au pt.6

973 91 58
                                    

İyi okumalar!!

Alec sabırsızlıkla otobüsün durmasını beklerken cebinde titreyen telefonunu hızla eline aldı. İçi içini kemiriyordu ve Magnus'u nasıl bulacağını bile bilmiyordu.

İzzy : Nereye gittin öyle aceleyle

İzzy : Annenin telefonlarına da cevap vermemişsin. Kadın seni önemsiyor Alec. Bu kadar göt lalesi olmana gerek yok

Alec : İsabelle! Şuan hiç ahlak dersi vermeni dinleyemeyeceğim!

Alec : Magnus'un bizim okulda olduğunu biliyordun değil mi?

Alec : Sana inanamıyorum. İğrençsin

İzzy : Hey, hey. Sakin ol

Alec : İsabelle sakin falan olamam!

Alec : Bitti tamam mı

Alec : Sana sonsuza kadar güvenebileceğimi zannetmiştim. Sende diğer insanlar gibi yalancısın sadece. İnsanlara fazla değer verdiğim zaman hep böyle sonuçlanıyordu zaten

Alec : Sende diğerleriyle aynısın!

Alec : Bir daha karşıma çıkma sakın

Alec yumruklarını sıkarken otobüsten indi ve çantasının en küçük gözünde sakladığı not kağıdını çıkararak Clary'nin numarasını telefonuna kaydetti. Magnus'tan istese de adresini vermeyeceğini biliyordu. Gerçi Clary'de vermeyecekti ama denemeye değerdi.

Alec : Hey, Clary. Ben Alec

Alec : Analiz sınıfından

Clary : Benim analizde olduğumu bilecek kadar dikkat ettin mi gerçekten? Numaran zaten var

Clary : Kampüsteki herkeste var. Ne oldu?

Alec : Magnus. Onun ev adresini ver bana

Clary : Neden?

Alec : Clary, öğrenebileceğimi biliyorsun. Lütfen işimi zorlaştırma. Sadece söyle işte

Clary : Sana söyledi değil mi?

Alec : Sadece özel hayatıma burnunu mu sokacaksın yoksa siktiğimin adresini söyleyecek misin?

Clary : Şuan evde değil zaten, yani hayır

Alec : Aynı evde mi yaşıyorsunuz?

Clary : Brooklyn'de tek başına ev kiralayabileceğini mi düşündün cidden?

Alec : Haklısın. Her neyse, gönder artık

Clary : Zaten hayır dediğimi hatırlıyorum?

Alec : Ah, boşversene

Clary : Biliyor musun Lightwood, korkunç bir insansın

Alec : Sen öyle diyorsan

Alec bıkkınlıkla telefonunu cebine attı ve durduğu yerde saçlarını karıştırdı. Ne yapacağını bilmemekle birlikte Brooklyn'in orta yerinde öylece dikiliyordu.

Etrafına bakınırken çaresizlikle dolan gözlerini avuç içleriyle sertçe sildi. Sadece yorgundu, ihtiyacı vardı bir şeylere.

Saçları içinden ellerini geçirirken arkasındaki kaldırıma oturup duygularının önüne geçmeye çalışmayarak telefonunu çıkardı. Başka şansı yoktu.

if youre not gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin