FİNALE 7 BÖLÜM KALDI.
BUNDAN SONRA HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK.
İYİ OKUMALAR.
-Ne oluyor, ne yaptınız? Neye bastınız?
Herkes ''bilmiyorum'' diyordu. Doğa çaresiz kapıya koştu fakat kapı çoktan kapanmış ve araya sıkışan beden iki parçaya ayrılmıştı bile.Çınar içinden ''işte şimdi s*çtık''diye düşündü. Asya da paniklemiş haldeydi. Ayda ve Derin sağa sola bakıyorlardı. Kapının neden kapandığı ile alakalı fikir sahibi olabilmek için. Ufuk ise bunun bir tuzak olduğu yönünde fikir yürütmüştü.
-Şimdi kapana kısıldık işte
İlk tepki her zamanki gibi Çınardan gelmişti.
-Henüz değil arka taraflara bakmadık. Ayda,Derin ve Asya siz burada kalın. Çınar ve Ufuk siz de benimle gelin.
Arka taraftaki çift kanatlı kapıya doğru yöneldiler. Çınar ve Doğa Pyroma ile birlikte yürüyorlardı. Ufuk ise silahını kavramıştı bile. Doğa önden ilerleyip kapıyı aralayıp diğer tarafa geçti. Arka tarafta bir sürü katı olan yüksek raflardan ve yine bir sürü koridordan oluşan bir arşiv odasına girmişlerdi. Doğa el işareti ile Çınarı sağdan Ufuk'u ortadan gitmesi ve kendininde sol kanattan gideceğine dair gerekli işaretleri yaptı.
Doğa Pyromasını karşıya doğru siper ederek sol taraftan sağındaki koridoları da kontrol ederek ilerliyordu. En az 9 koridor geçtikten sonra sol köşeden sağa dönmek zorunda kaldı. Koridorun sonunda elektrik panosuna benzeyen bir aygıt gördü. Üzerinde 4 renk vardı aktif halde olanlar ise kırmızı ve sarı olanlardı. Bir çözüm bulduğunu düşünerek panoya doğru koşmaya başladı. Fakat yarı yolda ayağı bir şeye takıldı ve yüzüstü yere düştü.Pyroması da kendinden yaklaşık 2 metre uzaklıkta duruyordu. Kollarından destek alarak kalkmaya çalıştı fakat başına dayanmış bir silah varken doğrulmak biraz zor gözüküyordu.
Ellerini havaya kaldırıp ayağa kalktı ve arkasını döndü. Karşısındaki kişi turuncuya yakın tonlarda saçları olan hafif çilli suratı ve irice yeşil gözleriyle her an ağlayacakmışcasına şevkatli bir ifadesi olan ama mimiklerinde kararlı bir yapısı olan beyaz tenli 20'li yaşlarında bir adamdı.Boyu 170-75 civarlarında geniş omuzlu ince belli yapılı birisiydi. Silahı Doğa'ya tutarak hemen uzağındaki Pyroma'ya doğru ilerledi ve yerden Pyroma'yı aldı.
-Bunu nereden buldunuz ?
-O bana ait.
-Sana mı ait ? Kim verdi sana onu yoksa çaldın mı ?
-Hayır, bana onu karanlıktaki silüet verdi. O makinaya dokunduktan sonra oldu herşey.
-Sen, silüeti ve makinayı biliyor musun?
-Elbette bana bunu veren o zaten.
Turuncu saçlı adam arka cebinden kendi Pyromasını çıkarıp yan yana koydu.
-Bana da bunu o verdi.
Silahını indirdi ve Doğa'nın Pyromasını ona uzattı. Doğa Pyromayı alıp diğer elini de tokalaşmak maksadıyla uzattı.
-Ben Doğa, Pyromanın demesine göre Alfa'yım yani 1 numara. Sende 3 numara olmalısın.
-Evet, bende 3 numarayım.
-Peki ya adın nedir? Bunca zamandır neredeydin?
-Adım Onur, senin?
-Benim adım da Doğa, memnun oldum.
Elini uzattı. Onur biraz çekingen bir yapıya sahip olduğu için tereddütle elini uzatıp tokalaştılar.
-Bunca zaman neredeydin Onur?
