çıkarken aslında gerçekten sinirli değildi bile, yalnızca sözcüklerini ağzından nasıl çıkarsa öylece bırakıyordu. İkinci kez düşünmek istemiyordu, bu gece olmazdı.

Magnus gözünün içindeki parıltılarla oldukça yapılı adama baktı. Sanki ne demek istediğini bilmiyor gibiydi ya da cesur gibi görünmeye çalışıyordu, Magnus gülümserken bir adım yaklaştı ve elini yanağına ilerletti.

Alec yerinde adeta donmuş bir edayla yanağını nazikçe okşayan adamın sıcaklığına bıraktı kendini ve içindeki huzurla yavaşça gözlerini kapattı. İşte buydu, Magnus'un Alec'te bıraktığı etki buydu ve Alec bunu seviyordu, çok seviyordu.

Yavaşça sakinleştiğini hissederken gözlerini açtı ve tüm güzelliğiyle karşısında duran adamı biraz daha süzdü. Onun güzelliğine melekler bile imrenebilirdi ve Alec bu konuda şaka bile yapmıyordu, hayır, Magnus çok güzeldi, meleklerden bile daha güzeldi ve bu, Alec'e neden buraya geldiğini bile unutturmaya yetmişti.

Magnus göz temasını asla kesmezken çekingen bir edayla elini yanağından ensesine doğru ilerletti, oradaki saçları sımsıkı kavrarken bu Alec için fitilin ateşlenmesine yeterde artardı, kendisi zaten deli doluydu.

!!!Foreplay/Slash

Arzuyla önündeki adamın dudaklarına eğilirken tuhaf hissettirmesi gereken her şey tam aksine yerli yerinde hissettiriyordu, Alec'e ev gibi hissettiriyordu ve yalnız inşa ettiği evin dört duvarınıda şimdi Magnus'un esmer tenindeki hoş sıcaklık örtüyordu.

Magnus, sanki bütün kasları gevşemiş, kendisini karşısındaki adamın dudaklarının verdiği hisle kaybetmişti ve Alec ona neredeyse dokunmuyordu bile, yalnızca dudaklarını öpüyordu. Anın verdiği zevk ve alkol tadıyla başının döndüğünü hissetti ve sabırsızca dilini Alec'in dişleri arasından geçirmek istercesine bastırdı. Bu onun izin alma şekli bile değildi, istiyordu, yalnızca Alec'i kendisinde, ruhunda istiyordu.

if youre not gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin