Üçüncü Mektup - "Çift"

20 2 0
                                    

Günaydın . Sevgili Tanrım . Bu gün her zamankinden farklı bir şeyler yaşıyorum . O'nu hatırladım . İlk ve tek sevdiğim kadını . 14 yaşındaydım daha . Saçları simsiyah , beline kadar uzanan , kiprikleri adeta ok gibi uzayıp kalbe batan , ela gözleriyle baktığında dilimin tutulmasını sağlayan o kadın . Ne kadar güzel bir duygu değil mi , sevmek? İnsan mutsuzluk olgusunu kaybediyor . Aslında hayır . O mutsuzluk zaten var ve öyle kalacak . Sadece birine bağlanmak ve sevmek bir anlık onları unutturuyor . Aslında çoğu zaman "aşk" diye tabir ettiğimiz bu olgu da, hayatta yaşadığımız ilgi ve sevgi boşluğundan oluşuyor . Bazen de sadece hormonsal dürtü . İşte bu günkü mektubun konusu bu . İnsanların giderek sevgi ve aşk duygusundan uzaklaşması . Hayır . Sevgi sadece karşı cinse karşı duyulan bir duygu değil . Gözünün gördüğü her şeye karşı duyulmalı .
İnsanlar kendilerini başka bir canlıdan üstün görür ve onların sadece kendisi için yaratıldığını ve o olmadan da hayatında bir şey değişmeyeceğini düşünür . Yanlış . Aslında senin her varlığı bir birine muhtaç yarattığını fark etmiyorlar . Gün geçtikçe kadınlar kendilerini erkeklerden , erkekler de kendilerini kadınlardan üstün görmeye başladılar . Halbu ki , insanın bir olguyla hayvana bile bir üstünlüğü yokken . Örneğin ; insan düşünüyor , çita hızlı koşuyor . Ani bir rastlamayla insan o anda aklını kullanamaz ve bir hayvanın kurbanı olur .
Erkek tohumu atıyor , kadın yetiştiriyor . Aslında kadının erkeğe , erkeğin ise kadına sadece bir çiftleşme ve soy devam ettirme objesi gibi bakması da yanlış bir düşünce tarzı . Yalnız ölmek bir insanın kendi tercihi olmamalı . Kadın erkeğin , erkek ise kadının sevgi ve ilgi boşluğunu doldurmalı . Bazen diyoruz ya : "sadece çiftleşme dürtüsüyse hayvanlardan farkımız ne ? " Aslında hayvanlarda da sadece çiftleşme dürtüsü değildir . Örneğin ; " Bir kurt , dişisine daima sadık ve bağlı kalır ikisinden birinin ihaneti sonucu ya biri intihar eder , ya da diğerini katl eder . " İnsanlar bir birlerini herhangi bir özelliğiyle diğerine üstün gördüğü müddetce cemiyyet düzelmeye değil gerilemeye gider ve bu da bizi bir-birini katletmek için fırsat kollayan sırtlan sürüsünden farksız kılar . Örnek getirelim : Marilyn Monroe son günlerinde , hayatta en büyük pişmanlığının düzenli bir aileye adım atmaması olduğunu dile getirmiş ve öldüğünde de odasında yalnız ve kimsesiz saatler sonra bulunmuştu . Hedviga Golik oturduğu odasında soğuk bir fincan kahvesiyle ölümünden tam 42 yıl sonra bulundu . Yalnız ve çaresiz .
Sullivan'ın yazdıklarına göre sağlıklı bir ruhsal ve duygusal gelişim için birileriyle yakınlık kurmak şarttı . Bırakın kadın ve ya erkek üstündür olgularını . Yoksa bir de bakmışsınız ya yalnız başına bir yerde cesediniz bulunmuş ya da ..... Benim gibi bir akıl hastanesi odasında tek başına son nefesinizi bekliyorsunuz .
Neyse , bu günde güzel bir konuya değindim . İyi günler sevgili tanrım .

Üçüncü mektup: 07.eylül.1999. 09:00

Tanrıya mektuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin